3 Eylül 2019 Salı

İki Kişi veya Gruplar Arasına Kara Kediler Girerse *

Sevip saydığınız kişi ya da kişiler arasında zaman zaman sorunlar çıkabilir. Sorunu çözme iradesi gösterirlerse üçüncü şahıslara ihtiyaç duyulmadan bir araya gelerek aralarındaki sorunu çözebilirler. Bir araya gelemiyorlarsa iki tarafın da sevip saydığı kişiler onları bir araya getirir, onları uzlaştırır. 

Sorun büyük, sorunu çözmek için bir araya gelemiyorlar, birbirlerine mesajı ekran ve meydanlardan vermeye başlamışlar ve bunları sevenler de bu durumdan hoşnut değiller ise sevenlerine düşen;
1.Tarafları bir araya gelmeye ve aralarındaki sorunu çözmeye zorlamaktır. Bunun için gerekirse yalan söylemektir. Bu yaptığınızdan hoşnut değiliz, ayrışmaya hakkınız yoktur. Buyurun aranızdaki sorunu çözmek için eteğinizdeki taşları dökün. Şayet haklı-haksız noktasında anlaşamayacaksanız biz aranızda hakem olalım, hakemliğimiz de işe yaramazsa dışarıda birbirinizin aleyhinde konuşmamalısınız şeklinde sükunet telkin etmektir.
2.Bu süreçte birinin lehine, öbürünün aleyhine tarafgirlik yapmamaktır. Çünkü tarafgirlik sorunu çözmez. Hazırında yangına körükle gitmek olur.
3.Sosyal medya gibi yerlerde yine birinin lehine diğerinin aleyhine paylaşımlar yapmamaktır. Bu, bu duruma üzülmek değil, göze girmek için yapılan paylaşım anlamına da gelir.
4.Eğer illaki kızacaksanız tarafların her birine kızın. Çünkü hiçbir yerde sorun tek taraflı olmaz. Sadece oranları değişiktir.
5.Anlaşamadıkları takdirde bu, bir tarafın haklı veya iyi, diğer tarafın haksız veya kötü olduğu anlamına gelmez. Bazen iki iyi insan anlaşamayabilir.
6.Her iki tarafa sevgi ve nefrette aşırı gitmemektir. Dostlarınıza ve düşman bildiklerinize sevgi ve nefrette haddi aşmayın. Çünkü sevgi ve nefretin aşırısı sonuçları itibariyle aynı amaca hizmet eder. 
7.Yapılan her şey fayda sağlamaz ise yapılması gereken susmaktır, dua etmektir, zamana bırakmaktır. Çünkü zaman her şeyin ilacıdır. Her iki tarafı zorlamak için gerekirse iki tarafa da tavır almaktır.
8.Bu süreçte yapıcı rol oynamayanlara düşen Allah rızası için hiçbir şey yapmamalarıdır. Bu, hem kendileri hem de taraflar için hayırdır. Bunu yapmayanlar fitne ateşine sadece odun taşımış olurlar. Bu da kimsenin hayrına olmaz.
9.Tüm bunları yaparken tarafları savunmaya geçme durumuna düşürmemektir.
10.Tarafları sakinleştirerek usul, yol, yöntem bilmeyenler hiç araya girmesinler. Çünkü kaş yapalım derken gözü çıkarırlar. Bu tiplerin kendi asıl işlerine yoğunlaşmaları en makul yoldur.

* 06/10/2021 tarihinde Barbaros ULU adıyla Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.

"Dürüstlük Her Zaman Kazanır"

Kiracı olanlar bilir, ev sahipleri de. Yıl doldu mu kiracı ile ev sahibi bir araya gelir, az veya çok kira artışı yapılır. Kira artışı yapılırken çoğunluk TÜFE göre hareket ederken kimi de karşılıklı anlayış içerisinde orta bir fiyatta anlaşırlar. Gerçi ben anlaşırlar diyorum ama yetki genelde ev sahiplerindedir. Son sözü onlar söyler. Kiracı, artışı beğenmezse evden çıkmak için başka bir ev arayışına girer.

Ben de bir kiracıyım. Üç yıl önce eylül ayında oturmuştum bu eve. Ev sahibim yurt dışında ikamet etmekte. Her yaz Türkiye'ye geldiğinde hem ziyaret hem de kira artışı için 15-20 dakikalığına bize uğrar. Çay ya da kahvemizi yudumlarken hal hatırdan sonra kirayı da konuşur, alışverişi tatlıya bağlarız. 

Evi ilk kiralayacağım zaman kendisiyle telefonla görüşmüş, birbirimizi görmeden evini tutmuştum. Sağ olsun, fiyat konusunda da yardımcı olmuştu. Yıllık artışlar da bu şekil karşılıklı anlayışla çözüldü. 

Ev sahibimin kira konusunda gösterdiği bu kolaylığı ben de kendi kiracıma gösterdim. Hem ilk kiraya verirken hem de yıllık artışta kolaylık sağladım. Muhitinde en uygun kira ile oturanlardan biridir. Kendim de hakeza.

Eylül ayı gelince üç yıldır oturduğum evin kira artış zamanı geldi ama her yıl kira artışı için evimizi temmuz, ağustos ayında ziyaret eden ev sahibim bu sene gelmedi. Sonunda kendisine kira artışı yapmamız lazım, zira zamanı geldi. Kira artışı için ne düşünüyorsunuz şeklinde bir mesaj gönderdim. "Bu sene Türkiye'ye gelemedim, yoğunluktan kirayı da unutmuşum. Fırsatını bulunca yazacağım" şeklinde cevap aldım. Ertesi günü "Siz ne kadar düşünüyorsunuz" dedi. Ben de karşı komşumun kira artışını söyledim. Onunki kadar artırırsanız memnun olurum. Yine de karar sizin dedim. Söylediğim miktarı az bulduğunu, kendisinin şu kadar düşündüğünü yazdı. Kendisine söylediği miktarın yüksek olduğunu, evinizi ilk tutarken yaptığınız indirimi bu sene de görmek isterim. Yardımcı olursanız sevinirim dedim. Biraz düşündükten sonra "tamam, sizi kırmayayım. Dediğiniz gibi olsun. Çünkü kira artışını siz hatırlattınız. Dürüstlük daima kazanır, lafta kalmasın. Güle güle oturun" yazdı. Kendisine teşekkür ederek bir kira artışını daha bu şekil tatlıya bağlamış olduk.

Ev sahibimin artış olarak düşündüğü miktar benim düşündüğümün iki katı idi. Onu benim telaffuz ettiğim miktara getiren, kira artışını hatırlatmam idi. Yazdığı "Dürüstlük her zaman kazanır, lafta kalmasın" sözü kira artışından daha fazla memnun etti beni. Dürüst olmamama rağmen sadece hatırlatma yapmam beni dürüst görmesine neden oldu. Keşke dediği gibi dürüst olabilsem… Allah dürüstlüğe prim veren ev sahibimden ve hayatını dürüst yaşayanlardan razı olsun, dürüstlerin sayısını artırsın.

Öyle Güçlü Ol ki...

Oğul! Gel sana altın öğütler vereyim. Zira elli yılın tecrübesi var bende. Öğütlerimi yerine getir ki sırtın hiç yere gelmesin.

Hangi işi yaparsan yap. Birinci önceliğin en güçlü olmak olsun. Güçlü olmak için de kendini yetiştirmelisin. 
Kendini yetiştirdin. Ama bu, tek başına yeterli değil. Aynı zamanda kendini pazarlamayı bileceksin. Kendini pazarladın mı arkası kolay. 
Diyelim ki sen kendini yetiştirdin, reklamını iyi yaparak pazar payını da her geçen gün artırdın ve zirveye oturdun. Rehavete kapılmak yok, şımarmak yok. Çünkü zorluk devam ediyor. Evet kendini geliştirmen ve en büyük pazara sahip olman önemli. Esas önemli olan o pazarda tutunmak ve sürekli olmaktır. 
Kalıcı olmak için bundan sonraki söyleyeceklerimi daha dikkatli dinle. Aç kulaklarını.
Öyle çalışacaksın ki insanlara kendini sevdirmelisin. İnsanlar sende kendilerini bulmalılar. Senin için ölümü göze almalılar. Sevgin dilden dile dolaşmalı. Böyle bir ortamı oluşturdun mu karşına rakip de çıkmaz. Çıkmaya kalkanı sana gösterilen sevgi seli boğar. 
Arkana takılan bu insan selini belli bir yöne kanalize etmek için sık sık konuşmalısın. İnsanların nabzını iyi tutmalısın. Bu, aynı zamanda gücünü göstermen için bir fırsattır.
Sana yaklaşanı ihya etmeyi ihmal etme. Onları göbeğinden bağla.
Senden uzaklaşmaya çalışanlar çıkar ise -ki çıkacaktır- onları boğmaya çalış. Baktın olmadı mı? Onları sevenlerine hedef göster. Sevenlerin onları çiğ çiğ yer.
Dönüşü olmayacak şekilde çıktığın yolda hiç merhamet gösterme. Karşına kim rakip çıkarsa veya alternatif olmaya kalkarsa nefes almasına fırsat verme. Mümkünse doğmadan yok et ki çıktığına, çıkacağına pişman olsun. Hiçbir şey yapmasan bile onları itibarsızlaştırmaya çalış. Çünkü densizliktir yaptıkları, had bilmemezliktir.
Sana engel olacak, ayağına dolanacak kim varsa onları hep savunmada bırak. Çünkü savunmaya geçen çok hata yapar. Hata da onları yok eder.
Rakiplerine göstereceğin hoşgörü beraberinde zaafı getirir. Rakiplerin bundan güç alır.
Asla eleştiriye gelme. En nefret edeceğin eleştiri türü de yapıcı eleştiri sahiplerine olsun. Sen herkesi eleştir, herkese ayar ver ama kimse sana kaşının üstünde gözün var diyemesin.
Tüm bunlar olup biterken sana olan sevgi seli biraz azalmaya yüz tutsa da saldığın korku rakip ve alternatiflerine yeter de artar bile. Çünkü çoğunluk güçten yana saf tutar. Diğer tarafın gücü ortaya çıkmadan seni kolay kolay terk edemezler. Ortaya çıkanlar sap gibi orta yerde kala kalırlar.
Böylesi durumda gücün zayıflamaya doğru gitse de, sana olan sevgi selinde bir azalma olsa da saldığın korku senin ömrünü biraz daha uzatır. Artık uzatmalara oynarsın. Bu durumda çekil, işi tadında bırak diyeceğim ama çekilemezsin. Çünkü gözünü hırs bürümüştür. Yenilgiyi hazmedemezsin. Yine eskisi gibi olacağım, bende bu yetenek var, daha önce sıfırdan bu noktaya geldim diyerek kendini kandırırsın. Unutma ki köhnemiş bu kokuşmuşluğu düzeltmek, bir şeyi sıfırdan yapmaktan daha zordur. Hatta imkansızdır.
Tüm bunlar olup biterken sen hiç burnundan kıl aldırma. Hep başkasını eleştirmeye, suçu onlara atmaya devam et. En azından egonu tatmin etmiş olursun.