Ana içeriğe atla

Hayata Dair Hikmetli Sözlerden

Hikmetli Sözlerden *
1. Elinde yiyecek olsa bile yaklaştığında kaçan bir kuşa şaşırma; kuşlar bazı insanlar gibi değildir, özgürlüğün ekmekten daha değerli olduğuna inanırlar.
2.Su, yağa sordu: "Ben senin ağacını yeşertenim, nasıl benden üstün oluyorsun? Nerede edep?" Yağ cevap verdi: "Sen nehirlerde memnuniyetle yetiştin, ben ise ezilmeye ve zorluğa sabrettim, sabırla yükseldik."
3.Gözyaşları damlalar değildir, kelimelerdir; ama bu kelimeleri okuyup anlayacak birini bulmak çok zor.
4.Bazı insanların kalpleri sonbahar yaprağı gibidir, ne kadar sulasan da elinde yeşermez, onları rüzgara bırak.
5. Onurlu ol ve ne olursa olsun eğilme; belki başını tekrar kaldırma fırsatın olmayacak.
6.Kelimeler tohum gibidir, ama kalplere ekilir, toprağa değil. Bu yüzden ne ektiğine dikkat et ve ne söylediğini gözet, çünkü bir gün ektiğini yemek zorunda kalabilirsin.
7. Saygı on parçadır, dokuzu sessizlikte, onuncusu ise küçük akıllardan uzak durmakta.
8.Küçük detayları büyütüp, çirkinlikleri açığa çıkaran bir mikroskop gibi olma; tarafsızca yansıtan bir ayna ol. (Mehmet Cömert’in Çevirilerimden)
Hayata Dair Öğütler *
 • Duyduğun her şeye inanma, elindeki her şeyi harcama ve de canının istediği kadar uyuma.
 • ”Seni seviyorum” dediğin zaman inanarak söyle.
 • Kazandığın zaman böbürlenme.
 • Kaybettiğin zaman mazeret arama.
 • Sessizliğin bazen en iyi cevap olduğunu unutma.
 • Mutluluğun kendiliğinden gelen bir şey olduğunu düşünme. Mutluluk bilfiil yaptıklarının sonucudur.
 • Yalnızca geldiği kaynağı sevmiyorsun diye iyi bir fikri bir kenara atma.
 • Yapman gerekeni neşe içinde yap.
 • İlham bekleyerek vakit kaybetme. Sen başla, ilham gelecektir.
 • Daha çok kitap oku, daha az televizyon izle.
 • Unutma, ne kadar daha çok bilirsen o kadar daha az korkarsın.
 • Çocuklarının en iyi öğretmeni ve antrenörü sen ol.
 • Ufak tefek sıkıntıları gerçek sorunlarla karıştırma.
 • Her fırsatta çocuklarının elini tut. Elini tutmana izin vermeyeceği zaman çok çabuk gelecektir.
 • İyi ve dürüst bir hayat yaşa. Yaşlandığın zaman geçmişi düşünüp bir kere daha hoşça yaşarsın. (Mehmet Cömert’in çevirilerinden)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda...

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam ...

Sami Hoca

Sami YÜCE İçi nasıldı bilmem ama dışa karşı şen şakrak biri idi.  Bulunduğu ortamlarda insanları güldürmeyi becerirdi. Şaka yapar, şakadan da anlardı. Çağın yaşatan Nasrettin hocasıydı.  Girdiği ortama çabuk intibak sağlar, insanlarla hemen iletişim kurardı.  Uzaktakileri belirli periyotlarla telefonla arayarak hal hatır sorardı.  İnsan canlısı biri idi. Herkesin derdi ile dertlenirdi.  Büyükle büyük, küçükle küçüktü.  Eli açık biriydi. Yedirmekten, izzet ve ikramdan kaçınmazdı. Dinlendik, Avcıtepe, Habiller, Güneysınır İlçe Müftülüğünde, Güneybağ ve Mevlana Mahallesindeki camilerde görev yaptı.  Görevine sadık biri idi. Mesaisi namaz vaktinden namaz vaktine değildi. Namaz harici bile camideydi. Görev yaptığı camileri tertemiz tutar, camlarına varıncaya kadar caminin temizliğini yapardı.  Paraya önem vermediğinden midir para yönünden yüzü pek gülmedi. Paraya ihtiyacı olduğunda kredisi vardı. Kimden borç istese eli boş dönmezdi. Şu gün vereceğim de...