28 Aralık 2023 Perşembe

2024 Asgari Ücreti *

Halihazırda 11.400 lira olan asgari ücret, yeni tespitle birlikte 2024 yılında net 17.002 TL oldu. Bu miktar % 49 bir orana tekabül ediyor. 

Verilen bu oran, yıl ortasında yeni bir düzenleme yapılmayacak olması işçiyi kara kara düşündürüyor. Çünkü 2024 yılı boyunca bu emekçiler bu enflasyonlu dönemde bu ücrete talim edecekler. 

İşçiyi ve işçi temsilcisini memnun etmeyen bu zam oranı, kendileri asgari ücretli olmayan tuzu kurulara göre rekor bir artış. Asgari ücretin açıklanmasıyla birlikte işçi daha zamlı ücretini almadan verilen asgari ücretin dolar bazında 578 dolar yaptığını yazarak "Asgari ücret rekor tazeledi" paylaşımları yapmaya başladılar. Sanki Ocak 2024 yılında dolar yerinde sayacakmış gibi. Daha önce asgari ücretin kaç dolar yaptığını yıllara göre listeleyip kamuoyuna servis ediyorlar. Milatları da 2002 yılından bu yana. Sanırsın ki bu ülkenin 2002 öncesi yok. Akılları sıra işçiyi biz düşünürüz mesajı vermeye çalışıyorlar. Paylaştıkları listede, 2023 Ocak ayındaki asgari ücretin karşılığı 455 dolar paylaşımı dikkat çekti. Nedense Temmuz 2023'de asgari ücretliye verilen 11.400 liranın, Aralık 2023 itibariyle 380 dolara gerilediğini yazmamışlar. Belli ki işlerine gelmiyor. Çünkü işleri güçleri gerçeklerin üstünü örtüp algılarla bu işi götürmeye çalışıyorlar. 

Şu bir gerçek ki yüzde 49'lık bir zam oranı çok yüksek bir artış. Zaten kimse zam oranına bir şey demiyor. Piyasa yerinde dursa enflasyon azmasa döviz bugünkü durduğu yerde dursa kimsenin bu zamma diyecek sözü olmaz. Hatta asgari ücretli enflasyona ezdirilmeyecek bile denir. Herkes biliyor ki ürünlere zam gelmeye devam edecek, kira artışları yerinde durmayacak, Mart 2024 mahalli seçimlerinden sonra döviz rekor üstüne rekor tazeleyecek, hayat pahalılığı dar gelirlinin belini bükecek. Bu dediklerim maalesef Türkiye'nin bir gerçeği. 

Ülkenin bu gerçeğini ancak yaşayanlar bilir. Çünkü yeni zamma, daha zam asgari ücretlinin cebine girmeden ve piyasayı hesaba katmadan rekor artış demek, doğmamış çocuğa don biçmek gibidir. Asgari ücretlinin bu zamla yılı nasıl geçirdiği yıl sonunda belli olur. Biz ise daha yaşamadan onlara haydi iyisiniz, rekor zam aldınız. Şu kadar dolara yükseldiniz diyoruz.

Bugün yeni asgari ücretin dolar bazında 578 dolar yaptığını yazıp çizenlerin Eylül 2024 yılında dolar karşısında asgari ücretin kaç dolara tekabül ettiğini yazarlarsa kendilerini objektif adamlarmış ilan edeceğim.

Dövizin tutulamadığı, enflasyonun kontrol altına alınamadığı bu ülkede bordro mahkumlarına verilen yüksek zamların bir anlamı yok. Üstelik verilen her yüksek zam enflasyonu tetikler. Keşke fiyatlar yerinde dursa paramız enflasyon ve döviz karşısında pul olmasa da varsın hiçbir ücretliye zam yapılmasın. Çünkü her yüksek artış, ekonomide çalan tehlike çanlarının giderek arttığına işarettir.

Türkiye ne yapıp ne edip asgari ücret statüsünde çalışanların insanca yaşayabileceği bir ücreti takdir etmesi gerekiyor. En azından enflasyon kontrol altına alınıncaya kadar asgari ücretlinin bir nebze nefes alması için altı ayda bir yeni ücret tespitinde yarar var. Nasıl ki çalışan ve emekli işçi ve memurun maaşları altı ayda bir düzenleniyorsa ve verilen zam oranı enflasyonun altında kaldığı takdirde geriye dönük enflasyon farkı alıyorsa aynı yöntem asgari ücretli için de düşünülmelidir. 

Hoş, asgari ücretliye rahmet okutan bir başka bordro mahkumları daha var. Esas acınası onlar. Hani şu 2023 yılında 7.500 liraya talim ettirdiğimiz emekli sınıfı. Gerçekten asgarinin asgarisi bile denmeyecek bu rakamla bu insanlar koca bir yılı geçirdiler. Geçinsinler, güle güle harcasınlar diye bir 5.000 lira verdik. Bir daha da hatırlamadık onları.

Öyle zannediyorum, kimsenin beğenmediği asgari ücreti bu 7500'lük kesim havada kapar. Vah ki vah...

Yeni yılınız dünü ve bugünümüzü aratmasın. 

*01/01/2024 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Aşır Karye ismiyle yayımlanmıştır.

26 Aralık 2023 Salı

Terörü Kınamamak

Terör Türkiye'nin başının belası.

Az bedel ödemedi bu uğurda.

Nice canlarını bu uğurda verdi.

Nice ocaklara ateş düştü.

Bugüne kadar teröre kurban gidenlerin sayısı say say bitmez.

Okullarımızın isimleri şehit asker isimleriyle müsemma.

Bitti bitiyor, kökü kazındı derken bir bakmışsın, kış uykusuna yatmış terör yeniden hortlayıveriyor.

Kanaatimce kaç yıldır sessizliğe bürünen ve Türkiye içinde teröre kalkışmayan terör örgütü, tüm gücünü Suriye’de yeni bir yapılanmaya verdi. Yani hedefi büyüttü. Belki de birkaç yıl içinde Suriye içinde önce özerklik, ardından bağımsız bir devlet olma mücadelesi verecek.

Terör örgütü bunu kendi başına yapmıyor. Dün Türkiye içinde teröre izin veren güç bugün Suriye’de farklı bir yapılanmanın içinde.

Biz de perde gerisini düşünmeden Türkiye’de terör olmuyor, terörün kökü kazındı diye sevinip duruyoruz.

Hoş, terör örgütünü anlamak zor. Belli ki başka güçler adına vekalet savaşı veriyor. Bu gücü kesmeden, ülke içinde ve dışında terörü yok etmek mümkün değil.

Tüm gücünü Suriye’ye kaydıran terör örgütüne yeni bir görev verilmiş olmalı ki birinci gün altı, ikinci gün altı olmak üzere 12 askerimize kıydı.

Terör örgütünün zamanlaması manidar. Zira her seçim sathı mailine girdiğimiz zaman yapıyor bunu. Çünkü her terör milleti kenetler, milliyetçi oyları artırır. Bu da terör örgütünün misyon ve varlık nedeninin ipuçlarını veriyor bize.

Terörün amacı bir tarafa. Zira bu bizi aşar. Biz gelelim verdiğimiz 12 şehide. Meclis terörü kınamak için ortak bildiri hazırladı. Metne grubu bulunan dört parti imza koyarken iki parti imza koymadı. İmza koymayan bu iki parti tek kelimeyle ayıp ediyor. Her terör eylemine bugüne kadar imza veren partinin, genel başkanı değiştikten sonra kınamaya imza atmaması düşündürücü.

Burada kınamak çözüm mü? Sanki terör bitecek mi denebilir. Terör bitmeye bitmez ama teröre karşı Meclisin kenetlenmesi önemli ve sembolik değeri var. En azından tarafını seçiyorsun.

Hiçbir terör eylemine bugüne kadar imza atmayan ve terörle bağını gizlemeyen partiye gelince, bu parti böyle yapmaya devam ettikçe belli dar bölgenin partisi olmanın ötesine geçemeyecek ve Türkiye partisi olamayacak. Belli ki küçük olsun, bizim olsun amacı güdüyorlar. Belki de misyonları bu.

Terörden medet bekleyen, oy devşirmeye çalışan, terörden ekmek yiyen, teröre ses etmeyen, kenetlenip kınama bile yapamayanlara yazıklar olsun.

Birileri adına vekalet savaşı verip bu ülkeyi kan gölüne çevirenlere de lanet olsun.

Şehit verdiğimiz 12 askerimize Allah’tan rahmet, ateşin düştüğü ocaklara başsağlığı diliyorum.

25 Aralık 2023 Pazartesi

Adaletten Anladığım *

Geldiğim nokta itibariyle herkese hakkını tastamam vermek olan adaletten anladığım;

Güçlünün her daim borusunu öttürdüğü, işini çıkardığı bir şeymiş.

Mülkün temeli değilmiş. 

Güçsüz ve haklı olanın değil, güçlünün mekanizması imiş. 

Ahbap, çavuş ilişkisi imiş. 

Onca adalet sarayları, hakimi, savcısı, kanun ve hukuk hukukun üstünlüğünü değil, yerleşik düzeni devam ettirmek ve gücü ele geçirenin elinde bir sopa imiş.

Piyeslerdeki Hz Ömer imiş. 

Adaletiyle nam salmış Ömer olmaktan ziyade adalet dağıtacak Ömer arayışı imiş.

Ömer olacağım diye yola çıkanların Ömer olmadığı imiş. 

Ömer arayanların Ömer aradığı falan yokmuş. 

Adalete olan aşk, Ömer arayışı, gücü elinde bulunduran mekanizmayı ele geçirmekmiş. 

Fakir, kimsesiz ve haksızlığa uğramış kişiler için denen adalet, bu kesimin mahallesine çok yabancı imiş. 

Adaletten bahsedip malı götürmekmiş. 

Gücün ve güçlünün istediğini vermekmiş.

Hak edeni hakkını vermemekmiş.

Güçlünün elindeki bir aparatmış.

Güç ve güçlüye, hak ve adaletsizliğe karşı çıkana haddini bildirmekmiş.

Dost ve arkadaş sohbetlerine ve meydanlarda adaletle ilgili ayetler okumakmış.

Olmasına karar verilen şeyi kılıfına uydurmakmış.

Hasılı “Şu fani dünyada arayıp da bulamadığımız, erişemediğimiz, elde edemediğimiz, bir türlü bize yönünü dönmeyen ve yine bir türlü bize nasip olmayandır adalet...” (Bir okuyucumun katkısı)

Adalet denen şey geçmişten günümüze hep böyleydi. Yine de güçsüzler bir gün adalet güneşi doğacak ümidini ve hasretini taşıdılar. 

An itibariyle adalet Ömer b. Abdülaziz zamanında hutbelerin sonunda okunan ve adaletten bahseden “Şüphesiz ki Allah adaletli davranmayı, iyilik yapmayı ve akrabayı görüp gözetmeyi emreder. Her türlü hayasızlığı, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Düşünüp ders almanız için size böyle öğüt verir.” ayetinde ibaretmiş. Evet, adalet hutbede okunmak için varmış.

Biz yine de okumaya devam edelim. Bakarsınız bir yerde ortaya çıkar.

Korkarım ki bu adalet denen şey, işte aradığınız adalet benim diye bir gün ortaya çıkarsa ilk karşı çıkacaklar adaleti tesis ettiğine inananlar, adalet isteyenler ve gücü elinde bulunduranlar olacaktır. Belki de böyle de olmaz ki bize de bu yapılır mı diyecekler ve şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da en büyük düşmanımız adalettir diyecekler ve şimdi olduğu gibi adaletle mücadele edeceklerdir.

*08/01/2024 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Aşır Karye ismiyle yayımlanmıştır.