15 Ağustos 2024 Perşembe

Arıza Tespiti ve Yol Gösterme

08.08.2024 tarihli araç muayenesinden ağır kusurlu bulunmasını istediğim aracımın muayenesi onaylanınca, umduğum dağlara karlar yağdı, iş başa düştü dedim. 

Sanayinin yolunu tuttum. Çünkü arabamdan; bilemediğim, tamirciye götürdüğümde sesi normal cevabı aldığım, bana göre normal olmayan bir ses geliyordu. Özellikle gaza bastığım zaman ses daha belirgin bir şekilde belli oluyordu. İstedim ki 1822 TL muayene ücreti verdiğim TÜVTÜRK bunu bulsun. Yine kontağı kapattığımda dıt dıt ötme sesi geliyordu bir müddet. Bunun gazla ilgili olduğunu biliyordum ama araba çalıştığı için çok da önemsemedim. 

Arabamdan benim arabama özgü çıkan sesin bir faydası vardı. Araba oğlanda iken oğlan yanımdan geçerken bu ses bizim arabanın sesi deyip kulak kabartırdım o kadar geçen aracın içinden. İnsanın kişiye özgü, emsallerinden farklı sesi olması da ayrı bir sevinç duygusu. Bu durumda insan kendini özel hissediyor. 

Sesi değişik çıksa da yolda bırakmayacak şekilde işimi görüyordu. Ama bunu gel de oğlana anlat. İş bilmez, arabadan anlamaz ama anlamadığını bilmeyen iki gencin, bu arabadaki ses triger kayışından geliyor demesi üzerine ister istemez, yolda kalır, daha büyük hasara yol açarım endişesi içine giriyor. Bizim arabada triger kayışı yok, zincir var desem de ya zincirin değişme zamanı geldiyse dedi bu sefer.

Oğlanın endişesi gitsin, ne olacak bu arabanın hali diye kara kara düşünmesin diye tamirciye gittim. Bu arada giderken gaza basınca sesin daha net çıktığını anladım. Bu sefer ustaya gösterirken gaza basınca ses değişik çıkıyor diyeceğim. Bu da benim için bir aşama. 

Sanayiye gitmişken hepsini yaptırayım istedim. 

Uzun süredir tamirciye gitmediğim için Karatay Sanayisinin içinde tamircimi aradım durdum araç içinde. 

Sonunda buldum. Kalfaları varmış dükkanda. Ustayı sordum. Az sonra gelecek dediler. 

Aracın neyi var dedi 15-16 yaşındaki çalışan. 

Yolda giderken gaza yüklenince sesin arttığını öğrendim. 

Kaputu açtık. Gaz verince dinle dedim. Dinledi. Arabanın bir orasına, bir burasına göz gezdirdi. Gazla dedikçe boşta gaza yüklendim. İrili ufaklı diğer çalışanlar da geldi sesi dinlemeye. Bilemedim abi. Usta gelince baksın. Yalnız devridaimden geliyor gibi dedi. Öğle vakti olunca yemek yemeğe koyuldular. 

Az sonra usta geldi. Haydi yemeğini ye dedim. Olur dedi. Biz bekledik. 

Neyi var dedi. Gaza basınca ses geliyor dedim. Çalıştır, gaza bas dedi. Ekzozcuya gideceksin. Benlik bir şey yok. Ya düzlesin ya da kesiversin egzozcu dedi bir çırpıda. Helal olsun, usta dediğin böyle olmalı dedim. TÜVTÜRK'ün 1822 lira karşılığında bulamadığı arızayı buldu. Üzerine egzozcuya, oto gazcıya git diyerek yol gösterdi. Arıza tespiti ve yol gösterme işini de meccanen yaptı. Allah başımızdan eksik etmesin böyle ustaları. Sadece para almamasına değil duam. Düşünün ki arızayı tespit edemese, içimde bir endişe olduğu halde gelen değişik sesle trafiğe çıkmaya devam edecektim. 

Önereceğin egzozcu var mı dedim, yok dedi. Kontağı kapatınca dıt dıt sesi geliyor. Bunun için kime gideyim dedim. Arka sokaktaki falan oto gazcıya git, benim gönderdiğimi söyle dedi. Teşekkür edip ayrıldım.

Gaz ayarı için gittiğim oto gazcıdan diğer yazımda bahsetmek istiyorum.

14 Ağustos 2024 Çarşamba

Yokuz Yok

Olimpiyatta yokuz.

Şampiyonlar Liginde yokuz.

Düşünüyorum, biz neyi iyi yapıyoruz diye.

Aklıma bir şey gelmiyor.

Avrupa bizim için lüks hem spor hem futbol hem diğer alanlarda.

Bizim için en iyisi kendi ligimiz.

Burada birbirlerine horozlanmak, birbirlerini yenmek, birbirimize karşı kedi köpek misali olmak yeterli bizim için.

Biz, birbirimizin maçına bakarak pozisyonları değerlendirmeye devam edelim.

Şu takımı şunlar kolluyor yaygarasını yapalım.

Birbirimize aslan kesilelim.

Mangalda kül bırakmayalım.

Biz büyük takımız, köklü kulübüz kibrini yaşayalım.

Bilelim ki bizim takımların büyüklüğü ülke sınırları dışında yok. Avrupa bize kaç beden büyük gelir.

FB de aynı, GS de aynı, BJK de aynı, TS de aynı.

Hepsi bu milletin aklıyla dalga geçiyor.

Hepsi bizimle oyun oynuyor.

Aralarında yaptıkları mücadele bir kayıkçı kavgasından ibaret.

Sahi bizim yaptığımız, başarılı olduğumuz bir alan var mı?

Bir hakkı teslim edeyim. Tek başarımız her alanda başarısız olma istikrarı. Bu da hiçbir ülkeye nasip olmaz. Hiçbir ülke bu kadar uğraşsa bizim gösterdiğimiz başarısızlık başarısını gösteremez.

Boşu boşuna biz şöyleyiz, böyleyiz diye övünmeye kalkmayalım.

Yazık ki yazık.

Oturup biz neyiz, niçin böyleyiz, hangi alanda nasıl başarılı oluruz üzerine kafa yoralım. Yanlışlardan ne çabuk dönersek kârdır diyelim. Hiçbir mazeret ve gerekçenin  arkasına sığınmayalım.

Hâlâ bize gaz vermeye kalkan, hamaset yapan, slogan atan olursa kes lan sesini. Yeter bu ninnilerle uyuttuğunuz diyelim.

13 Ağustos 2024 Salı

İsraf ve Keriz

Yan taraftaki görüntüyü bugünlerde paylaşan paylaşana. İlkokul mezunundan, fakülte mezununa varıncaya kadar her yaştan insanımız bunu paylaşıyor. Yeter ki bu işi yapan ekmeklerine yağ sürsün. Kendilerine malzeme versin. 

Paylaşımlarıyla, "Siz bu adamı seçtiniz. İşte bu da gününü gün ediyor" ve sizin paranızı çatır çatır yiyor demeye getiriyorlar. 

Baştan söyleyeyim, işim siyaset yapmak falan değil. Siyasetle zaten işim olmaz. Sosyal olaylardan insanımıza dair söz, eylem ve paylaşımları gözlemleyip değerlendiriyorum.

Bu açıklamanın ardından paylaşımı değerlendirmeye geçeyim. 

Paylaşım doğru mu, değil mi, abartı var mı bilmiyorum. Çünkü gündemi takip etmiyorum. Bir an için doğru kabul edelim. 

Paylaşım, bir israfı öne çıkarıyor. Bu yönüyle haklı bir eleştiri söz konusu. Vatandaş olarak israfa karşı çıkılması kadar doğal bir şey olamaz. Yalnız israfa karşı çıkarken israfı yapanın bir kısmını görüp bir kısmını görmemek olmaz. Kim yaparsa yapsın. Olmadı demek lazım. İtibar ve tasarruf denmez. Çünkü israf israftır. Ali yapsa da israf, Veli yapsa da israftır. Hele harcanan kamu malı ise yetim malıyla eşdeğer görmek lazım. Vatandaş, kim yaparsa yapsın, gök kubbeyi inletmeli.

Sanırım, bu masrafı sponsorlar çekiyormuş. Külahıma anlatsınlar bunu. Masrafı sponsorun çekmesi demek gaz gelecek yerden tavuk esirgenmez demek. O yüzden sponsor demek kamu malı demektir. Sponsorun bir de reklam yapması ve caka satması da sponsorun lehine bir durum. 

Paylaşımda oteli anlarım. Otelde yeme, içme, yatma vs. dahildir. Rakı, şarabın öne çıkarılması garip. Bu paylaşımı yapanlar, gidip gördüler mi ki rakı ve şaraptan bahsediyorlar. Belki istavrit de vardır menüde. Belli ki bu paylaşım algı oluşturmaya yönelik olsa gerek. Haber izlemiyorum. Rakılı, şaraplı görüntü verdilerse paylaşıma eyvallah derim ve haklılar. 

Şu var ki 16 günlük değil, beş yıllık da olsa böyle bir harcama yapmam. Buna bütçem el vermez. Bütçem el verse de böylesi lüks yerlerde kalmam. Hele ki bu para kamunun parası ise zaten işim olmaz. Birileri sponsor olmaya kalkarsa hadi oradan derim.

Anladığım kadarıyla Olimpiyat için belediye başkanları çoluk çocuk orada imiş. Başkanlar bu masrafı ceplerinden karşılıyorsa buna da israf derim ama kendi paralarıdır derim.

Anlaşılan o ki hangi parti ve düşünceden olursa olsun partiler israfta yarışıyor. Bunu yaparken de milleti tınmıyorlar. Hangisi hangisinin hocası dersek, öyle zannediyorum, birbirlerinin hocası olurlar. Ellerine su dökemeyiz.

Paylaşıma dönersem tekrar. Otel masrafının 5 milyon avro olduğunu yazan kimse dolar ve avroya o kadar aşina ki birden TL'ye çevirmiş.

Paylaşımın en garip cümlesi de "keriz parası da yenir ha!" denmesi. Burada keriz kim? Sanırım İstanbullulara deniyor. Koca bir şehrin insanına keriz denmesi çok ayıptır. Ayrıca niye sadece İstanbullu keriz oluyor? Merkezi bütçeden belediyelere para aktarılıyor. Yani tüm Türkiye insanının vergisinden para İstanbul'a da gidiyor. Bu durumda keriz Türkiye insanı olmuş olur ki buna kimsenin hakkı yoktur.

Bu arada "keriz parasıda" derken buradaki "da" ayrı yazılır. Bir diğer yanlış "Ekremin" derken Ekrem özel isim. Kesme işaretiyle ayrılır. Diyelim ki bunu yazan bu iki kuralı bilmiyor ya da gözünden kaçtı. O kadar üniversite mezunu aynı paylaşımı yaparken bu "da"yı ayırmayı ve kesme işareti ile Ekrem'i ayırmayı düşünemedi mi? Yoksa bunlar da mı bu "da" nın ayrı yazıldığını ve özel ismin kesme işaretiyle ayrılacağını bilmiyor? Aynı yanlışı binlerce kişi paylaşınca yanlışa göz aşina oluyor. Lütfen Türkçeyi katletmeyelim. 

Paylaşımda bir başka ayıp "Ekremin 16 günlük" derken Ekrem Bey'den okul veya mahalle arkadaşı veya akranı gibi bahsediyor. Bu üslup da hoş değil. Ekrem denilen kişi bir belediye başkanı. Sevelim veya sevmeyelim, överken veya eleştirirken saygıyı elden bırakmamak lazım.