14 Aralık 2024 Cumartesi

Liseli Genç Aşıklar (3)

Diğer teneffüs oğlanı bahçede bir başına yakaladım. Güya ödev yapıyorlarmış. Oğlana epey bir saydırdım. Ağzıma geleni söyledim. Kız kardeşin olsaydı orada oturan. Biri senin yaptığın gibi öpseydi nasıl karşılardın? Bundan geçtim. Görüyorum ki sen gönül eğlendiriyorsun. Herkesin gözü önünde bu yaptığın çok çirkin. Yatak odası mı sandın burayı. İsmin de mübarek bir zatın ismi idi. Adını aldığından utan gibi şeyler söyledim. Baban bu durumu görse, bu duruma ne derdi dedim. Çocuk, ailesinden dertli idi. Babası, annesini bir başka kadınla aldatmış. Anladığım kadarıyla baba çok tekin biri değil, aile ortamı da sütliman değil.

Sonra kızı çağırdım. Oldu mu kızım bu yaptığınız dedim. “Hocam, ben istemedim” dedi. Bir de isteseydin dedim. Madem razı değildin. O öptüğü zaman eşimin tersiyle bir vursaydın, senin samimiyetini anlardım ve seni tebrik eder, aferin kızım derdim dedim.

Birkaç gün sonra yeşil saçlı anne, babasıyla birlikte tekrar sınıf değişikliği için geldi. Tekrar olmaz. Bence okul değiştirin dedim. Babanın tüm olup bitenlerden haberi olmadığı için çok net konuşamadık. Baba hiçbir şeyden habersiz misafir gibi oturdu durdu.

Anne yine ısrarcı idi çocuğunun sınıf değişikliğinde. Kıza dedim. Al şu kağıdı. Bu kalemi de al. Sınıf değişikliği için dilekçe yaz dedim. Kızımız masaya eğilince farklı bir görüntü ortaya çıktı. Kızım, al eline kağıdı. Dilekçeyi koridordaki nöbetçi öğrenci masasına oturarak yaz dedim. Anneye, dilekçe ile sınıf değiştiremeyiz. Sadece resmiyete girdireceğiz. Bu durumu yardımcılarımla görüşüp değerlendireceğim. Sonuç, olumsuz da çıkabilir dedim. Kız çıktı. Babaya da dilekçe yazmada kızına yardımcı ol dedim.

Anneye, siz hala sınıf değişikliği deyip duruyorsunuz. Çocuğunuzu bu okuldan alın, nakil gitsin dedim. Hep aynı istek, sınıf değişikliği. İş sınıf değişikliğiyle çözülse yardımcı olacağım dedim. "Sorun biter" dedi anne. Anlamadığım, tek sorun aynı sınıfta okumaları. Bahçede gezmelerine sıcak bakıyorsunuz. Top oynamalarına bir şey demiyorsunuz dedim. Evet, sorun olarak görmüyorum dedi. Peki, oğlanın kızınızı herkesin içinde yanağından öpmesini sorun olarak görür müsün dedim. "Nasıl" dedi. Ben oğlanı kızınızı öperken gördüm dedim. "Olur mu öyle şey. Benim bundan niye haberim yok" dedi, ağlamaya başladı. Haber vermedim. Çünkü gezip tozması ve top oynaması sorun olmayınca, bu da sorun olmaz diye düşündüm dedim. Şimdi kızımı nakil alıyorum" dedi. İyi yaparsın dedim. O esnada kızı ve kocası dilekçeyi yazıp geldiler. Kıza, "Kızım, bu dilekçeyi iptal ediyoruz. Şu şekilde bir nakil başvurusu yaz dışarıda. Babası. Siz de yardımcı olun dedim.

Kızımın bu ilişkisinden babasının haberi yok. Şimdi naklini alırsam, eşim içeride ne konuştunuz" demeyecek mi? Çünkü iki defa dışarı gönderdiniz” dedi. Dilekçeden sonra babaya," Eşinizle kızınızla ilgili babanın duymayacağı, annenin çözeceği bazı problemleri paylaştım. Çocuğun nakil gitmesi konusunda hemfikir olduk. Hayırlı olsun dedim.

Hasılı, kızın nakil başvurusunu sistemden yaptık. Günü gelince bizden nakil gitti. Birbirine sırılsıklam aşık bu liseli gençleri böylece ayırmış olduk.

Ama ayrılık uzun sürmemiş. Sürmemiş diyorum. Çünkü ben o okuldan sene sonu ayrıldım. Kızımız da sonraki eğitim ve öğretimde okula tekrar nakil gelmiş. Farklı bir sınıfa verilmiş. Aşıklar ne yaptı derseniz, adı üzerinde aşık bunlar. Ferman dinler mi? Bahçe boyu yürümeler kaldığı yerden devam etmiş ve muhteşem ikili olarak okul boyunca aşkları devam etmiş. Sonrasını bilmem. İnşallah onlar muratlarına ermişlerdir. 

Liseli Genç Aşıklar (2)

Birkaç gün sonra odama saçı yeşil boyalı bir hanımefendi girdi. Zevklerle renkler tartışılmaz dense de bir insan orijinal saç rengini niye değiştirir? Haydi heves etti diyelim. Sarı, kırmızı, siyah, beyaz gibi renkler varken niye yeşili seçer? Dikkat çekmek, farklı olduğunu göstermek için midir bilmiyorum. Ben olsam orijinal rengim ne ise o saç renginde devam ederim. Neyse bu rengi kabul eden etmiş. Siz bana sana ne demeden, ben bana ne diyeyim.

Misafire, hoş geldiniz, buyurun, şöyle oturun lütfen dedim. "Falan 10.sınıftaki öğrencinin annesiyim. Kızımın sınıfının değiştirilmesini istiyorum" dedi. Ne hayır dedim. "Sınıfında şu isimli bir öğrenci var. Onunla aynı sınıfta olmasını istemiyorum. Ben oğlanla kaç defa görüşüp konuştum. Laf dinlemediler dedi. İyi de sınıf değiştirmek çözüm mü? Çünkü gördüğüm kadarıyla kızınızla bu oğlan her teneffüs bir aradalar. Liseli genç aşıklar gibi sırılsıklam aşıklar. Bir on dakikada koca bahçeyi kaç defa turluyorlar" dedim. "Beraber dolaşmalarından rahatsız değilim" dedi. Ara ara öğle arası top da oynuyorlar dedim. Top oynamalarından da rahatsız değilim" dedi. Kızınızı sınıfta rahatsız ediyor mu dedim. "Hayır" dedi. Bize de bir şikayet gelmedi dedim. Siz nelerden rahatsız olursunuz dedim. Aynı sınıfta olmalarından ve bir de aynı sırada oturmalarından" dedi. Sınıf öğretmenlerine söyleriz. Yeni bir oturma planıyla yerleri değiştirilir. Bir arada oturmazlar dedim. "Bu yeterli değil. Sınıfı değişsin kızımın" dedi. Ben bu okulda kaç ay geçse de yeni sayılırım. Sınıf değiştirme konusunda okulun bir teamülü olup olmadığını müdür yardımcılarına sormam lazım dedim. Telefonla arayıp bilgi aldım. Yardımcılarım, "Hocam, şu ana kadar hiç sınıf değiştirmedik. Bir kişinin sınıfını değiştirirsek, arkası alınmaz" dediler.

Hanımefendiye, bu durumu izah ettim. Yarın arkadaşı ile bozuşan sınıf değiştirmeye kalkar. Gittiği sınıfta tutunamayan tekrar eski sınıfına dönmeye kalkar. O yüzden biz okul olarak sınıf değişikliğine sıcak bakmıyoruz. Ki emsal olmasın. Kızınızın oğlanla görüşmesinden rahatsız iseniz, sınıf değiştirmek çözüm değil. Çünkü her teneffüs bir ve beraberler. Bu durumda sınıf değişikliğinden ziyade okul değişikliği sizin için daha uygun olur. Kızınızın puanı falan Anadolu lisesini tutuyor. Bizim okulun ayarı bir okul. Sistemden gördüğüm kadarıyla o okulun boş kontenjanı da var. Üstelik o okul çarşının içinde. Ulaşım yönünden bizim okuldan daha avantajlı. O okula nakil gider. Tekrar bizim okula dönmek isterse, zaten puanı tutuyor, boş kontenjanımız da eksik olmaz. Tekrar naklini alırız. Bu sefer aynı sınıfa değil, başka bir sınıfa veririz. Böylece isteğiniz de yerine gelmiş olur dedim. "Biz okul değiştirmeyi düşünmüyoruz" dedi. O zaman kusura bakmayın. Bu talebinizi yerine getiremeyiz dedim. Veli müsaade alıp gitti.

Velinin ardından sınıfın sınıf öğretmeniyle görüştüm. Bu iki öğrencinin yerlerini değiştirelim dedim.

Ardından erkek öğrenciyi çağırdım. Kızın annesi seninle kaç defa görüşmüş. Bu ilişkinizden memnun değil. Biraz mesafe koymanda fayda var. Sınıf ortamında yan yana oturmayacağız dedim.

Sonra kızı çağırdım. Annenin hassasiyetini biliyorsun. Sınıfını değiştirmeyeceğiz. Oğlanla teneffüs arası dahil aynı sırada oturmayacaksın. Oğlan seni rahatsız ederse haberim olsun dedim.

Birkaç gün sonra nasıl gidiyor diye aşıkların sınıfına yöneldim teneffüste. Güya kızı görüp nasıl gidiyor, var mı bir sıkıntı diyeceğim. Sınıfın kapısında belirdim. Teneffüse çıkmayanlar kendi hallerinde oturup duruyorlar. Hafif de gürültü var. Gözüm oğlanı aradı. Gördüm ki kızla yan yana oturuyor. Oturmakla da kalmamış. Benden habersiz kızı yanağından öpüverdi.

Kimse görmeden gerisin geri döndüm. (Devam edecek) 

Liseli Genç Aşıklar (1)

Bir lisede teşehhüt miktarı kadar çalışmıştım. Okulu pek tanımasam da teneffüslerde bazen penceren bazen bahçeye inerek öğrencileri gözlemlerdim.

Bir erkek bir kız öğrenciyi diğerlerinden farklı olarak her teneffüs kenardan köşeden yan yana yürüdükleri dikkatimi çekti. Müdür yardımcısına, bu iki öğrenci arasında bir gönül ilişkisi olabilir mi dedim. Onlar sırılsıklam aşık hocam dedi.

Bu birbirine sırılsıklam aşık olan öğrencileri daha yakından tanımak için odama çağırdım. Oturun gençler şöyle dedim. Hal hatırın ardından kaça gittiklerini, hangi şubede okuduklarını sordum. 10. ve C sınıfında okuyorlarmış.

Sizi teneffüste de yanınızda üçüncü bir kişi olmadan dolaştığınızı görünce, tanışmak istedim dedim. Ardından lise sonrası hedeflerini sorup öğrendim. Güzel hedefler. İnşallah hedefinizi gerçekleştirirsiniz. Bu arada dersleriniz nasıl dedim. "İyi. Çok iyi" dediler.

Birkaç dersten aldıkları notları sordum. 60, 70, 75 gibi puanlar söylediler. Tebrikler dedim. Yalnız gördüğüm kadarıyla zekanız yüzünüzden okunuyor. Siz daha fazla puan alabilecek kapasiteye sahipsiniz. Pekala bu 60 aldığınız dersten 90 almanız hiçten bile değil, öyle değil mi dedim. "Evet, alırız" dediler. Bu durumda kapasitenizi tam kullanmıyorsunuz. Çünkü aldığınız, 60, 70 de çok yüksek puan değil. Biraz daha derslere odaklanmanız lazım. Değilse hedefinizden uzaklaşırsınız ve pişmanlık duyarsınız. Haberiniz olsun dedim. "Hocam, çok haklısınız" dediler.

Bu arada gördüğüm kadarıyla hep birlikte görüyorum. Sanırım kafa yapınız iyi tutuyor. Üzerime vazife değil ama arkadaşlığın ötesinde aranızda bir şeyler seziyorum dedim. "Hocam, doğru sezmişsiniz. Biz ciddi ciddi birbirimizi seviyoruz. Biz birbirimizden ayrılamayız" dediler. Birbirinize ilgi duymanız kadar doğal bir şey olamaz. Birbirinizi bu şekilde tanımanız da güzel. Yalnız daha erken. Çünkü önünüzde daha uzun bir maraton var. Bu tür gönül ilişkisi geçici bir heves olabilir. İleride birbirinizden bıkkınlık yaşayabilirsiniz. Kendinizi büyümüş görseniz de daha çocuk sayılırsınız. Duygularınızı aklın önüne geçirmemeniz lazım dedim. "Hocam, bizim bu ilişkimiz ciddi. Geçici bir heves değil" dediler. İleride evlenecek kadar mı ciddisiniz dedim. Evet dediler. Güzel. Sevenlerin sevgilerini birleştirmek istemesi kadar güzel bir şey olamaz.

Yalnız ailenizin bu ilişkiden haberi var mı dedim. Oğlan "yok" dedi. Kız, "Babamın haberi yok ama annemin haberi var" dedi. Annen ne diyor buna dedim. "Razı değil" dedi. Peki, ileride aileleriniz bu evliliğe sıcak bakmazsa ne olacak dedim. "Bilmeyiz" dediler.

Tüm bu konuşmaların ardından, çocuklar! Sevenlerin evlenmesini, evliliğin sevgi üzerine bina edilmesini ben de isterim. Üniversiteyi bitirdikten sonra evlenmek istediğiniz de aileniz karşı çıkarsa, benden yardım isterseniz, dünürcü başı bile olabilirim. Yalnız bu gönül ilişkinizi derslerin önüne geçmeyecek şekilde bir seviyede tutmanız ve okulda dikkat çekmeyecek şekilde dikkatli olmanızı öneririm. Sevginizi içinizde tutun. Sevecekseniz uzaktan sevin. Halihazırda çok dikkat çekiyorsunuz. Bu konuda size güveniyorum. Teneffüsünüzü aldım. Şimdi haydin derse dedim. Tamam hocam teşekkür ederiz deyip sınıflarına gittiler.

Sair günlerde bu iki aşığı yine hep birlikte gördüm. Tekrar odama çağırdım. Gençler, ne konuşmuştuk. Gördüğüm kadarıyla siz tam gaz yolunuza devam ediyorsunuz. Sanırım benim geçen günkü vermek istediğim mesajım anlaşılmadı. Lütfen gereğini yapın dedim. Başlarını öne eğip gittiler. (Devam edecek)