Merkez Bankası politika faizini 200 baz
puan (ne demekse) düşürerek yüzde 18'den 16'ya indirdi. Fırtına koptu tabi.
Döviz fırladı, altın ise uçtu.
MB Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri bu
kararlarıyla yerlerini bir ay daha garantilerken elinde döviz ve altın
bulunduranların da hayır duasını aldı. Aynı zamanda bağımsız ve özerk
olduklarını da cümle aleme duyurmuş oldular. Kendilerini kıskandım tabi.
Kendileriyle ne kadar gurur duysalar azdır. Ama bu demek değildir ki yerleri
çok garanti. Bence fazla sevinmesinler. Temenni etmesem de yerlerinde uzun
ömürlü olamayacaklar. Çünkü öncekilerin akıbeti onları da vuracak.
Bu durumda ülkenin para musluğu sahipsiz
mi kalacak? Kalmaz. Kalmamalı. Çünkü ülke bu boşluğu kaldıramaz. Ülkemin bu
kaosa sürüklenmesine gönlüm razı olmaz ve böyle bir durumda her ne kadar
ekonomi ve finanstan anlamasam da işin ucunda para olunca ve ben de parayı çok
sevince bana bu görev tevdi edildiğinde, memleketime hizmet etmekten imtina
etmem. Atlarım buna pardon görevi kabul ederim. Yüksek sesle bir daha
tekrarlıyorum: Bu bağımsız ve özerk kuruma talip olurum. Her ne kadar görev
istenmez, verilir dense de mevzubahis olan ülke ise verilmesini beklemem. Çünkü
zaman bekleme zamanı değil. Vakit nakittir.
Hemen bu işi sana düşürmezler, bir defa
referansın var mı, sözlü mülakata tabi tutuldun mu dediniz ve kıskançlığınız
tuttu. Problem değil. Size rağmen size hizmet için geleceğim. Gelmek için de
kimsenin kapısını çalmam. Çünkü bana referans olacaklar yarın seni buraya biz
atattık. Bunu karşılığında sizden küçük bir ricamız var sözlerini duymak
istemiyorum. Ülkenin başına ne geldiyse bu küçük ricalardan geldi zaten. Ayrıca
benim görevim, birilerinin ricasını yerine getirmek değil. Tek isteğim ülkeme
ve paraya hizmet etmektir. Nasıl olacak bu iş derseniz, benim referansım,
yapacaklarımdır. İşte buradan ilan ediyorum.
Yapacaklarımı ülke yetkilisi okur okumaz,
tabi ya, ben bunu, bugüne kadar niye görmedim deyip dizlerini dövecek ve zaman
geçirmeden gece 12.00'de benim ve herkesin uyuduğu bir saatte, adımı altın
harflerle Resmi Gazeteye yazdıracak. Bununla da yetinmeyecek: MB başkanı olarak
adayım, kardeşim Abdullah diyecek ve çok geçmeden bu dil sürmesini ilk defa
düzeltecek: Kardeşim Ramazan diyecek ve ben vakit kaybetmeden gecenin sabahında
görevime başlayacağım.
Yerime oturmadan, diğer üyelerle
tanışmadan, Merkez Bankasında ne kadar para var, bunları saymadan ve aylık
toplantıyı beklemeden, olağanüstü bir toplantıyla faizi indireceğim. Çünkü faiz
sebep enflasyon sonuçtur.
Bir tahminde bulunun bakalım, kaç puan
indireceğim? 1, 2, 3, 5... Bilemediniz. Ne varsa hepsini. Yani faizi 16'dan
sıfıra indireceğim. Burada sıfırı bulan Harezmi'yi de hayırla ve rahmetle yad
edeceğim. Faizi indirmekle de kalmayacağım. Bundan sonra değiştirilmesi teklif
dahi edilemeyecek şekilde sıfıra sabitleyeceğim. Boşu boşuna ayda bir toplantı
yaparak toplantıya katılan yönetim kurulu üyelerinin görevine son vereceğim.
Buraya ben yeterim diyeceğim. Devlet böylece bu kadar kişiye verdiği maaştan
tasarruf etmiş olacak.
Sonra, olup bitenleri sizin gibi ben de
izleyeceğim. Siz buna seyir de diyebilirsiniz. Dolar almış başını gitmiş, Euro
uçmuş, altın fırlamış, piyasa alt üst olmuş, faiz lobisi beddua seansları
düzenlemiş; bankalar, iyi de bundan sonra biz ne yapacağız demiş, Avrupa ve
dünya dikkat kesilmiş, bu adam ne yapıyor demiş, hiç umurumda değil. Yerim
garantilendi ya siz ona bakın. Böylece mevsimlik işçi olmadığım tescillenecek.
Tüm ajanslar ilk haber olarak beni vererek adımdan sıkça bahsedecek. Tartışma
programlarında mevzu ben olacağım. Bu da meşhur olacağım anlamına gelir.
Dönemim yani ben milat kabul edileceğim. Ben ve benden önceki MB başkanları
şeklinde. Daha önce böyle cesuru gelmedi denecek. Kendinden fazla adımın
anılmasına Tayyip Bey de gönül koyacak ama kardeşlik hukuku öncelikli olduğu
için benim için gerekirse çiğ tavuk yiyecek. Gerekirse kaderim kaderim...
Kendim ettim kendim buldum diyecek. Dişlerini sıkacak ama belli etmeyecek. Bu
kararı alırken elinde döviz ve altını olanların bir de ihracat yapanların hayır
duası bana yeter de artar bile. Başkası hiç umurumda değil.
Tüm bunlar olup biterken devamlı da
seyretmeyeceğim tabi. Ara ara her şey kontrolüm altında, büyütülecek bir durum
yok, diyeceğim. Elinde hiç altın ve döviz olmayanlar bana kızacak. Varsın
kızsınlar. Öldük bittik, vara salgından ölseydik de bugünleri görmeseydik
diyecekler. Herkesi memnun edemem ya. Bu acı reçeteyi birileri içecek ama şu
ama bu. Zira bu deve güdülecek. Üstelik ben tepede iken aşağıdakilerin sesini
duyamam. Çünkü yukarı öyle bir yer ki aşağının sesi duyulmaz.
Ardından para ihtiyacını karşılamak için
Meclisten jet hızıyla para basma izni alacağım. Vatandaş para saymada
zorlanmasın diye çoğunlukla 200 TL bastıracağım. Darphane üç vardiya çalışacak.
Ne alaka demeyin. Zira yüksek kurdan parasını bozduracak kişilere para lazım.
Piyasada TL bolluğu olacak. Herkesin cebinde tomar tomar banknotlar olacak.
Vatandaş önceleri kızmıştık ama sayesinde cebimiz para gördü diyecek. Halkın
desteğini ve memnuniyetini gören Cumhurbaşkanı, bunu alırsam topuğuma sıkmış
olurum diyecek. Bunu bilen ben zaman zaman af talebinde bulunacağım ama af
talebim kabul edilmeyecek.
Sonrası icraatlarım mı? Başkan olunca
göreceksiniz.
*27/10/2021 tarihinde Barbaros ULU adıyla Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder