Bir gemi
yolculuğunda, bir nahiv (Arapça cümle yapısı) ustası, gemidekilere nahiv bilir
misiniz diye sorar. Bilmeyiz derler. Gitti ömrümüzün yarısı der.
Az sonra aşırı
dalgadan gemi sallanmaya, yan yatmaya ve içine su almaya başlar. Gemidekilere
nahiv hocasına, hocam, yüzme bilir misin derler. Hayır cevabını alırlar ve o
zaman gitti ömrünün tamamı derler. Haliyle az önce nahiv bilgisinden dolayı
hava atan hocanın sesi kesilir.
Anlattığım bu
hikayeyi bilirsiniz ve bu hikaye bir hayat dersi verir bize. İnsan cümle
bilgisi olmadan da yaşayabilir, yaşarken bir eksikliğini çekmeyebilir. Çekse de
hayatın sonu değil. Yalnız kişi yüzme bilmezse;
Boğulurum korkusuyla
suya girmez.
Deniz nedir
bilmez.
Havuzla zaten işi
olmaz.
Tatil planı
yapmaz.
Tatile gidenlerden
benim neyim eksik deyip tatile gitmeye kalkarsa, yüzme bilenler yüzerken, o
uzaktan seyreder. Keşke zamanında yüzme öğrenseydim pişmanlığı duyar.
Korka korka suyun
kenarına gelse de belinden yukarı suyun içine girmez. Leğende yıkanır gibi
denizin kenarında eğilir çıkar.
Bacak kadar
sıpaların suya atlayışlarını ve yüzüşlerini görür. Çocuklara gıpta eder,
helal olsun bücürlere. Keşke şunlar gibi ben de yüze bilseydim der durur.
Hasılı yüzme
bilenler denizin keyfini çıkarırken yüzme bilmeyenler kenarda somurtur
durur.
Sahi yüzme bilmiyorsa
biri, denizde ve havuzda ne işin var. Niye masraf ederler, o kadar yolu tepeler
ve boşu boşuna sahili kalabalık ederler.
Burada anne ve babalara
görev düşüyor. Çocuk yetiştirmek sadece karnını doyurmak, üst baş almak, okula göndermek,
okutmak ve evlendirmek değil. En az bunlar kadar yüzme de önemli. Çünkü yüzme hayatın
kendisidir ve hayatı öğrenmedir.
Her aile küçük yaşta çocuklarına yüzme öğretmeli. Çünkü demir tavında dövülür misali küçük yaşta yüzme daha çabuk öğrenilir. Büyüdükçe insanın cesareti kırılır, kendine güveni kalmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder