Ana içeriğe atla

Ziyaret Kurallarım (!)

İktidar, ana muhalefet, muhalefet liderleri veya herhangi sade bir vatandaş,
1.Randevu almadan makamıma gelebilir.
2. Telefon açarak gelmek istediğini söyleyebilir. Burada "Müsait isen, ziyaret etmek isteriz" denmesi tercihimdir. Ayrıca sosyal medya paylaşımıyla yarın şu saatte şuraya gideceğim, açıklamasına gerek yok.
3. Ziyaretime gelirken çam sakızı çoban armağanı, bir hediye ile gelmeleri kalbimi fetheder. Zira beni fethetmenin yolu midemden geçer. Tablo istemiyorum. Çünkü ne yenir ne içilir. Bu yüzden tablo getirecek olan taş yerinde ağır sözü gereği, ağırlığını bilerek yerinde kalsın, bana gelmek için zahmet etmesin derim.
4.Odamda 4 koltuk var. Ziyaretime gelecek olan kendisi dahil, 4 kişi gelebilir. Savaşa gidecek bir ordu istemiyorum.
5. Kamera, mikrofon yasak. Çünkü bu soğukta dışarıda üşümelerini istemiyorum.
6. Ziyaretlerinde nezaketen "Ne alırsınız" derim. Bu soruda tüm seçenek çaydır. Ancak çay ikram ederim. Zira burası kafe veya kahvehane imiş gibi ben şunu isterim, bunu isterim istemem. Hele kahveye hiç sıcak bakmıyorum. Çünkü kimsenin kırk yıl kahrını çekemem.
7. Ziyaretin makbulü kısa olanıdır sözünü bilmem hatırlatmama gerek var mı? Odamda kalma süreniz çayımı içinceye kadardır.
8. Dışarı çıktıktan sonra mikrofonu görünce, içerideki nezaketi bırakıp seçmene mesaj vermeye kalkmayın. Çünkü resmi kurum mesaj verme yeri değildir.
9. Giderken de efendim, biz de bekleriz demenizi isterim. Zira nezaket bunu gerektirir. 30.12.2021
Not: Kılıçdaroğlu'nun TÜİK'i ziyaret etmek istemesi, bunu basın aracılığıyla duyurması, bu konunun gündem olması dolayısıyla ele alınmıştır. 

Yorumlar

  1. Merhabalar Sayın Hocam.
    Herhalde bu ziyaret mümkün olmamıştı. Ben öyle hatırlıyorum. Yanlışım varsa, lütfen düzeltin. Tüik'in yalan raporlarına göre ülkenin ekonomisine şekil veriyorlar. Tüik, sipariş edilen değerleri esas alıp, raporlarını kamuya duyuruyor. Biz aptal ve ahmaklar da bu verilere inanıyoruz!..
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar, as. Bu ziyaret gerçekleşmemişti. Bildiğim kadarıyla içeriye almadılar.
    TÜİK'in ne yaptığını kimse bilmiyor. Bölüp çıkarıp bir rakam çıkarıyorlar. Yersen diyorlar. İnandırıcı değil ama bu kurumun açıkladığı baz alınıyor. Vatandaşın yapacağı bir şey yok. Zaten bu rakamlar sadece bordro mahkumlarını ilgilendiriyor. Onların da pozisyon itibariyle sesleri çıkmaz. TÜİK'in bu rakamları Çavuşesku Termometresine benziyor.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda...

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam ...

Sami Hoca

Sami YÜCE İçi nasıldı bilmem ama dışa karşı şen şakrak biri idi.  Bulunduğu ortamlarda insanları güldürmeyi becerirdi. Şaka yapar, şakadan da anlardı. Çağın yaşatan Nasrettin hocasıydı.  Girdiği ortama çabuk intibak sağlar, insanlarla hemen iletişim kurardı.  Uzaktakileri belirli periyotlarla telefonla arayarak hal hatır sorardı.  İnsan canlısı biri idi. Herkesin derdi ile dertlenirdi.  Büyükle büyük, küçükle küçüktü.  Eli açık biriydi. Yedirmekten, izzet ve ikramdan kaçınmazdı. Dinlendik, Avcıtepe, Habiller, Güneysınır İlçe Müftülüğünde, Güneybağ ve Mevlana Mahallesindeki camilerde görev yaptı.  Görevine sadık biri idi. Mesaisi namaz vaktinden namaz vaktine değildi. Namaz harici bile camideydi. Görev yaptığı camileri tertemiz tutar, camlarına varıncaya kadar caminin temizliğini yapardı.  Paraya önem vermediğinden midir para yönünden yüzü pek gülmedi. Paraya ihtiyacı olduğunda kredisi vardı. Kimden borç istese eli boş dönmezdi. Şu gün vereceğim de...