İşlerimin tadı yok.
Borç boyumu aştı. Battım batacağım. Nasıl kurtulurum bu badireden bilmem.
Gördüğüm kadarıyla
ağzın laf yapıyor. Yukarılarla aran iyi. Tatlı bir dilin var. İçin nasıl bilmem
ama herkese gülücükler dağıtıyorsun.
İyi de ne işe yarar?
Aslında işlerini
çekip çevirecek, seni borç batağından çıkaracak bir yol var.
Neymiş o?
Belediye
başkanlığı.
Nasıl olacak bu?
Sonra ben anlamam ki.
Anlamana gerek yok.
Kaçı anlıyor zaten.
İyi de belediye
başkan adayı olmak ve kazanmak kolay mı?
Dedim ya senin
yukarılarla aran iyi. Önce bir ilçe başkanlığı, ardından ilçeye belediye
başkanı oldun mu, bu iş tamam.
Sonra?
İşlerinde düze çıkarsın.
Peki belediye başkanlığını
nasıl yapacağım?
İşte orası kebap. Çünkü
sen büyük şehre bağlı bir belediye başkanısın. Büyükşehir yapacak, sen büyükşehre
durmadan teşekkür edeceksin. Alacağın bir çöp. Bunu da yaparsın artık.
Halkın içinde olmaya
çalış. İlçenin pazarı varsa ki vardır, her hafta bu pazarları gezip pazarcıya hayırlı
işler dilersin.
Her hafta cumayı bir
mahallede kılıp cemaatin cumasını tebrik edersin.
İlçenin ölenlerini haber
verirsin.
Vatandaş senden bir şey
isterse, büyükşehrin bu görev deyip her işi büyükşehre ihale edersin.
Tüm bu işleri yaparken
işini il başkanı ile arayı iyi tut ki ikinci ve üçüncü ilçe başkanlığını da garantilersin.
Bir de hizmet binan bu
kadar hizmeti yerine getirmeye yeterli gelmezse, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirebilirsin.
Mesela ilçenin hayırseverine belediye ek binası yaptırabilirsin.
Ama hayırsever belediye
için bunu yapar mı?
Eşek değilsin ya sen
de ona bir şey yaparsın. Sanki cebinden mi vereceksin.
Anladım. Belediyenin
imkanlarını peşkeş çekeceğim.
Yap bunu. Kimsenin ruhu duymaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder