17 Temmuz 2024 Çarşamba

Kök Emekliliğin Keyfini Çıkarmak

Kök maaşlarına yapılan iyileştirmeyle, maaşlarına 2.500 lira artış sağlanan bir emekli bulur muyum diye soluğu çay ocağında aldım.

Öyle ya böyle günde de kendilerinden çay içmeyip de ne zaman içecektim.

Hem çaylarını içeyim hem de kendilerini tebrik edeyim istedim.

Baktım sağa sola. İstedim ki bugün çaylar bizden desinler.

Ne çay içer misin diye gürleyen oldu ne de yüzüme bakan.

Dertten midir, zevkten midir anlayamadım.

Belki de gittiğim çay ocağında en düşük emekli maaşı 12.500 olan yoktu.

Sonunda bir başıma kaldım. Kendi içtiğim çayın parasını vermek ben garibana düştü. 

Anlayacağınız ava giderken avlandım.

Zormuş zor. Zira evdeki hesabım çarşıya uymadı.

Halbuki ne ummuştum ne buldum. Alacakları olsun kök maaştan maaş alan emeklilerin.

Yoksa kök maaştan çay umanlar, zıkkımın kökünü içsin mi dedi bu emekliler.

Burada gelen zam ne ki sana çay içirsinler demeyin.

Bir defa çay ocaklarında bir çayın beher fiyatı 10 lira olduğuna göre 2.500 liraya 250 bardak çay eder.

7.5 lira olan çay ocakları da var. Bu durumda 333,33 âdet çay içilir.

Kişi kendi içtiği gibi eşine dostuna da ikram edebilir. Zira iç iç bitmez.

Diyelim ki kökümüze gelen bu zam kökümüze incir dikti, ocağımıza kibrit suyu döktü. Bu zamanda bu zam dişimizin kovuğunu bile doldurmaz. Bu durumda biz nasıl bonkörlük yapalım da çay ocağında çay söyleyelim dedi bizim bu emekliler.

Mübarekler, illaki çay ocağında söyleyin diyen kim size? Alırsınız bir paket çay. Herhalde 170 TL’ye alabilirsiniz paketini. Unutmayın ki bu bir paketten 350-400 bardak çay çıkar.

Çağırırsınız evinize eşinizi, dostunuzu. Hepsini bir kilo çayla çaya boğarsınız. Yeter ki aldığınız zammın zekatını vermek ve cömertliğinizi göstermek isteyin.

Bu arada aldığınız maaş farkıyla maaşınıza dokunmadan, 14,70 kg çay alabiliyorsunuz. Neredeyse ayda günlük yarım paket çay alım gücüdür bu. Fakirin çayı varsa daha ne ister değil mi? İçiniz dışınız çay olur hem de.

Bence birilerinin moral bozucu sözlerine aldırmayın, bu zamma burun kıvıranlara kulak vermeyin. İçin ve içirin çayları. Emekli yılınızın keyfini çıkarın.

9. Hisse Sahip Bir Profil(3)

Bazen de siz olmasanız bir iyi küfrederdim der. İyi ki küfretmedi. O kadar edebi ve hatası varmış demek ki. Bu kadar da olmasa herhalde s.çıp sıvayacak. Ki küfrederim demesi bile kişiliğini ele veriyor.

Sonuç olarak,

Kişi kendini ne görürse görsün ne yeteneklere haiz olduğunu inandırırsa inandırsın bir kişide 9.his olmaz. Olsa olsa 6.his olur.

Sonra bırakalım da o 9. hissin olduğunu başkası söylesin. İnsanın kendini övmesi kadar kötü bir şey olamaz.

Siz olmasaydınız küfrederdim demek nedir? Küfür iyi bir şeyse yanımızda da küfret. Yok, kötü bir şey ise hiç ağza almamak lazım. Çünkü küfür kimseye yakışmaz ama kadına hiç yakışmaz. Belli ki o kendine yakıştırıyor.

Bir diğer husus, fazla değil, az bir zekaya sahip biri “Bende laf durmaz, gider söylerim” diyen birinin gidip söylemeyeceğini bilir. Bunun için fakülte bitirmeye gerek yok. Laf taşıyacak olan renk vermez. Demek ki kapasitesi bu kadar.

Burada sormak isterim. Doğru dürüst tanımadığı birine sivri dilli demek kimin ne haddine. Hele bir kadın bunu bir erkeğe söylüyor. Şimdi sivri dilli kim oluyor burada? Ben mi kendisi mi? Ben kadınla konuşurken edebimi takınırım bir defa. Muhatabım erkek olsa ağzının payını veririm.

Sonra düşman gördüğü mesai arkadaşı, gecesi gündüzüne çalışıyorsa, çalışmaktan doğru dürüst çay bile almıyorsa, oradan oraya koşturuyorsa, birçok yükü üstleniyorsa böyle birine kin ve garez güdülmez, takdir edilir. Keşke ben de onun kadar çalışabilsem denir. Çalışan ve hakkını verene haset etmez.

Arı gibi çalışan da bilir işten kaçmasını. Bir eline sigara, diğerine de çay alarak köşe bucak içmesini. Düğüne gider gibi grand tuvalet giyinmesini. Köşe bucak birileriyle laklak yapmayı.

Bu arada çay ve sigara demişken aklıma nereden geldi ise sigara ve çay dişleri sarartır. Sapsarı yapar. Madem bunlar içiliyor. Diş ve ağız bakımını da ihmal etmemek lazım. Sabahtan akşama çay ve sigara içen çoğu erkeğin dişleri sapsarı. Kadınlarınki genelde bembeyaz olur. Bazı çay ve sigara tiryakisi kadınlarda sapsarı dişleri görünce inan yakıştıramıyorum. Kadın da erkek de aynı demeyin. Evet aynı ama kadın daha bir bakımlı ve temiz olur vesselam. Çünkü kadın demek oturduğu yeri, kalktığı yeri bilir, nerede, kime, ne konuşacağını bilir, bin düşünür bir konuşur, sözünün nereye gideceğini tartar. Kadın gibi olur. Erkeğe özenmez. Erkek gibi olmaz. Çünkü kadın zarafetin, görgünün ve nezaketin ta kendisidir.

9. Hisse Sahip Bir Profil(2)

Aynı kişiye bir defasında falan yerde çalışacağım. Orada eşiniz varmış. Söyleseniz de bana sahip çıksa dedim şakasından. Öyle ya bu yaştan sonra kim sahip çıksın bana? Benim niye başkasına böyle bir ihtiyacım olsun? Ki bugüne kadar gittiğim hiçbir yerde kimseye yük olmadım. Birileri sayesinde ayakta durmadım. Ne dese beğenirsiniz? Düşünseniz de cevabı bulamazsınız. Çünkü kendisinde 9.his olduğu zehabına kapılan birinin ne cevap vereceğini kestirebilmenize ne kapasiteniz el verir ne de çapınız. Duyun da bir 9. hisse sahip olmadığınıza yanın. "Eşim muhatap olmaz" dedi ya da "Eşim muhatap almaz" dedi. İşin içine muhatap olma durumu girince her türlü cevaba hazır ve nazır olmama ve her türlü cevaba, cevap verebilmeme rağmen sessiz kaldım. Çünkü bir hanım efendiye böyle bir cevabı yakıştıramadığım için şaşırdım. Sonradan eşim orada geçici. Kalacağı belli değil. Pek konuşmaz dese de cevabımı almıştım. Bir patolojik vaka ile karşı karşıyaydık belli ki.

Eşinin çalıştığı yere geldim. Herkesle görüştüm. Kendimi tanıttım. Selamlaştık ama eşinin olduğu kapının içine dahi bakmadım. Öyle ya muhatap almayacak kişinin yanında ne işim vardı. Beni muhatap almayacak olanı ben hiç muhatap almam.

İnsan sarrafı olduğumu sanırdım kendimi. Değilmişim meğer. Güya ben kendisi hakkında olumlu kanaatlere sahiptim. Nazik ve kibar biri olarak görmüştüm. 

Düşünüyorum acaba bilmeden bir pot mu kırdım diye. Geriye dönük bir gezinirim böyle durumlarda. Bulurum kırdığım potu. Şundan dolayı böyle davranıyor derim. Gider gönlümü alırım. Çoğu zaman da çok ince düşünmüşsün. Yok öyle bir şey cevabı alırım. Ama bunda herhangi bir falsomu bulamadım. 

O zaman sivri dilli, dili sivri, sert biri, aynı zamanda muhatap alınmayacak veya olunmayacak kadar ne yaptım? 

Düşünüp bir şey bulamadığıma göre aklıma tek gelen şey, beraber çalıştığı kişilerin bir tanesinden hiç haz almazdı. Haz alamadığından geçtim. Adeta düşman gibi görüyordu onu. Onu eleştirirken kendisine destek vermediğim gibi iyi çalışıyor, boş durmuyor, arı gibi demek suretiyle gıyabında o kimseyi övdüm. Sanırım mesele, düşmanımın dostu düşmanımdır durumu. Başka da aklıma bir şey gelmiyor.

Eğer düşmanımın dostun düşmanım mantığı ile bana tavır alıyorsa bundan da gurur duyarım. Çünkü nabza göre şerbet veren biri değilim. İnsanları yanında iken değil, gıyaplarında iken övmeyi ve desteklemeyi tercih ederim. Kendisi bundan haz almıyor diye kimsenin aleyhine konuşamam. Eğer bundan dolayı ise bu garip ve anormal cevaplar, bu durumda problem bende değil, bu kişinin kendisinin kişiliğinde bir problem var demektir. Kısaca bir hastalık halidir. Benim moralimi bozsa da bu onun problemidir. Benim sadece midemi bulandırır o kadar. Yalnız bu hastalık halinin tedavisi var mıdır bilmiyorum. Çünkü bu haset hali ile çok gitmez.

Aklıma bir başka şey daha geliyor. Herhalde birileri bana karşı onu doldurmuş. O kadar dolmuş ki ilk başlardaki olumlu tavrını değiştirmiş, ön yargı ile bakmaya başladı bana. Hatta zaman zaman kendi aralarında üçüncü şahıs aleyhine konuşurlarken, bakın benden gizli konuşun, benim ağzımda laf durmaz dememe evet dediği bile olmuştur.

Başkasının doldurmasıyla hakkımda kanaat sahibi olması, kişiliği oturmuş bir insanda görülmez. Bana da zamanında personel hakkında bilgi vereyim diyen birine, sakın hiçbir şey söyleme. Ben insanları çalışarak tanımak isterim demiştim. Olmadı gereken de bu.

Ama sebep her ne olursa olsun bir kadının zarafetine yakışmıyor bunlar. (Devam edecek)