31 Aralık 2024 Salı

Yabancılar Sorunu

Suriyeli, Afganlı veya Afrikalı yabancıların normalin üzerinde dikkat çekecek şekilde bu ülkede barındığı bir gerçek.
Kimi bu ülkeye yerleşmiş, bu ülke vatandaşlığın geçmiş kimi de geçici göçmen statüsünde.
Ortadoğu'da huzur olmaz, yarın başka ülkelerde iç kargaşa ortaya çıkarsa, bu ülkeye yeni göçmenlerin gelme ihtimali de her zaman için var.
Statüsü ne olursa olsun yabancıların çoğu birçok sektörde çalışıyor. İçlerinde dilenen kimseye pek rastlamadım. Kendi ekmeklerini kendileri kazanıyorlar.
Burada yabancı seviciliği veya düşmanlığı yapacak değilim. Dikkat çekmenin dışında bugün istisnalar hariç toplumsal bir infiale sebep olacak şekilde pek problem oldukları yok. Yalnız zaman zaman gerginlik yaşandığı ve gerilimin yükseldiği de bir vakıa.
Problem çıktıktan sonra nasıl çözeriz üzerine kafa yoracağımıza, ileride muhtemel yabancı problemine dikkat çekerek tedbir alınması gerektiğini düşünüyorum.
Muhtemel tehlikeye gelirsek, yabancıların yoğun olduğu yerlerde; ırkçılığın, milliyetçiliğin, yabancı nefreti ve düşmanlığının artabileceğini düşünüyorum. Bu da karşı karşıya gelme riskini barındırıyor. Çünkü bu potansiyel farklı uyrukların olduğu yerlerde her zaman olur.
Kürtler her ne kadar bu ülkenin yabancısı olmasa da yüzyıllardır aynı ülkede yaşıyor olsak da birbirimizden kız alıp versek de özellikle terörün azdığı dönemlerde Türk Kürt gerginliği geçmişte eksik olmadı.
İçimizde öyle tipler var ki terör bir can alsa tüm Kürtleri terörist görecek derecede Kürtlere bilemiyor.
Şimdilerde eskisi gibi Türk Kürt gerginliği yok. Çünkü 2011’den bu yana ülkemize bol miktarda gelen Suriyeliler Kürtleri unutturdu. Bu unutmada terörün hız kesmesi de etkili oldu.
Bu tespiti bir Kürt arkadaş yaptı. Bir gün bana, "İyi ki şu Suriyeliler geldi. Buna en fazla biz Kürtler seviniyoruz" dedi. Niye dedim. "Çünkü Suriyeliler gelince biz unutulduk" dedi. Ben de ona siz Suriyelilere göre Sünni imişsiniz. Kıymetinizi geç anladık diye şaka yapıp gülüştük.
Bu dediklerime abartıyorsun, o kadar da değil demeyin. Ortaokul seviyesinde ki çoğu çocuklarda Suriyelilere karşı bir nefretin olduğunu ortaokullarda çalışırken bizzat gördüm. O zamanlar din kültürü ders kitaplarına Muhacir-Ensar kardeşliği de konmuş, bu konu işlenirken Türkiye’dekiler Ensar, Suriyeliler ise Muhacir vurgusu yapılmıştı. Öğrencilere bunu izah ederken o küçücük çocukların olmaz böyle dediklerine bizzat şahit oldum.
Almanya’ya giden, orada kalan, orada çoluk çocuğa kavuşan, iş güç sahibi olmuş, ev bark almış Türklere, Dazlaklar denen Alman gençlerin husumetini bilmeyenimiz yoktur.
Yarın bu ülke gençleri arasında işsizlik artarsa, ara ara Suriye uyruklu kişiler infiale sebebiyet verecek adi suçlara karışırsa, Türk-Suriyeli arasında gerilim yükselir.
Bu aşamaları temenni etmiyorum. İllaki olacak demiyorum. Ama böyle bir risk söz konusu. Bu yüzden bu süreci iyi yönetmek, Suriye’deki olumlu gelişmeleri fırsata dönüştürerek Suriyelileri memleketlerine dönmeye teşvik etmek gerekir diye düşünüyorum.

Suriyeliler Gider mi?

Esed rejiminin yıkılıp Suriye'de meydana gelen yeni durum sonrası, Suriyeliler memleketlerine döner mi, dönmez mi soruları zaman zaman ikili görüşmelerde soruluyor, TV ekranlarında tartışma konusu oluyor.
Gitmezler bunlar diyen çoğunlukta. Giderler ama çoğu kalır diyenler var. Bunlar giderse sanayi işçi bulamaz. O yüzden hepsi gitmesin diyen sayısı da az değil.
Dersine girdiğim sınıflarda tek tük Suriyeli öğrenci var. Lise talebesi bunlar. Suriye'deki gelişmelerin ardından bunlara Suriye'deki gelişmeleri nasıl gördüklerini sordum.
Gelişmelerle ilgili pek bir bilgileri yok. Küçük yaşta gelmişler. İyi oldu, kötü oldu bile demiyorlar.
Ülkelerine dönme düşüncelerinin olup olmadığını sordum. Bir tanesi bilmem dedi. Bir diğeri, "Evimiz yıkıldı. Gitsek bile evimiz yok. O yüzden gitme düşüncemiz yok" dedi. Bir başkası da "Evimiz yıkıldı. Şimdilik buradayız. Babam bir ara gidecek. Orada duracak. Evi yeniden yaptırınca bizi alacak. Biz o zamana kadar burada okullarımıza devam edeceğiz" dedi.
Görüştüklerim ülkemizde yaşayan tüm Suriyelileri yansıtmasa da gözlemlerimi söylersem, Suriyelilerin büyük çoğunluğu bu ülkede kalır. Çünkü önemli oranı Türk vatandaşlığına geçti.
Çoğu bu ülkede kendi işini açtı.
Önemli bir kısmı maaşlı olarak çalışıyor.
Bu ülkede yaşamaktan memnunlar mı bilmiyorum. Ama memnun olmasalar da iyi kötü işi varsa, aldığı ücret evini geçindiriyorsa, başını sokacak bir ev almışsa veya oturduğu evin kirasını verebiliyorsa pek azı hariç gitmezler.
Niye gitmezler? Çünkü Suriye'ye gitseler, hayata ve her şeye yeniden ve sıfırdan başlayacaklar. Bu ülkeye ilk geldikleri zaman çektikleri sıkıntıyı kendi memleketlerinde yaşayacaklar. Kendi doğup büyüdükleri memleketleri olsa da orada kendilerini iş beklemiyor. Çoğunun evi de yoktur. Varsa da yıkılmıştır.
Çoğu bekle gör modunda olacak.
Ne zaman giderler? İleride Suriye imar edilir, konut sıkıntısı olmaz, istihdam ihtiyacı ve imkanı olursa, iç savaş ve terör olmazsa, oradaki imkanlar buradan fazla olursa, belki o zaman gidebilirler.
Gelişme sonucu ülkelerine dönenler İçişleri Bakanı’nın açıklamasına göre 21 günde 6 bin aile (35 bin kişi) dönmüş. Daha önce Suriye’ye dönenlerin sayısı ortalama 338 iken bu sayı, son gelişmeyle birlikte 1700'e yaklaşmış.
 Öyle zannediyorum, eski gayrimenkullerine birileri çökmesin diye gidiyor gidenler. Bir kısmı da bu ülkede umduğunu bulamayanlar olmalı.
Gidenlerin ne kadarı kalıcı olmak için gidiyor, bunu zaman gösterecek. Umduklarını bulamazlarsa, gidenlerin bir kısmının bir şekilde tekrar geri döneceğini düşünüyorum.

30 Aralık 2024 Pazartesi

Yükselmenin Hududu

•⁠ ⁠IMEI kayıt ücreti, 31.692 TL’den 45.614,20 TL’ye,
•⁠ ⁠3 yıl üzeri pasaport harcı, 7.833 TL’den 11.274 TL’ye,
•⁠ ⁠Yurtdışına çıkış harcı, 500 TL’den 710 TL’ye,
•⁠ ⁠Araç muayene, (otomobil) 1.821,60 TL’den 2.621,80 TL’ye,
•⁠ ⁠Telsiz kullanım ücreti, (aylık) 14,94 TL’den 21,50 TL’ye,
•⁠ ⁠1.6 motor, 1-3 yaş arası MTV, 5.851 TL’den 8.421 TL’ye,
•⁠ ⁠B sınıfı ehliyet harcı, 3.945,40 TL’den 5.678,60 TL’ye,
•⁠ ⁠En düşük trafik cezası, (radar) 1.506 TL’den 2.167 TL’ye,
•⁠ ⁠Gelir vergisi ilk dilimi, 110.000 TL’den 158.000 TL’ye,
•⁠ ⁠Aylık beyanname damga vergisi, 308,30 TL’den 443,70 TL’ye yükseltildi.
Yukarıda yer verdiğim harç, vergi ve ücret listesi Resmi Gazetede yayımlanan 2025 yılına ait vergi zamlarıdır.
Matematik bilginiz iyi ise harç, vergi ve ücret oranlarının ne kadar olduğunu en iyi siz bilirsiniz.
Ben orandan ziyade fiyatların füze gibi havaya yükseldiğini gördüm. Vergi listesinin sonundaki “yükseltildi” fiili de buna işaret eder.
Yükselmek demek göğe yükselmek demek.
İstikbal göklerde değil miydi?
Göğe yükselince arşı âlâyâ da kadar yolu var.
Yükselmenin bedeli olmayacak mı?
Olacak elbet.
Ne de olsa şahlanış dönemindeyiz.
Şahlanırken birileri üzerimize basacak, birileri de yükselecek veya yükseltecek.
O yüzden yükselmekten ve yükseltilmekten korkmamak lazım.
Ne demişler? Yüksel Türk! Senin için yükselmenin hududu yoktur.
Kartallar da yükseklerden uçar. Dipte kalsak daha mı iyiydi?
Maaşlar, ücretler yerlerde sürünüyor diye ayrıca hiç yükselemedik diye vergiler de mi yükselmesin. Bırakın da o bari yükselsin. 
Kıskançlığın zamanı değil.
Lütfen! Bardağa dolu tarafından bakalım.
Ne diyelim? Sebep olan müsebbiplerden Allah razı olsun.