21 Eylül 2023 Perşembe

Maydanozgillerden Bir Tür *

Maydanozu severim. Yeter ki yerinde ve kıvamında olsun. Kişinin midesi ve bünyesi götürüyorsa her yemekte maydanoz yemesinde de bir sakınca yok. Yeter ki maydanozu çok yiyorum, ben de oldum bir maydanoz diyerek her şeye maydanoz olmaya kalkmasın.

Maydanoz yiyip yemediğini bilmediğim bir kız öğrencim vardı. Sınıfta her şeye karışırdı. Kızım dur, karışma dediysem de onu her şeye karışmaktan vazgeçiremedim. Hiçbir şeyi beğenmez, her şeye dudak büker, burun kıvırırdı. Sanırsın ki dünyada mükemmel bir kendisi var. Zaman zaman içime, kızım senden başka dünyada iyi biri var mı diye sormak geldiyse de söylemedim. Bir böyle iki böyle. Yine bir şeye karıştığı bir esnada, kızım, maydanozun kıymetini bilmek lazım dedim. Oymuş, sustu. İçine kapandı. Sınıfta ha vardı ha yoktu artık. Çünkü bir daha hiçbir şeye karışmadı. Her şeye karıştığında dersi zehir eden bu kız içine kapanınca, sınıfa bayram havası geldi. Sınıf barış ve huzurun adresi oldu. Öyle zannediyorum, her şeye maydanoz olma sözü onu kendine getirdi. Bu söz okul sonrasında da bir şeye maydanoz olmaya kalkınca, kulağına küpe olarak kalacak. Hep beni hatırlayacak.

İş bu öğrenciyle kalsa iyi. Benim öğrencim olmayan bazılarına, zamanında her şeye maydanoz olma denmemiş olmalı ki onlar büyüyüp serpilmişler. Makam ve mevki sahibi olmuşlar. Bulundukları makamda elan her şeye maydanoz olmaya devam ediyorlar. Haliyle ceremesini de emrinde çalışan amir ve memurlar çekiyor. Halbuki benim bildiğim makam ve mevki sahibi, ben her şeyi iyi bilirim, en iyi yaparım, her şeyden anlarım modunda olmaz. Her bir şeye olur olmaz karışmaz, ağır azam olur. Makamının ağırlığını korur. Oturduğunu, kalktığını bilir. Eksik aramaz, sabırsız olmaz. Herkes gibi dokuz aylık olduğunu hiç aklından çıkarmaz. Dağları ben yarattım demez. Emrindekileri ezmeye kalkmaz. Onlara terör estirmez. 

Günlük, haftalık ve aylık bir planı olur. O plana göre işlerini yürütür. Aksayan yönler olursa, müdahale eder ve sorunu çözer. Sorun olmaz. Çözümün bir parçası olur.

Çözümü parçası veya faktörü olmak isterse, her sabah kalkınca bugün kimi rahatsız edeyim, kimin huzurunu bozayım planı yapmaz. Yapılan planı bozup içine etmez. Gittiği her yere huzur götürür, huzurla döner. Huzuru huzursuzlukta aramaz. İçindeki kavgasını başkasının üzerine boca etmez.

İki kat aşağıda banka oturup ayakkabısını bağlayan birinin kim olduğunu; kimdir, necidir, kimin nesidir diye merak edip git bak gel diye birini göndermez.

Bir araba sesi duyduğu zaman bu arabanın burada ne işi var deyip merakını gidermek için birini göndermez.

Kriterleri belirlenmiş çiçek takdimi yapılacak iki kişiden, kendisinin çiçek vereceğini değiştirmez. Pişmiş aşa su kattığı için çiçek verilecek kişi sayısını üçe çıkarınca, bunu devlet krizi olarak görmez. Eğer bir kriz varsa, krizin kendinden kaynaklandığını bilir.

Makamında, birinin elini hareket ettirmesinden dolayı hal ve hareketlerine dikkat et demez.

Personeline, amirlerinden şikayet etmez. Dedikodu yapmaz. Dedikodusuna destek bulamayınca o personelden nefret etmez. Kin gütmez, intikam peşinde koşmaz.

Kendisine emanet edilen makamı emellerine alet etmez. Üstüne gülücükler dağıtıp astına sopa sallamaz.

Hasılı geldiği yerin hakkını verir. Etkisini ve yetkisini kötüye kullanmaz. Her şeye maydanoz olmaz. Taşıdığı kırmızı etiketin temsil hakkını tam verir. Kısaca kubbede hoş bir seda bırakarak hem kendisine hem atasına rahmet okutur.

*02/10/2023 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Aşır Karye ismiyle yayımlanmıştır

20 Eylül 2023 Çarşamba

Dupuytren Kontraktürü (2)

Elin Bağ Dokusu bozukluğu demek olan Dupuytren Kontraktürü hastalığı hakkında uzmanlarından alıntı yaparak bir önceki yazımda bilgi vermiştim. Bu yazımda da bu hastalığa maruz kalan biri olarak hastalığım, ameliyat ve tedavi safhasını ele almak istiyorum. Yazıda kendi görsellerime de yer vereceğim.

Sol elimin içinde idi rahatsızlığım. Avuç içim önce büzüştü. Büzüşen yerin alt tabakasında sertlikler oluştu, yer yer de çukurlar.

Çok telefon tuttuğumdan olmalı dedim. Bir ortopedi uzmanına göründüm. Cep telefonu tutmaktan değil. Elin rahatlaması için günde sabah akşam elini sıcak suya koyup çıkaracaksın. Çıkardığın elini yumruk yapıp açacaksın. Bu işlemi suyun içinde 150 defa yapmalısın dedi.

Bu öneriyi bir süre uyguladım. Elim de rahatlayınca bırakıverdim.

Bir yıl sonrasında el ayamda sertlik ve büzüşme arttı. Elim büzüştükçe sol el yüzük parmağımı da içe doğru çekti. Elimi yere paralel  düz tuttuğum zaman yüzük parmağım diğer parmaklarımla aynı hizada saf tutamadı, aşağıda kaldı. El ayamı havaya paralel tuttuğum zaman yüzük parmağım yine diğer parmaklarımla hizalanmadı.

Gündelik rutin işlerimi engellemediği için pek önemsemesem de oğlanın ısrarıyla tekrar doktora gittim. Bu elin çözümü ameliyat. Ameliyatı da parmak içe doğru 45 derece eğilmeden yapmıyoruz. Ağrı, sızı varsa ilaç yazalım. Yoksa bekleyeceğiz dedi.

Bir yıl daha geçti. Oğlan her eve gelişinde parmağın derecesini ölçtü. 45 dereceyi geçti. Tekrar doktora gidelim dedi. Bu sefer aynı doktora gitmedik. Bir özel hastanede çalışan el cerrahına gittik. Eli görür görmez el ameliyatlık dedi. Kararınızı verin yapalım. İster bana ister başkasına yaptırın ama el cerrahına yaptırmanızda fayda var. Çünkü sertleşmiş bağ dokusunu alırken bazen yanlışlıkla sinirleri de aldığımız oluyor dedi. Hemen olmazsak sıkıntı olur mu sorumuza, geciktikçe ameliyat zorlaşır dedi.

Dışarı çıkıp istişare yaptıktan sonra doktorun odasına tekrar gidip ameliyat günü istedik. Haftaya yapalım dedi.

Ameliyat günü geldi çattı. Sol kolum uyuşturuldu. Uyanık olmama rağmen kendime geldiğimde, ameliyat yaptınız mı dedim. Bitirdik bile dendi. 1-1.5 saat sürdü ameliyatım ve elimin alçıya alınıp sarılması. Elimden çıkarılan sertleşmiş bağ dokusunu şişeye koymuşlar, bana gösterdiler. İşte elinden çıkarılan dediler. Kalın ve uzunca bir doku idi gördüğüm.

Başarılı geçen bir ameliyattan sonra elimde koluma kadar yarım atel olduğu halde istirahat etmeden ertesi günü işime devam ettim. Giyim kuşam vb. Her işimi tek elle kendim yaptım.

Her gün evde pansuman yaptık. Pansuman için elim açıldığında Z şeklinde zikzak çizerek yapılmış ve dikiş atılmış elimi görünce, hayret ettim. Bir sanat eseri bu gördüğüm dedim. Doktorun emeğine, cesaretine, bilgi ve birikimine hayran kaldım. Çünkü her insanın harcı değil. Bir elin nereden açılacağını bilmek, o bölgeyi nasıl keseceğini bilmek, her şeyden öte böyle hassas bir bölgedeki ameliyatı yapmak büyük bir cesaret ister. Bunu da herkes yapamaz. Burada antrparantez şunu söylemek isterim. Son yıllarda hekimlere şiddet ve hor görme dolayısıyla cerrahi bölümleri ve hasta ile birebir yüz yüze gelen bölümleri tercih eden doktorlar arasında azalma var. Bugün cerrahi bölümler çok düşük puanla TUS’tan tercih edilir oldu. Böyle giderse, basit ameliyatlar için cerrah bulamayacağız. Allah ellerine düşürmesin, yokluklarını da göstermesin ama kıymetlerini bilmek ve takdir etmek lazım.

Tekrar hastalığa gelirsek, ameliyattan bir hafta sonra kontrole gitmem gerekirken derslerim aksamasın diye 10.gün kontrole gittim. Sargıyı çıkardı doktor. Bundan sonra elini yavaş yavaş açıp kapama çalışması yap. Gündüz bir şey sarmana gerek yok. Gece yatarken şu resimde gördüğünüz aparatı medikalden alıp takın. Başka da bir şeye gerek yok dedi. Ameliyatlı elimi yıkamada bir sakınca var mı soruma, hemen kurularsan yıkayabilirsin dedi. Bu arada ameliyatımı da videoya almışlar. Hatıra olarak onu da aldık.

Oğlan tanıdığı bir medikalciye gece elime takacağım aletin fotoğrafını gönderir. Fiyatını sorar. 2500 lira ama bize bir şey yapabileceğini söyler. Buluşmuşlar. Bu arada aletin adını İnternetten arıyorum. İsmi Termo Plastik Anti Spastisite Ateli imiş. Kısaca el bilek aleti diyelim. Ağzı açık, kullanılmışa benzeyen aleti bize 2000 liraya bırakmış tanıdık medikalci. Bu, kullanılmışa benziyor deyince bizim için yüzünü değiştirebileceğini söylemiş. Hem fiyat hem de aletin görünüşünden işkillenen oğlan bir değerlendirelim deyip aleti almadan çıkar. Başka bir medikalciye gider. Fiyata 750 lira ama 600 olur der. Fiyatın 2500’lerden 600’lere inmesi, aynı ürünün medikalcilerde bu kadar farklılık göstermesi ilginç. Aletin ismini öğrenmek için İnternete girdim. Hem adı hem de fiyatı karşıma çıktı. Kargo dahil 650 lira imiş. Allah her medikalcinin eline düşürmesin. Bu tür ürünlerde gözü kapalı alışveriş yapmamak lazım. En azından fiyat karşılaştırması için bir başkasına sormada fayda var.

Halihazırda aleti takıyorum. Dikişler görünse de elim iyileşme safhasında. Solu her işte kullanmasam da artık iki elim var ve dünya varmış. Allah herkese sağlık ve afiyet versin.

19 Eylül 2023 Salı

Dupuytren Kontraktürü (1)

Bu yazımda “elin bağ dokusu bozukluğu anlama gelen Dupuytren Kontraktürü hakkında bilgi vermek istiyorum:

Dupuytren Kontraktürü, avuç içinin cilt ve cilt altı dokusunun hastalığına denir. Elde, parmak eklemlerinde meydana gelen sertlik ve parmakların açılmaması halidir. Nadir görülen bağ dokusu bozukluğudur.

Avuç içi derisi altında yer alan lifli dokunun kalınlaşması ve kısalması ile sertleşmiş bir nodül oluşur. Akabinde burada çok sertleşmiş bir doku bandı görülür. Dolayısıyla etkilenen parmak birkaç ay veya daha uzun bir süre boyunca avuç içine doğru çekilmeye başlar. Sonra sabit bir pozisyonda kalır ve geri çekilmez. Kalın ve sert bir doku şeklini alan cilt ve cilt altı dokusu, parmakları avuç içine doğru çeker ve elin hareketlerini kısıtlar. Genellikle 4. veya 5. parmaklarda sık görüldüğü gözlemlenmiştir.

Genellikle orta yaş (40 yaş ve üstü) erkeklerde ortaya çıkar. Şeker hastaları, elini çok kullanan ağır işte çalışanlarda daha sık olmakla birlikte bu hastalığın nedeni net olarak bilinmemektedir.

Hastalığın belirtileri:

Parmakların avuç içine doğru çekilmesi, 

Avuçta sert şişlik ve çukurluk, (Avuç içinde oluşan şişkinlik ve sertlik ile bir veya birkaç parmağın açılmaması, hastalığın belirtileri arasındadır.) Ağrı oluşturmayan hastalık, yalnızca kişinin hareket kabiliyetini olumsuz olarak etkiler.

Etkilenen parmağın avuç kısmında kalın kordonlar meydana gelebilir. Bu kordonlar parmakların eğilmesine ve geriye çekilme olmasına neden olur.

Bu hastalık genellikle ağrıyla seyretmez. Hastalar bunu elini zemine koyarken düz bir şekilde koyamaması ile fark eder.  

Kişi parmaklarını rahatlıkla kullanamaz. Örneğin elini cebine sokma, el sıkışma, el yıkamak gibi aktivitelerde zorluklar yaşar.

Hastalığın tanısı; şikayetler ve muayene ile konulur.

Ağrı oluşmadığı için hastalar  genellikle tedavi olmayı erteler ancak bu durum hastalığın daha da ilerlemesine neden olur. 

Tedavisi ameliyattır. Ameliyat genel anestezi veya koldan lokal uyuşturmayla yapılır. Elin damar ve sinirleri korunarak ince şekilde sert ve kalınlaşmış cilt altı ve cilt dokusunun açılması gerekir. Cerrahi tedavi ile hastanın avuç içerisinde oluşmuş olan nodül ve bantlar çıkartılır. İyileşme genellikle 2-3 haftayı bulur. Fizik tedavi uygulamaları ile de el ve parmak kullanımını gerektiren aktivitelere dönüş hızlandırılmıştır.

Dupuytren Kontraktürü (bağ dokusu rahatsızlığı) ile ilgili bilgileri “umutsinaersoy.com.com” ve “mmustafacimen.com.com” sitelerinden alıntı yaptım.

Pek bilinmeyen, çoğu kimsede görülmeyen bu hastalığı ele almamın sebebi böyle bir hastalığa maruz kalmamdır. Bunu da diğer yazımda ele almak istiyorum.