22 Mart 2024 Cuma

Kiralar Maaşı Geçti De Yeter

Bey amcanın yaramaz mı yaramaz bir oğlu varmış. Hiçbir işte dikiş tutturamamış. Kırdığı önünde, döktüğü arkada imiş. Babası hep arkasını toplamış.

Bundan bir şey olmaz, vatan ve millete hayır gelmez demiş durmuş.

Ama ne edersiniz ki evlat. Ne alınır ne de satılır.

İllallah demiş baba oğlundan. Senden bir cacık olmaz demiş durmuş. Senin gibi evlat evlerden ırak demiş.

Ve dişlerini sıka sıka ömrünü tamamlamış.

Gel zaman git zaman bey amcanın oğlu köye muhtar olmuş. Oğlanın muhtar seçilmesi babaya göre kıyamet alameti. Ama baba görmemiş bu durumu.

Kedi olalı bir fare tutan oğlanın muhtarlığı nasıldır bilinmez ama oğlanın keyfine diyecek yoktur. Hiçbir işe yaramaz ve bir kesere sap olmaz dediği oğlunun muhtarlığını babası görse idi garibim kalpten giderdi mutlaka. 

Bir zaman olmuş. Köydeki bir faniye hak vaki olmuş. Cenazeye son görevini yapmak üzere muhtar da merasime katılmış ve salın başına gelmiş.

Sala yapışmış ve mevta ile konuşur gibi kendi kendine konuşmuş. "Ahmet ağa Ahmet ağa! Öbür dünyaya varınca, babam köyde ne var ne yok diye sorduğunda, oğlun muhtar oldu de yeter. Babam, köyde ne olduğunu anlar ve işlerin iyi gitmediğini bilir demiş". 

Gelelim sadede. Enflasyonun zirve yaptığı, hayat pahalılığının insanımızın belini büktüğü, enflasyonun bükülen beli kırmaya doğru koşar adım ilerlediği günümüzde, biri ölse de daha önce vefat edenler, dünyadan biri gelmiş. Gelin dünyada ne var ne yok diye çiçeği burnundaki mevtaya soralım deseler, yeni ölen ne cevap verir, bu cevaba ahirettekiler ne der, bir düşünelim. 

Yeni mevta, dünyada bol enflasyonlu bir hayat var dese; ahirettekiler, bunu biz de biliyoruz. Zira biz de o döngüden geçtik ve buraya geldik. Çünkü enflasyon bu siyasiler elinde bu milletin bir kaderi ve bu kaderden biz ölmedik. Ne olur bize böyle bayat bilgi verme derler. 

Onlara, günümüz enflasyonunun vahametini ne kadar anlatmaya çalışsan da anlamazlar. Çünkü bunu ancak yaşayan ve eşekten düşen bilir. Ama şöyle bir cevap verilse söyleyecekleri sözü olmaz. Dilleri lal olur, küçük dillerini yutar ve iyi ki bugünleri görmemişiz. Daha önce ölmüşüz derler.

Nedir bu cevap derseniz, günümüz enflasyon ve hayat pahalılığında, "Kiralar maaşı geçti. Kirada oturan maaşına ekleyip kira veriyor" dense kafidir. Başka da söze hacet yoktur. Sadece iyi de bu adam bir ay boyunca ne yer ne içer? Sadece daş kökü yer. Dünyadakiler ölmüş ama ağlayanları yok derler herhalde.

Hikayesi Bitmiş Ülke

"Bu ülkenin;

Yeni bir umuda, 

Yeni bir hayale, 

Yeni bir hikayeye en fazla ihtiyaç duyduğu bir dönem olmasına rağmen

Hikayesi bitmiş bir iktidarı

Ve

Hikayesi olmayan bir muhalefeti var. 

Bu böyle devam etmemeli! 

Devam da etmeyecek." İlhami Işık

Altına imza atabileceğim bu yazının altında İlhami Işık ismine yer verilip sosyal medyada paylaşılmış. 

Siyasetimize dair yerinde bir tespit içeriyor bu paylaşım. 

Yazarın bu tespiti fanatik ve trollerin dışında kamuoyunun çoğu tarafından kabul edilebilecek bir gerçeği barındırıyor. Ki yıllardır bir partinin savunuculuğunu yapan, çoğu icraatlarını toz kondurmayan, bu uğurda çoğu kimse ile olumsuz tartışmalar içinde kendini bulan nice fanatik insanımız bile yazarın bu tespitine hak verir duruma geldi. 

Bu durumu dile getirmeyenlerin yüzünde de bu tespitin izlerini görmek mümkün. Bunu 31 Mart seçimlerine ramak kala kamuoyunun siyasete ilgisizliğinden de anlayabiliriz. Öyle bir görünüm var ki kimse siyasetten bir şey beklemiyor. Hangi il ve ilçeyi hangi partinin kazanıp kazanamayacağını pek önemsemiyor. Bir zamanlar siyasetten çok şey bekleyen insanımız adeta siyasetten sıdkını sıyırmış durumda. 

Seçmen bu haleti ruhiye ile sandığa gitse bir türlü. Gitmese bir türlü. Gidip bir partiye oy verse bir türlü. Çünkü hangisi kazanırsa kazansın, kendisinin ve ğljenin gidişatında olumlu yönde bir değişim ve gelişme olmayacak. Orta ve dar gelirlinin üzerine boca edilen dertlere bir derman olmayacak. Sıkıntı ve dertler daha da artacak. 

Hasılı ne yaptığını, ülkenin nereye gittiğini, niçin destek verdiğini veya vermediğini bilmeyen az sayıdaki trol dışında seçmenin günümüz siyaset arenasındaki parti ve aktörlerin den bir beklentisi yok. Zira siyaset tıkanmış durumda. Çünkü karşısında hikayesi bitmiş, yeni hikaye ve çıkış üretemeyen bir erk var. Bu erkin karşısında bir hikayesi olmayan ve hikaye yazacak kapasite ve çapı olmayan bölük pörçük bir güruh var. Vatandaş siyaseten bir kurtarıcı bekliyor. Böyle bir ışık görse 2002 seçimlerinde olduğu gibi iktidarına ve muhalefetine kırmızı ışık gösterecek. 

20 Mart 2024 Çarşamba

Akçeli İşler

Pek değil, hiç başarınız olmamasına rağmen gördüğüm kadarıyla malı götürme konusunda baya adınızdan söz ettirdiniz.

Şükürler olsun. Kedi olalı bir fare tuttuk. Dahası var. 

Nedir? 

Başka türlü pek yüz ağartmasak da bu işte adımızdan çokça söz edildi. 

Aleyhinize diye düşünmüştüm. Görüyorum ki bir oynamadığınız kaldı. 

Reklam reklamdır. İyisi, kötüsü olmaz. 

Bu akçeli işlere nasıl girdiniz? 

Her şey güç olmada imiş. Arkası bir şekil geliyor.

Bu işlerle ilgili skandalınız doksanlı yıllarda kalmıştı. Bireysel ve lokal olsa da büyük bedel ödemiştiniz. Tekrar nasıl girdiniz?

İnsan aslını inkar edemiyor. Önceki bireysel ve lokal başarımızı bir tık ileriye taşıdık. Kurumsallaştık bu konuda. 

Böylesi büyük akçeli işleri nereden ve kimden öğrendiniz? Akıl hocanız kim? Sonra niçin bankada dönmüyor bu ak akçe işleri de valizlerle taşınıyor?

Zaman öğretiyor insana. Yeter ki öğrenmek iste. Akıl hocamız belli değil mi? Onlar daha büyüğü ile ün yapmıştı. Daha onlar kadar olamasak da onların yolunda ilerliyoruz. Çünkü onlar bizim öğretmenimizdir. Bu işler bankada dönmez. Bankadaki parayı sayamazsın. Halbuki bu yol ile para saymak çok heyecanlı.

Onlar bizim öğretmenimiz dediniz. Onlar sizin ezeli ve ebedi rakibiniz değil mi?

Bu işler böyle yürür. Bakma siz rakip göründüğümüze. Biz her daim onların değirmenine su taşıyoruz. Sadece mevkilerimiz farklı. Onlar Doğu cephesinde. Biz ise Batı cephesindeyiz. Böyle skandallara imza atıyoruz ki kazara başımıza bir başarı gelmesin. Gelecek başarı rakibimize gitsin. 

Siz başarmak için yapmıyor musunuz bu işi?

Ne alakası var efendim. Biz onları ayakta tutan figüranlarız. Varsın güç, kuvvet onların olsun. Bize çalınan bir parmak bal yeter de artar bile.