*Profesyonel siyasetçi değilseniz amatörce siyaset
yapmayın. Bırakın bu işi, bu işe soyunanlar yapsın. Siz kendi işinize
yoğunlaşın. Siyasetiniz sandıkla sınırlı kalsın.
*Ömrünüz birini veya birilerini savunarak veya kötüleyerek
geçmesin. Unutmayın ki hiçbir kişi veya kişiler her daim iyi, her daim
kötü iş yapmaz. Felsefeniz doğruya doğru, yanlışa yanlış olsun. Sevip
saydığınız kişinin yanlışını ilk siz söyleyerek karşı çıkın.
*Kendinizin bir fikri olsun. Fikirleriniz doğrultusunda
yaşayın. Kişiyi değil, fikirlerini benimseyin. Çünkü kişiler bugün var, yarın
yok ya da o kişi sizi yarı yolda bırakabilir.
*Sloganik yaşamayın. Söylediklerinizi pratiğe geçirin.
Derinlemesine düşünün. İlla sloganik yaşayacaksanız yaşantınız sloganik olsun.
*Rakiplerinize, rakip bildiklerinize veya sizinle zıt düşünceye
sahip olanlara önyargılı yaklaşmayın. Onları önce dinlemeye ve anlamaya
çalışın. Niçin benimle aynı düşüncede değiller, niye onları ikna edemiyorum
diye kafa yorun. Asla diyalog ortamını kesmeyin. Kendinizden dolayı kimseyi
düşüncenize düşman etmeyin.
*Kendi düşüncenizi sık sık gözden geçirerek güncelleyin.
Yanlışlarınızı ayıklayın. Zaman zaman acaba yanlış yolda mıyım diye kendinizi
sorgulayın. Özeleştiri yapın. Hatanızı tespit edince özür dileyerek hatadan
vazgeçin. Çünkü özür dilemek bir erdemliliktir.
*Sabit fikirli olmayın. Fikrinizi değiştirebileceğinizi
hesaba katın. Çünkü fikirler olaylara, zamana, yaşa bağlı olarak değişebilir.
Fikrinizde sabit olup zamanın ruhuna uygun olarak kendinizi yenilemezseniz
fikrinizin fanatiği olursunuz.
*Doğru, sadece sizin savunduğunuzdan ibaret olmayabilir.
Doğruya giden birden fazla yol olabilir. Bu yüzden rakiplerinize empati ile
bakın. Rakibinizin fikrine bakışınız, yüzeysel bilgi ve duyumlardan ibaret
olmasın. Eleştiriden önce derinlemesine bir araştırma yapmak lazım.
*Hayatınızı başkasını kötülemek ve eleştirmek üzerine
kurmaktansa kendi doğrularınızı anlatın. Kimseyi fikrinden ve yaptığından
dolayı kınamayın, ayıplamayın ve gülmeyin. Çünkü bugün ayıpladığımız ve
güldüğümüz yarın başımıza gelebilir.
*Bir görev ifa ediyorsanız görevinizi tadında bırakın.
Kendinizi bulunmaz Hint kumaşı bilmeyin. Unutmayalım ki kimse vazgeçilmez
değil.
*Bir koltuk sahibi iseniz koltuğunuza değer katın.
İnsanların size saygısı koltuğunuza değil, koltuğunuza verdiğiniz değerden
olsun. Gücünüzü koltuktan almayın. Koltuğa güç katın. Koltuğa oturduktan sonra
koltuğun değiştirdiği insanlardan olmayın.
*İşinizi düzgün yapın. Kendinizi işinize verin. İşinizi
bırakıp dünyayı düzeltmeye kalkmayın. İşinizi düzgün yaparsanız dünya zaten
düzelir.
*Hayattan beklentileriniz büyük olmasın. Küçük
beklentilerle yetinin. Geleceğe karamsar bakmayın. Hep ümit var olun.
*Kimseyi gittiğiniz yolda bende yapmayın. Onların akıllarını
kiralamayın. İnsanları etkilerken akıllarını kullanmalarına imkan verin. Yol
göstericiliğimiz okullarda görev yapan psikolojik danışman ve rehber
öğretmenler gibi olsun. Malumunuz rehber öğretmenler, öğrencilere yapacağını
söylemez. Öğrencinin ne yapacağını kendisinin bulmasına yardımcı olurlar.
Bizimki de öyle olmalı.
*04/10/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
*04/10/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Tavsiyelerin için teşekkürler. Bunlar Lokman as nin oğluna öğütleri gibi olmuş. Lokman as nin öğütlerinin günümüze uyarlanmış hallari gibi. Çok güzel öğüt ve tavsiyelerdir. Keşke hepsine uyabilsek. Kendimizi zorlayıp uymaya çalışmalıyız. En azından uyabildiğimiz kadarına uyalım. Herkes hepsine uysa evliya olur. Ama olması gerekenlerdir. Her kim ne kadarına uyarsa o kadar kardır. Hepsini bir arada verdiğin için seni tebrik ediyorum.
YanıtlaSilBen teşekkür ederim hocam. Umarım uyarız.
YanıtlaSil