29 Şubat 2024 Perşembe

Baz Etkisini Hemen Gösteren Büyüme

Türkiye ekonomisi 2023 yılında % 4,5 büyüyünce bu büyüme piyasaya olumlu yansıdı.

Üzerine 2024 Haziranından itibaren enflasyonun düşecek olması her şeyin ateşini söndürmeye yetti:

Gri listeden çıkacağız bir defa.

Doğal gaz ve elektriğe zam gelmedi.

Pompa fiyatlarına sürekli indirim müjdesi geliyor.

Büyükşehir-ilçeler arası otobüs fiyatlarına % elli indirimler peşi şıra gelmeye devam ediyor.

Şehir içi toplu taşıma ücretleri güncellenmedi.

Fiyatlar gıdaya da yansıdı elbette. Bu sene doya doya mandalina ve portakal yendi.

Limon ise üreticinin belini bükse de enflasyonu tepetaklak indirmeye azmetmiş görünüyor.

Her alışverişe gittiğimde fiyatı yukarı doğru değişen, hammaddesi susam olan tahini bu gidişimde aynı fiyattan aldım.

Bazı belediyelerin emeklilere 2500 ila 5000 TL verecek olması da büyüyen ekonominin tatlı meyvelerinden. Emekliler yılı denilen böyle bir şey olsa gerek.

Gördüğünüz gibi büyüme etkisini hemen göstermeye başladı.

Say say bitmeyen bu örnekler, nerede büyümeden aldığımız pay, bu bize niye yansımıyor diyenlere gelsin.

Zor geçen 2023'ü yüzde 4,5 büyüme ile kapatmışsak, şahlanış döneminde bu ülkenin tadından yanına varılmaz. Yeter ki bu can bu tende dursun. 

Tüm bu verdiğim örneklere, bunlar seçim yatırımı diyen olursa, onlara diyeceğim tek şey, Allah sizi bildiği gibi yapsın demek olur. Son sözüm budur. Başka da bir şey demem.

Futbol ve Siyaset

Futbol ve siyaset iki farklı alan olsa da takım oyunu olması yönüyle benzerlik gösterir. 

Hep zirveye oynayan takımlar sahaya çıkan 11 futbolcusundan ibaret değildir. Takım, yedekleriyle beraber bir takımdır. Yedekler, sahaya çıkan as futbolcuların aksayan yönlerini kapatmak için yedekte beklerler. Takımdan biri sakatlanınca ya da sahada işlevsiz kaldığı zaman yerine girerek as futbolcunun yokluğunu hissettirmez. Hatta öyle oynar ki oynadığı oyunla ve takıma yaptığı katkıyla takıma uyum sağlar, as futbolcusunun yerine takımın vazgeçilmez oyuncusu olur çıkar ve formayı kapar. Bundandır ki as futbolcu yedeğe düşmemek, yedek futbolcu da yedeklikten kurtulmak için görevini en iyi şekilde yapmaya çalışır.

Takımdaki as futbolcuların yerine monte edilecek yedek olmayınca daima ilk on birde sahaya çıkan futbolcu alternatifsiz kalır ve nasılsa alternatifim yok diye sahada doğru dürüst koşturmaz. Antrenmanlarda ise kendini yormaz. 

Buradan siyasete gelelim. Siyasette de iktidar var, muhalefet var. İktidardaki siyasiler bir takımdır. Muhalefette kalanlar da bir takımdır. Muhalefette olan siyasiler iktidar olmak için vardır ve iktidarın alternatifidir. Futbola benzetirsek, iktidardakiler asıl futbolcu ise muhalefettekiler yedek futbolcudur. İktidar görevini yaptığı müddetçe yedek futbolcuya yani muhalefete ihtiyaç kalmaz. Bu durumda muhalefet yedekte kalmaya devam edecektir.

 İktidarda görev zaafı olduğu zaman teknik direktör olan halk yedekteki muhalefete bakar. Acaba bu zaafı nasıl giderir, hangisiyle çözerim diye. Şayet yedekte bekleyen muhalefette bir ışık göremezse iktidarı değiştirmeye yeltenmez. Eğer muhalefette bir ışık görürse iktidarı indirmeye, yerine muhalefeti iktidar yapmaya yönelir. Siyasetin futboldan farkı, futbolda değişmesi gereken futbolcu sayısı sınırlı iken siyasette toptan değişim olur. Yani iktidar muhalefete düşer, muhalefet iktidara çıkar.

Kısaca iktidarı iktidar yapan, güçlü muhalefettir. İktidar olan kişiler güçlü muhalefeti gördükleri zaman yerlerini sağlamlaştırmak için görevlerine dört elle sarılır. Bundan da ülke kazançlı çıkar. Şayet iktidar, yerine iktidar olacak güçlü bir muhalefet göremezse, nasılsa yerime geçecek bir muhalefet yok diye işini savsaklar. Sorunları çözmediği gibi iyice berbat eder. Çünkü alternatifsizdir.

Anlatmak istediğim, futbol yedekleriyle güçlü bir takım oyunu ise siyasette de güçlü muhalefet, iktidarıyla bir takımdır. Muhalefet ne kadar görevini iyi yaparsa iktidar da o derece görevini iyi yapar. O yüzden bir ülkenin geleceği güçlü muhalefetten geçer. Güçlü muhalefetin olmadığı yerlerde iktidar tek partiye kalır. Alternatifi olmayan parti niye çalışsın değil mi? 

Sonuç olarak bu ülkede bir şeyler iyi gitmiyorsa, iktidara kızmaktan ziyade iktidar alternatifi olma gibi bir derdi olmayan ve bu ülke insanını tek parti zihniyetine mahkum eden muhalefete kızalım.

28 Şubat 2024 Çarşamba

Muhalefetin Hali Pürmelali

Evlerden ve ülkeden ırak olası evlere şenlik bir muhalefetimiz var.

Irak olası diyorum. Çünkü vatandaşla alay eden, dalga geçen bir muhalefet bizdeki. 

Başka ülkelerin muhalefeti iktidar olmak için muhalefet yapar. Nedense bizdekiler siyaseti kalabalık etmek, vatandaşı oyalamak ve iktidar olmamak için yapıyorlar. Kısaca iktidar olmak, vatandaşa hizmet etmek, ülkenin sorunlarını çözmek gibi bir dertleri hiç olmadı. Bunu da yirmi küsur senedir yaptıkları muhalefetten, oynadıkları tiyatrodan anlayabiliyoruz. 

Gördüğüm kadarıyla 20 küsur senedir iktidar olan, bulunduğu zirveden, yirmi küsur yıldır muhalefette olan muhalefet de bulunduğu yerden memnun. 

Artık şu iyice anlaşıldı ki vatandaş muhalefete artık sıra sizde. Sizi iktidarda ve belediye başkanlıklarında görmek istiyoruz dese bizdeki irili ufaklı muhalefet altın tepside Sunulan iktidarı almamak için kırk takla atar, kazanmamak ve kaybetmek için oynamadığı Bizans oyunu kalmaz. 

Bizdeki muhalefet Allah var kendilerine verilen rolü iyi oynuyor. 

Kazara içlerinden biri iktidar olmaya yeltense şu fıkranın gereğini yetine getiriyor. Önce fıkrayı anlatayım:

Öbür dünyada aynı milletten cehennemlikler bir çukura doldurulur. Kimse kaçmasın diye her çukura ikişer tane zebani görevlendirilir. Bizim cehennemliklerin başına görevli verilmez. Diğer milletler: “Ya Rabbi! Haksızlık bu, neden bizim başımızda zebaniler var da onların başında zebani yok”.

Allah der ki “Haksızlık yok. Çünkü onlardan biri çukurdan çıkmaya çalışırsa diğerleri ayaklarından tutar. Çukurdan çıkmaya çalışanı aşağıya çekerler ve kimse kaçamaz der”.

Evet bizim muhalefetin hali pürmelali tam bu fıkradaki hal. Hiçbiri birbirinin olmasını ve onmasını istemez. Hiçbiri muhalefet ligini terk etmek istemez. Bu ligden kurtulup birinci lige çıkmaya kalkan olursa da diğerleri yaka paça aşağı indirir. İçlerinden biri iktidar olacağına,  mevcut iktidarın iktidarına devam etmesini yeğlerler.

İktidarın muhalefet, muhalefetin iktidar olamadığı bu ülkede meydan hep iktidar olana kalır ve istediği şekilde at koşturur. Ülke alternatifsiz kalır. Alternatifin olmadığı yerde ise rekabet olmaz.

Bu durumdan iktidar ve muhalefet memnun olsa da rekabetin olmadığı yerde rehavet, başına buyruk hareket etme, kendini yenilememe, geliştirmeme, ben yaptım oldu, ardı arkasına yanlışlara imza atma, kokuşmuşluk, güç zehirlenmesi, rehavet ve vurdumduymazlık alır başını gider. Zararını da ülke çeker.

Hasılı böyle muhalefet düşman başına.