Ana içeriğe atla

"Haftada bir senin gibi biri damlar buraya..."

Konya'dan Adana'ya gitmek isteyen bir yolcu bir firmayı arayarak telefonla yer ayırtır. Biletini almak için otogara girerken kendisini biri karşılar ve aralarında bir diyalog başlar:
-Yolculuk nereye?
-Adana'ya,
-Bilet aldın mı?
-Ayırttım.
-Hangi firma?
-x firma.
-O firmada bilet 20 TL, şu firmada 15 TL
-5 TL'lik fark iyiymiş, ama ben telefonla yer ayırttım.
-Olsun kardeş, zaten bilet almamışsın, gel şuradan al.
-Kardeş, telefonla yer ayırttığım firmadan değil de senin dediğin firmadan alırsam ve herkes böyle yaparsa telefonla yer ayırtmak isteyen hiç kimseye firmaların güveni kalmaz. Ayrıca ben telefonla sizin firmadan yer ayırtsam, diğer firmanın elemanı karşıma çıkıp senin dediğini söylese razı olur musun?
-Doğru söylüyorsun, özür dilerim, diyerek oradan ayrılır. Bu ikisi konuşurken bunları dinleyen ve müşteri kapmaya çalışan firmaya ait olduğu belli olan, cüsseli biri araya girer:
-Sen niye o firma diye dayatıyorsun, niye 5 TL fazla vereceksin?
-Kardeş, ben telefonla yer ayırttığım firmadan bilet alacağım, gerekirse 10 TL fazla ücret ödeyeceğim, deyince adam:
-Git şuradan, haftada bir senin gibi biri damlar buraya, der ve ayrılır.
Sonuç mu? Haftada bir Konya otogarına damlayan o adam, telefonla yer ayırttığı firmadan bileti alır ve yoluna devam eder. 19/02/2015

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Sami Hoca

Sami YÜCE İçi nasıldı bilmem ama dışa karşı şen şakrak biri idi.  Bulunduğu ortamlarda insanları güldürmeyi becerirdi. Şaka yapar, şakadan da anlardı. Çağın yaşatan Nasrettin hocasıydı.  Girdiği ortama çabuk intibak sağlar, insanlarla hemen iletişim kurardı.  Uzaktakileri belirli periyotlarla telefonla arayarak hal hatır sorardı.  İnsan canlısı biri idi. Herkesin derdi ile dertlenirdi.  Büyükle büyük, küçükle küçüktü.  Eli açık biriydi. Yedirmekten, izzet ve ikramdan kaçınmazdı. Dinlendik, Avcıtepe, Habiller, Güneysınır İlçe Müftülüğünde, Güneybağ ve Mevlana Mahallesindeki camilerde görev yaptı.  Görevine sadık biri idi. Mesaisi namaz vaktinden namaz vaktine değildi. Namaz harici bile camideydi. Görev yaptığı camileri tertemiz tutar, camlarına varıncaya kadar caminin temizliğini yapardı.  Paraya önem vermediğinden midir para yönünden yüzü pek gülmedi. Paraya ihtiyacı olduğunda kredisi vardı. Kimden borç istese eli boş dönmezdi. Şu gün vereceğim derdi. Borcun günü geldiğinde gerekirse b

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder