26 Ağustos 2017 Cumartesi

Herkes Yaptığını Yaşar

Kime nasıl davranırsan, kime ne ilgi gösterirsen yaptığından daha aşağı olmayacak şekilde ya aynısını ya da daha beterini Allah mutlaka verir. Birine tavır mı aldın, sana da tavır alanlar olacaktır, birini küçümseyip hor mu gördün, seni de beğenmeyenler çıkacaktır; birini yalnızlığa mı terk ettin, aynıyla mukabele göreceksin; birinden sevgi ve saygıyı mı esirgedin, bundan fazlasıyla esirgeneceksin; birine ilgi ve alaka mı göstermedin, ilgisizliğin alasına muhatap olacaksın; birini yok mu kabul ettin, yokluğa mahkum olacaksın; anne-babayı mı dışladın, fazlasıyla dışlanacaksın, sevenlerini düş kırıklığına mı uğrattın, aynıyla mukabele görürsün, birine kazık mı attın, kazıkların beteriyle karşılaşacaksın, bir iş ucundan eğreti mi tutuyorsun, işine eğreti yaklaşanlar çok olacaktır.

Er veya geç. Kimse bundan azade değildir. Çünkü insanın her yaptığı kendisine döner, az veya çok. Yapılan her şey bir aynanın yansıması gibi kişiye geri döner. Herkes ektiğini biçer, sevgi eken sevi, nefret eken nefret görür. Bir bumerang gibi kişiye geri döner. Hayatın olmazsa olmaz bu kuralı hakkında sayısız örnek verilebilir. Fazla söze ne hacet! En iyisi bunu en güzel şekilde anlatan şu hikaye ile sizi baş başa bırakayım:

Bir adam, oğlu ile ormanda yürüyüş yapıyor. Birden çocuk takılıp düşüyor ve canı yanıp “Ahhhh” diye bağırıyor.
İlerideki dağın tepesinden “Ahhhh” diye bir ses geri geliyor. Çocuk şaşırıyor. Merak ediyor ve “Sen kimsin” diye bağırıyor. “Sen kimsin” diye cevap geliyor dağdan. Çocuk kızıyor. “Sen bir korkaksın” diye bağırıyor.
Dağdan gelen ses “Sen bir korkaksın” diye cevap veriyor.
Çocuk babasına dönüp “Ne oluyor böyle?” diye soruyor.
“Oğlum” diyor adam, “Dinle ve öğren!”
Dağa dönüp “Seni seviyorum” diye bağırıyor. Gelen cevap “Seni seviyorum”
oluyor. Baba tekrar bağırıyor, “Sen bir harikasın!” Gelen cevap “Sen bir harikasın!”
Oğlan çok şaşırıyor, ama ne olduğunu gene anlayamıyor. Babası anlatıyor.
“İnsanlar buna ‘Yankı’ derler, ama aslında o ‘Yaşam’dır. Yaşam daima sana senin verdiklerini geri verir. Yaşam davranışlarımızın aynasıdır.
Daha fazla sevgi istediğin zaman daha çok sev!
Daha fazla şefkat istediğinde, daha şefkatli ol!
Saygı istiyorsan insanlara daha çok saygı duy.
İnsanların sabırlı olmasını istiyorsan, sen sabırlı olmayı öğren.
Bu kural yaşamımızın bir parçasıdır, herkes için her zaman geçerlidir. Yaşam bir tesadüf değil, yaptıklarımızın bir aynada yansımasıdır.”(okyanusum.com) 26/08/2017


Halı Aldığım Esnaf Bana Güven Vermedi

“Evin salonuna halı almamız lazım” diyen hanımın isteğini yerine getirmek için birlikte yola düştük. Salondaki halımız açık renk aynı zamanda küçükmüş. Daha büyüğünü almak için birkaç halı mağazasına girip çıktık. Aradığımız halıdan yoktu çoğu yerde. Zira biz Konyalı tabiriyle 9 m2’lik bir halı alacaktık. Ellerinde birkaç tane varsa da renk ve desenlerini beğenmedik. Daha doğrusu hanım beğenmedi. Zaten o beğenecek, ben alacağım. Bizim sözümüz sadece cebimizden çıkacak paraya geçer. Ötesi de bizi aşar zaten.

Sonunda bir mağazaya girdik, aradığımız ebattaki halı, orada fazlasıyla vardı. Bizim 9 m2’lik dediğimiz aslında tam dokuz değilmiş, üstelik bu ebatın üretimi de sadece Konya içinmiş. Zira Konya dışında bu ebatı kullanan yokmuş.

Üst üste konmuş halılara tek tek baktık, daha doğrusu tezgahtar açtı, hanım baktı, ben yanında bakar gibi yaptım. Ara sıra bana sordu nezaketen bu nasıl diye. “Güzel, hı hı, dedim. Her sorduğuna verdiğim cevap aşağı yukarı böyleydi. Sonunda birini beğendi. Baktım beğenilen halı evdekinden daha açık. Hafifçe kenara geçip “Yahu hanım! Sen evdeki halının açıklığından şikayetçi değil miydin, çabuk kirleniyor diye dert yanmıyor muydun? Seçip beğendiğin de açık” dedim. “Biliyorum da koltuğa başkası gitmez, istersen almayalım” dedi. “İyi de almayacağız da bizim burada ne işimiz var, haydi al” dedim. Yaşım elliyi geçti. Renk, desen, yakışır, uyar pek anlamadım. Bu zamana kadar geldim bundan sonra da öğrenilmez, zira öğrenmeye de niyetim yok zaten. Sonunda koltuğun rengine uyacak olan evdeki açık halının daha açığını almaya karar verdik.

Hesapla kardeş bunun parasını dedim. Benim cep telefonumun hesap makinesini kullanarak 1508.00 lira hesap çıkardı. 1250.00 lira olur dedi. “Başka indirim yapmayacak mısın?” dedim. Gülümseyerek bin lira olur dedi. Aşağıya indik ödemeyi yapmak için. Başka inmeyecek misin fiyatı dedim. Görevli mağaza müdürünü çağırdı, durumu anlattı. Müdür, “İyi fiyat vermiş, başka da olmaz” dedi. Elemanın ne çay söyledi, ne de oturtacak yer, zaten cezalı, dedim. Müdür gülümseyerek 950,00 lira olsun dedi. Baktım her defasında iniyor, ben de bırakıverdim. Zira biraz daha uğraşsam halı bedavaya gelecekti. Ödemeyi yapıp çıktım.

Nasıl yaptığım alışverişi beğendiniz mi? Niye beğenmeyeceksiniz? Sanki cebinizden çıktı! Olan bana oldu. Açık renk halıdan kurtulmak için gidip daha açığını aldım. İhtiyaç mı değil mi? Bu ayrı bir mesele artık. Önemli olan hanımın isteğinin yerine gelmesi. Biz kimiz ki yanında ödeme işlerine bakan birer marabayız. Neyse bu konular ailevi konular. Daha fazla ileriye gitmeyelim, zira yerin kulağı var. Ya mağazanın yaptığı indirime ne diyeceksiniz? Gördüğünüz gibi liste fiyatından 558.00 lira indirmiş oldu. Pazarlık olur olmaya, indirim de yapılır ama böylesi de pek görünmüş değil sanırım. Kim bu kadar indirim yapar sonra? Madem bu kadar indirim yapacaktı? Ne diye 1508 liradan dem vurdu ilk öncelerde. Üzüldüm mağazanın ve çoğu bu durumdaki esnafın durumuna.


Bana güven vermedi maalesef. Belki de güven vermediklerinden dolayı kanmayalım diye dükkan dükkan, mağaza mağaza gezip dolaşıyoruz ya. Esnafımız oturduğu yerde yeri geldiği zaman açar ağzını, yumar gözünü okulları, eğitim sistemini eleştirir. Eleştirsin eleştirmeye. Zira eğitim sistemimiz yerlerde sürünüyor. Ama eleştirirken biraz da kendisine baksa iyi olur.  26/08/2017

Çocuklarımızı Kim ya da Nereler Eğitiyor?

Kimse okulları eğitim yuvası olarak görmesin. Zira çocuklarımızı okullar eğitmiyor, terbiye etmiyor. Böyle bir kanaati hala taşıyorsak ancak kendimizi kandırmış oluruz.

Pekiyi çocuk nereden alıyor eğitimini ya da kimlerden alıyor eğitim gıdasını? Çocuk okula gelmeden alıyor gıdasını; evinden, çevreden, büyüklerinden, arkadaşlarından, sokaktan, televizyonda izlediği bir dizi ya da filmden, sosyal medya ya da sanal alemden. Çocukların hocası çoktur bu devirde. Bir kısmını yazdığım eğitim yuvalarının içerisinde okulun esamesi okunmuyor gördüğünüz gibi.

Anne karnında başlayan eğitim bizim daha sabi, çocuk dediğimiz çağda tamamlanıyor. Çocuk, okula geldikten sonra okul dışında gördüklerini uyguluyor. Okul ve öğretmen istediği kadar ona davranış vermeye, güzel huylar kazandırmaya çalışsın ancak havanda su döver. Zira çocuğun belleğine yerleşmiş olanı söküp atmak, yerine yenisini ve doğrusunu monte etmek mümkün değildir. Kim ben eğitirim derse boyundan büyük laf etmiş olur. Öğretmen de havanda su dövmüş olur. Aileler, Milli Eğitim, çevre boşu boşuna beklenti içerisine girmesin.

Büyük-küçük herkes iyilik ve kötülüğün, doğru ve yanlışın ne olduğunu biliyor. Bugünün büyük ve okul çağındaki çocukların en büyük sorunu davranıştır. Geçmişte belki bazı olumlu davranışlar kazandırmış olabilir ama okullar bu konuda miadını doldurdu. Bakanlığın isminin arasında eğitim olduğu bizi aldatmasın. Okullar bugün sadece öğretim veriyor görüntüsünde. Bilin ki onu da vermiyor. Çünkü alıcının kulakları kapalı, karnı tok. Tok adamın karnını doyurmak bir işkencedir.

İşin garibi okullar hayata da hazırlamıyor, hayatı da öğretmiyor. Bakın Neil Gaiman ne diyor bu konuda: “Okulda öğretmedikleri şeylerin bir listesini çıkartmakla meşguldüm şu sıralar.
Size okulda birisini nasıl seveceğinizi öğretmezler. Size nasıl meşhur olunacağını öğretmezler. Size nasıl zengin veya nasıl fakir olunacağını da öğretmezler. Size artık sevmediğiniz bir insandan nasıl uzaklaşacağınızı öğretmezler. Size başkasının aklından geçenlerin ne olduğunu nasıl anlayabileceğinizi öğretmezler. Size, ölmekte olan birine ne söylemeniz gerektiğini öğretmezler. Size, bilmeye değecek hiçbir şey öğretmezler.”

Hoşlanmadığınız şeyler yazdım biliyorum. Aslında bunun böyle olduğunu hepimiz biliyoruz. Umutsuz vaka da olsa belki diyerek bir umut gönderiyoruz. En iyisi herkesin çocuğunu eğiteceği alternatifler bulmasında fayda vardır. Çok maharetimiz varsa aile olarak çocuklara eğitimini biz verelim. İşin garibi okulların dışında bir başka alternatif de gelmiyor benim aklıma. 26/08/2017