1 Temmuz 2024 Pazartesi

Yeni Vergi Önerilerim *

Yeni vergilerin yolda olduğundan konuşmalar bugünlerde yazılıp çizilir oldu. Sanırım Hazine ve Maliye Bakan'ı Şimşek Meclise sunmuş. İçeriğinde ne var bilmem. Ama "Nefes vergisi" deniyor.

Belli ki Bakan ekonomideki açmazı açmak için kolları sıvamış. 

Nefes vergisi gelirse bilin ki bu ülke ekonomik yönden düze çıkar. Üstüne cari fazlası verir. Aslında gerçek çözüm bu. 

Bu nefes vergisinin belirlenmesi de kolay. Tıp o kadar gelişti ki bir insanın bir günde ortalama kaç nefes aldığını bilir. Her nefesten bu şekil vergi alınırsa kayıt dışı da olmaz. Herkes aldığı nefesin bedelini devlete vergi olarak öder.

Nefes alarak vergi vereceğime nefes almam diyen olursa, bunlardan burundan soluma vergisi alınabilir. 

Yalnız ekonomi kötü de. Nefes vergisi alacak kadar kötü değil. 

Ayrıca bu kötü ekonomik durumdan elbirliği ile kurtulacağımıza inanıyorum. Bunun için herkes taşın altına elini koymalı. Ben de Sayın Şimşek'e düze çıkmamız için desteğe hazırım. Aslında bu desteğin yolu, beni yanına yardımcı alması ama bakan yardımcısı olmam çok önemli değil. Vatandaş olarak da ona yardımcı olmak isterim.

Hangi kalemden vergi alalım düşüncesine katkı olsun, ufku açılsın diye aşağıda bir takım vergi türüne örnek vereceğim. Önerilerim yerine getirilirse bilin ki bu ülkeyi kimse tutamaz. Şimdilik nefes vergisine de gerek kalmaz.

Konmasını istediğim vergi türleri:

Keyif vergileri: Bu vergi içinde, mangal ve piknik vergisi, kafe vergisi, tatil vergisi, av vergisi, dondurma vergisi, park ve bahçelerde oturma, bank ve kamelya vergisi gibi vergiler düşünülebilir.

Araç vergisi: Bu vergi içinde, otopark vergisi, özel oto ile işe gitme vergisi, evin önünde yolu işgaliye vergisi, trafiğe çıkma vergisi, araçla alışverişe gitme vergisi, korna vergisi, fren vergisi, yolu eskitme vergisi gibi vergiler konabilir.

Pazar vergisi: Bu vergi içinde, poşet vergisi, sebze ve meyveyi seçme vergisi, pazarda bağırma vergisi, pazar işgaliye vergisi gibi vergiler neden olmasın.  

İbadet vergisi: Bu vergi içinde, cemaatle namaz kılma vergisi, minare ve ezan vergisi, cami şadırvanında abdest alma vergisi, cami WC kullanma vergisi, umum WC vergisi (büyük-küçük abdest bozmada farklı tarife uygulanabilir. Büyük ise daha yüksek vergi, küçük ise daha düşük vergi) gibi vergiler olabilir.

Zararlı içecekler vergisi: Bu vergi içinde, izmarit ve havayı kirletme vergisi, nara atma ve sarhoşluk vergisi, hastane tedavi vergisi gibi vergiler düşünülebilir.

Mezarlık ve ölüm vergisi: Bu vergi içinde, ölüm vergisi, cenaze tekfin, techiz ve defin vergisi, mezarlık işgaliye vergisi, mezarlık bakım vergisi, yıllık mezarlık ziyaret vergisi gibi vergiler konabilir. 

Gördüğünüz gibi nefes vergisine gelinceye kadar daha konabilecek bir yığın vergi var. Yeter ki istensin. Böylece vergi tabana yayılmış olur.

*03.07.2024 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır. 

30 Haziran 2024 Pazar

Küflü Çıkı Komodinim

Komodinim, ne kadar gereksiz şeyim varsa onunla dolu. Cebimde lazım olmayan ne varsa oraya atarım çünkü. Kapağını da kapattım mı ayak altında bir şey görünmez. 

Bir akşam eve geldim. Yine komodine bir şey koyacağım. Bir de ne göreyim. Benim lüzumsuz işler dolabım olan komodinimin içinde, daha bükülmemiş gıcır gıcır iki yüzlük ve yüzlük para vardı. 

Sağa sola baktım. Kimsecikler yoktu. Elim hemen paraya gitti. 4 âdet 200'lük, 2 âdet 100'lük vardı. Tamı tamına 1000 lira. Bir sevindim bir sevindim. Sormayın. Günlerden 23 Nisan diyeyim de sevincimi anlayın.

Gündüzünde de bir ihtiyacım için birinden 2.500 lira almıştım. Benim gereksiz işler küflü çıkımda adeta bir hazine varmış da haberim yokmuş.

Sevindim ama dur Ramazan. Belki senin değildir bu para. Az sonra sahibi çıkarsa üzülürsün dedim. 

İyi de benim özel dolabıma bu parayı kim koymuştu? Düşün dur.

Acaba evin içişleri bakanı koymuş olabilir miydi? İyi de kendi dolabı varken benim dolaba niye koysun. Üstelik bu, kıyametin kopması demekti. O zaman Oğlan? Haydi canım. Oğlan züğürt zaten. Parayı nereden bulsun da benim dolabıma koysun. Üstelik odama da girmez.

Acaba kulum sevinsin diye birini vesile edip Allah harçlık göndermiş olabilir miydi?

Acaba eve hırsız girdi de bu adam züğürt. Şuraya para koyayım da bayram edip sevinsin mi dedi?

Aman neyse ne? Buldun bir para. Bağını soruyorum. İkiye katlayıp koydum cebe. Cepte para olunca mutluluğuma da diyecek yok.

O değilden benim komodinde bu para ne arar diye sordum çocuğun annesine. Benim dese bilin ki yıkılacağım. O para ne zamandır senin komodinde. Haberin yok muydu yoksa dedi. Nereden haberim olsun dedim. Haberin olmadığını bilseydim alırdım. Böyle alsaydım, günah olur muydu dedi. Hem de ne günah olurdu. Almamakla iyi yapmışsın. Boşu boşuna günaha girerdin dedim.

Yahu sonradan böyle para bulmak hoşuma gitti. Ara ara evin değişik yerlerine böyle para koyayım. Sonra buldukça sevineyim dedim. 

Bu arada birileri beni küflü çıkı sanırdı. Halbuki küflü çıkı benim komodinmiş. Sevdim bu komodini. Bundan sonra ara ara bakacağım. 

Ardından beleş gelen bu para mutluluğuma evi de ortak edineyim, haydi dışarı çıkıp bu parayı harcayalım dedim. Dünden hazırmış. Her zaman yavaş yavaş hazırlanıp beni dışarıda direk yapan çocukların annesi, baktım benden önce hazırlanıp çıkmış.

Kredi kartı ile harcamalar dışında bu nakidin 400'ünü de harcayıvermişim. Geriye kala kala bu altı yüz kaldı. 

Tam eve geldim ki daha önce sipariş verdiğim firma aradı. Emanetiniz hazır diye. Unutmuştum siparişi de. Beni bir düşüncedir aldı. Çünkü sipariş için 800 vermem gerekecek. Üzüldüm de üzüldüm. Akşam yemeseydim, param hazırmış halbuki. Heyhat ki heyhat... 

Hasılı akşamki sevincim hüzne dönüştü. Çünkü bana lazım şimdi bir 200 lira. Sizden istesem aramız bozulur. Acaba evin altını üstüne getirip bir yerlerden bin lira olmasa da bir iki yüz çıkar mı?

Sağlık Bakanlığı Neden Olmasın

Kulislerde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın istifa ettiği ya da af talebinde bulunduğu konuşuluyor. Hatta özel eşyalarını toplayıp makamını terk ettiği belirtiliyor.

Yerine kim atanır bilmem ama kulislerde yardımcısının atanacağı yazılıp çiziliyor.

Yardımcısı bakan olarak atanır mı bilmem. Bildiğim, bu ülkede her alanda atamalar ehliyet ve liyakate göre yapılır. Zira bugüne kadar bundan hiç şaşıldığına şahit olmadım. 

Her ne kadar yardımcısının adı geçse de kendimde bakanlığa atanacak bilumum kabiliyetler gördüğümden bu göreve atanmamak için hiçbir sebep göremiyorum.

Burada doktor musun ki bu bakanlığa talipsiniz sorusu sorulabilir. Sağlıkçı değilim elbet. Eee o zaman demeyin. Nice bakanlıklar bilirim ki bakanları o bakanlıkla alakası olmayan kişilerdi. Özellikle Milli Eğitim Bakanları pek eğitimden gelen kişiler değildi. Gemi mezunu bile Milli Eğitim Bakanı oldu. Üstelik bu gemi mezunu hem Savunma hem de MEB'de Bakanlık yaptı. 

Sağlık Bakanlığı diğer bakanlıklara benzemez. Bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm sağlık bakanları doktordu denebilir. Bildiğim kadarıyla öyle. Ama her şeyin bir ilkinin ve istisnasının olacağını da bilirim.

Bir defa sağlık bakanı olursam, mevcutlardan geri kalmayacağıma hatta onları başarı yönden geçebileceğime inancım tam. Üstelik sabık bakanlardan farklı olarak hastanelerdeki hasta yoğunluğunu azaltacağıma inanıyorum. 

Lafı uzatmadan Sağlık Bakanı olmuş gibi icraata başlamak isterim. Elbette ismimi görünce gazeteler “Şok şok şok. Türkiye Cumhuriyetinde bir ilk. Sağlık Bakanlığına ilk defa bir ilahiyatçı” diyecek. Desinler varsın. Bunların hiçbirine kulak asmayacağım. Cevap da vermeyeceğim. Çünkü yapacağım çok iş var. Üstelik sağlık ihmale gelmez.

Sonra ne olmuş ilahiyatçı isem? İlk defa mı göreceksiniz ilahiyatçı birini böyle bir yerde. Bir defa biz her yerdeyiz. Sanırım bir Merkez Bankası başkanlığı, bir Milli Takım Teknik direktörlüğü, bir de Sağlık Bakanlığı gibi pek az yerde yokuz. Buralara da ben veya benden biri atanırsa gözümüz açık gitmeyecek.

Ayrıca doktor değilsem de sağlıktan anlamadığım anlamına gelmez. Her Türk insanı gibi sağlıktan da anlarım. Koruyucu hekimlik ve ilaçsız tedavi temel felsefemdir. Öyle şuram ağrıyor, buram ağrıyor diye gelene muayene yok. Ağrı kesici kullanımına son. Kafam ağrıyor diyene, git yüzünü yıka, ağrıyan yerlerini ov, geçer diyeceğim. Canım sıkılıyor, kilom var diyene yürüyüş yap diyeceğim. Sol tarafımla yemek yiyemiyorum diyene, yemek yemeyiver diyeceğim gibi. Ki bir diş hekimi bana böyle dedi. Ben de böyle düşünüyorum demiştim de gülüşmüştük. Kısaca bu tedavi yöntemimle hastaneler boşalacak. Doktorlar sinek avlayacak. Eczaneler kepenk kapatacak. Devlet ilaç sektörüne yüklü paralar ödemeyecek. Sağlığa giden para hazineye gelir irat edilecek. Bütçede gelir gider dengesi sağlanacak. Ardından bütçe cari fazlası verecek. Bu da beklenen, bir türlü gerçekleşmeyen enflasyonun inmesi demek.

Tüm bunları yapmam için iyi bir ekip kuracağım. Ekip derken dığdığının dığdığını yanıma almayacağım. Çünkü liyakat önemli. Makam ve mevkilere en yakınımdan kişileri getireceğim. Türkiye’yi yedi bölgeden dört bölgeye indireceğim. Çünkü dört çocuğum var. Onları her bir bölgeden sorumlu dört bakan yardımcısı yapacağım. Bunlar sağlığa katkı ve bölge insanına hizmet olsun diye bölgelerinde hastaneler açabilecek. Devleti beğenmeyen, özele gidecek.

Tüm kamuoyuna ve devletin etkili ve yetkili makamlarına ayrıca Kızılcahamam'a ilanen duyurulur.