15 Ocak 2025 Çarşamba

Aile Yılında Ben

2025 yılının Aile Yılı ilan edilmesiyle birlikte önce Cumhurbaşkanı genel hatlarıyla, ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı detaylarıyla ailelere yönelik bir dizi açıklamalarda bulundu.

Detayları görünce 2024 yılında Emekliler Yılı dolayısıyla emekliler yaşamıştı. Şimdi de aileler yaşayacak dedim.

Görünen o ki devlet aileler için kesenin ağzını açmış. Önce verilenler bakalım:

Yeni evlenecek gençlere 150 bin lira iki yıl ödemesiz faizsiz kredi verilecek. Hemen oğlana müracaat et dedim. Bu parayı duyan benim oğlan bu kadar para ne işe yarar dese de bakmayın siz ona. Bu devirde baba oğluna vermez bu kadar parayı borca. Üstelik iki yıl ödemeyecek. Hem de faizsiz.

Benim oğlan bu parayı beğenmese de yeniden evlenesim geldi. Ama evliyim. İkinciyi evlensem desem, önüme Medeni Kanun çıkıyor. İkinciye izin vermiyor. Gayri resmi evlensem, devlet bunu yok kabul ettiği için sanırım bu paradan yararlanamam. Acaba diyorum. Eşimle mahkeme yoluyla boşanıp tekrar evlensem, bu paradan yararlanmam mümkün mü? Bu işin mahkeme boyutu var. Aile mahkemesine müracaat gerek. Hakim soracak niye boşanıyorsunuz diye. Şiddetli geçimsizlik diyeceğim. Ya hanım, yalan söylüyor. Aramızda şiddetli geçimsizlik falan yok. 150 bin lira için yapıyor dese, hakim, utanman mı bu yaşta yalan söylemeye derse, kırmızı yüzüm kıpkırmızı olur.

Diyelim ki yüzümün kızarmasını göze aldım. Hanımı da bu paraya 24 gram altın alıp sana mihr olarak vereceğim diye ikna ettim. O da 50 gram yapan mihri görünce, evet hakim bey, şiddetli geçimsizliğimiz var dedi ve kağıt üzerinde boşandık.

Belli bir süre geçtikten sonra tekrar evlenmeye kalksam, hanım razı olacak mı? Gözümü açtım artık der mi? Bir de 50 gram mihre razı olacak mı?

Sonra dese, bu iş çocuk oyuncağı değil, şakası da ciddi, ciddisi de ciddi. O zaman ne derim.

Haydi, bunlara gönüllü gönülsüz razı oldu diyelim. Yalnız madem ki yeniden evleniyoruz. Sıfırdan yeni düğün yapıyormuş gibi evlilik ve düğünün tüm aşamalarını yerine getireceksin. Beni babamdan isteyeceksin. Ağız tadı, nişan, düğün, düğünde yemek, kına gecesi, düğün elbisesi, gelinlik vs. hepsini istiyorum, evdeki eşyalar da kullanılmış, yenisini istiyorum, üstelik hepsi marka olacak, nikahta ayağına da basarım dese, düşünün ki halim nice olur?

Hepsinden geçtim. 150 bine tüm bu işler hallolur mu diyeceğim ama zaten 150 bin mihre gitti.

Haydi, girdik bu yola. Hamama giren terleyecek. Hepsine katlanacağız dedim. Sanırım içim içimi kemiren bir sorun daha var. Çünkü devlet bu 150 bini müracaat eden gençlere vereceğini söylüyor. Benimse yaşım 61 olmuş. Görevli, amca, sen de mi? Yaşından başından utan dese ben de yaşıma bakmayın, nice gençlere taş çıkartırım desem, benim dışında kim inanır buna. Üzerine, senin yaşındakiler bu kapsama gitmiyor dese, o zaman onca masrafı boşu boşuna yapmış olacağım. Ama denemeden olmaz bu işler. Test etmeden nereden bilebilirim. En azından denedim olmadı demek için bu yola girmem gerek. Bakalım bu deneme ve merakım bana kaça patlayacak?

Tüh be! Yaş şartı varmış. 18-29 yaş aralığında olmak gerekiyormuş. Benim hayallerim de başlamadan bitti.

14 Ocak 2025 Salı

Ezeli Husumete Doğru *

Bildim bileli Fenerbahçe ile Galatasaray arasında ezeli bir rekabet söz konusu.

Geçmişi başarılarla dolu bu iki ezeli kulübün kendi aralarındaki maçları derbi olarak görülür.

Türkiye'de en fazla taraftar bu iki kulübe ait.

Bu iki köklü kulüp arasındaki ezeli rekabet, son yıllarda ezeli husumete doğru gidiyor.

Her maç sonrası bu iki kulübün başkan ve yöneticilerinin, gerekli gereksiz ve fütursuz açıklamaları, özünde sportmenlik ve centilmenlik olması gereken sporu, çirkinleştiriyor.

Çirkinleştirmekle kalmıyorlar. Kamuoyunu meşgul ediyorlar ve taraftarı geriyorlar.

Yapılan açıklamalar, saygı, sevgi ve centilmenlikten o kadar uzak ki tüm bu duruma, Federasyon, etkili ve yetkili kişiler seyirci kalıyor.

Bu iki kulübün yaptığı açıklamaları bir Anadolu kulübü yapsa başına gelmedik kalmaz. Belli ki bu iki takıma ne Federasyon ne de etkili ve yetkili kişiler ses çıkarabiliyor.

Bu gidişat ve sessizlik beni endişelendiriyor.

Görünen o ki bu lig bu sene bu şekilde bitmez.

Sanırsın ki bu lig bu iki kulübün tapulu malı.

Sanırsın ki başarı ve şampiyonluk sadece bu iki kulübe mahsus ve bunların hakkı.

Ligde en fazla ve hep korunup kollanmasına rağmen bu iki kulübün bu kadar ağlayıp sızlaması, veryansın etmesi normal değil.

Bu kadar korunup kollanmasına ve tüm kritik pozisyonlar bu iki kulüp lehine verilmiş olmasına rağmen hala bu iki kulüp veryansın ediyorsa, esemesi okunmayan, sürekli ve hep mağdur edilen Anadolu kulüplerinin oturup ağlaması lazım.

Şu var ki ligde sesleri hep gür çıkan bu iki takımın karşısındaki diğer kulüplerin sahibi yok. Bunların ligdeki görevi Fenerbahçe ve Galatasaray’ı şampiyon yapmak. Bunlar kedi köpek gibi birbirine saldırarak ligi babalarının çiftliği gibi evirip çevirecek. Anadolu takımları da bu iki kulübü şampiyon yapmak için bu ligde görünecek. Bunların şampiyon olması için asansör görevi üstlenecek. Hakları yenecek. Sürekli mağdur edilecek. FB ve GS de şu kadar şampiyonluğumuz var. Biz büyük bir takımız deyip bu ligde boy göstermeye ve egosunu tatmin etmeye devam edecek.

Bu kadar şampiyonluk almalarına rağmen GS’nin 2000 yılındaki UEFA ve Süper kupa hariç gözle her ikisinin görülür bir başarıları da yok. Her ne kadar hedefimiz Avrupa kupaları deseler de lig şampiyonluğu dışında ciddi bir hedefleri yok.

Avrupa hedeflerinin ve başarılarının olmaması şaşırtıcı değil. Çünkü değeri yüz milyon avroyu geçen takımları, değeri on milyon avro civarında olan Anadolu takımları karşısında tek tek dökülüyor. Oluşturdukları algı ve hakem desteğiyle zoraki maç alıyorlar.

Yazık Anadolu takımlarına. Daha ne kadar bu iki kulüp elinde madara olmaya devam edecekler? Yetmedi mi bu iki kulüp elinde mağdur edildikleri? Kim dur diyecek bu iki kulübün şımarıklığına? Bir devlet yetkilisi çıkıp sizin bu şımarıklığınız kabak tadı verdi demeyecek mi? Merak ediyorum, bu ülkede Federasyon ne için var? Görevleri seyircilik mi?

Görünen o ki etkili ve yetkili kişiler de bu iki kulübün elinde oyuncak. Kimse bunlara oturun oturduğunuz yerde. Ligde varız diyorsanız, diğer kulüplerden hiç farkınız yok diyecek?

Bu lig FB ve GS’in egosuna heba edilmemeli.

Anadolu kulüpleri, birlik olup sesini çıkaramayacaksa, haklarını arayamayacaksa, ellerini masaya vuramayacaksa, boşa ter dökmesinler. Alın lig sizin olsun demeli, ligde yer almamalı. Alın lig sizin olsun, körler ve sağırlar olarak ikiniz oynayın demeli ve ligden çekilmeli. İlla oynamak istiyorlarsa FB ve GS’nin olmadığı bir lig kurup orada futbol oynamalılar.

*17.01.2025 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır. 

13 Ocak 2025 Pazartesi

Hayata Dair Hikmetli Sözlerden

Hikmetli Sözlerden *
1. Elinde yiyecek olsa bile yaklaştığında kaçan bir kuşa şaşırma; kuşlar bazı insanlar gibi değildir, özgürlüğün ekmekten daha değerli olduğuna inanırlar.
2.Su, yağa sordu: "Ben senin ağacını yeşertenim, nasıl benden üstün oluyorsun? Nerede edep?" Yağ cevap verdi: "Sen nehirlerde memnuniyetle yetiştin, ben ise ezilmeye ve zorluğa sabrettim, sabırla yükseldik."
3.Gözyaşları damlalar değildir, kelimelerdir; ama bu kelimeleri okuyup anlayacak birini bulmak çok zor.
4.Bazı insanların kalpleri sonbahar yaprağı gibidir, ne kadar sulasan da elinde yeşermez, onları rüzgara bırak.
5. Onurlu ol ve ne olursa olsun eğilme; belki başını tekrar kaldırma fırsatın olmayacak.
6.Kelimeler tohum gibidir, ama kalplere ekilir, toprağa değil. Bu yüzden ne ektiğine dikkat et ve ne söylediğini gözet, çünkü bir gün ektiğini yemek zorunda kalabilirsin.
7. Saygı on parçadır, dokuzu sessizlikte, onuncusu ise küçük akıllardan uzak durmakta.
8.Küçük detayları büyütüp, çirkinlikleri açığa çıkaran bir mikroskop gibi olma; tarafsızca yansıtan bir ayna ol. (Mehmet Cömert’in Çevirilerimden)
Hayata Dair Öğütler *
 • Duyduğun her şeye inanma, elindeki her şeyi harcama ve de canının istediği kadar uyuma.
 • ”Seni seviyorum” dediğin zaman inanarak söyle.
 • Kazandığın zaman böbürlenme.
 • Kaybettiğin zaman mazeret arama.
 • Sessizliğin bazen en iyi cevap olduğunu unutma.
 • Mutluluğun kendiliğinden gelen bir şey olduğunu düşünme. Mutluluk bilfiil yaptıklarının sonucudur.
 • Yalnızca geldiği kaynağı sevmiyorsun diye iyi bir fikri bir kenara atma.
 • Yapman gerekeni neşe içinde yap.
 • İlham bekleyerek vakit kaybetme. Sen başla, ilham gelecektir.
 • Daha çok kitap oku, daha az televizyon izle.
 • Unutma, ne kadar daha çok bilirsen o kadar daha az korkarsın.
 • Çocuklarının en iyi öğretmeni ve antrenörü sen ol.
 • Ufak tefek sıkıntıları gerçek sorunlarla karıştırma.
 • Her fırsatta çocuklarının elini tut. Elini tutmana izin vermeyeceği zaman çok çabuk gelecektir.
 • İyi ve dürüst bir hayat yaşa. Yaşlandığın zaman geçmişi düşünüp bir kere daha hoşça yaşarsın. (Mehmet Cömert’in çevirilerinden)