31 Mayıs 2023 Çarşamba

Gelsin Zamlar

Başkalarınca kırılamayacak bir başarıya imza attınız. Bundan sonra yapacakların ne kaldı, anlatır mısınız?

Yapacağım çok şey var. Özellikle gecikmiş ve ötelediklerim. Onları yapacağım. Zaten vatandaş da bekliyor. Bu beklentiye daha fazla direnemem. Vatandaşın beklentisini yerine getirmek benim görevim.

Nedir onlar?

Fiyatları sabitlemiştim. Şimdi onları serbest bırakacağım. Atış serbest diyeceğim. 

Hakkınız var. Ayrıca biz hak ettik. Fiyatlar ne kadar artarsa artsın. Problem yok. Zira tercihlerde pahalılık oylanmadı. Bunu gözeten olduysa da etkisi olmadı. 

Sabit tuttuğum döviz vardı. Bırakacağım kendi haline. Gözetimim altında gizli bir devalüasyon yapacağım. Döviz nerede durur, milli paramız ne yapar, halihazırda bunu ben bile kestiremiyorum. 

Faizle yine mücadele edecek misiniz?

Birincil görevim bu zaten. Seçmen de bu mücadeleme oy verdi.

Yalnız bu mücadelede bir gariplik yok mu?

Ne gibi?

Siz daha doğrusu bağımsız yetkili kurul faizi indiriyor. Bankaların verdiği faiz ise bu inen faizlerin kat kat üstünde. Yani orantı ters. Bu demektir ki sizin faizle mücadeleniz kazan doğuruyor.

Ben indiririm. Ötesine de karışmam.

Konut sorunu sıkıntı. Buna dair bir şey yapacak mısınız?

Herkes konut sahibi olacak diye bir şey yok. Ev alamayan kirada otursun.

Ama kiralar çok yüksek.

Onu da yüzde yirmi beş ile sınırlandırdım.

Ama bunu dinleyen yok ki. Ev sahipleri fahiş zam yapıyor. Hatta resmi kurumlar bile yüzde yirmi beşi gözetmiyor.

Her işe ben mi bakacağım? Yüzde yirmi beşten fazla vermesinler.

Hayat pahalılığı, dövize baskının sonlandırılması kıt kanaat geçinmeye çalışan vatandaşı daha da zor duruma sokmayacak mı?

Nicedir almadan veriyorum. Verirken kimse bunu nasıl vereceksin, nerede kaynağı demedi. Almadan vermek kula mahsus değil. Bundan sonra verdiklerimi alacağım. Gazı bedava verdim. EYT dediler, çıkardım. 3600 dediler verdim. Elektriği indirdim... Şimdi toplama sırası bende. Toplayacağım ki borçların kovuğuna bir şeyler girsin.

Başarı Nasıl Geldi?

Efendim, bugüne kadar kimse elini bükemedi. Zaferden zafere koştun. Bu rekorunu da kimse elinden alamaz.

Haklısınız. Benim elimi kimse bükemez. Asla yenilmem.

Son zaferinden çok korktum. Bu sefer kaybedeceksin sandım. Ki herkes öyle görüyordu. Rüzgar rakibinden yana idi. Anketler böyle söylüyordu. Bu derin ekonomik krizin altından kalkacak bir kişi bugüne kadar ne gördüm ne duydum. Bugüne kadar siyaset ilminin “Tencere ve tavanın götüremeyeceği yoktur” olgusunu yerle bir ettin. Sahi nasıl becerdin bunu? Bunun sırrı ne?

Bu iş benim için çocuk oyuncağı. Kaçın kurrasıyım. Onca olumsuzluğa, hayat pahalılığına, hiper enflasyona rağmen küllerimden yeniden doğmayı bilirim. Benimle olmaz diye yanımdan uzaklaşanları tekrar yanıma çektim. Gördüğünüz gibi tekrar kazandım. Zaferlerime bir yenisini daha ekledim. Şunu unutmayın ki kaybedeceğim hiçbir yarışa girmem. Girersem de kazanırım. Geçmişten bugüne kazandıklarım da bunun ispatı.

Gördük efendim gördük. Sahi nasıl becerdin bunu?

Tencere tava hükümetler götürüp hükümetler getirirse de ben boş değilim. İyi bir mutfağım var. Mutfağımda güçlü bir çalışma ekibim var. Zayıf yönlerimizi bir güzel analiz edip ona göre strateji geliştirirler ve geri planda pişirirler. Ben de pişen bu yemeği servis eder, insanları ikna ederim.

Özellikle senden uzaklaşanları nasıl çektin kendine tekrar?

Çok basit. Benden uzaklaşanları analiz ettirdim. Gittikleri partileri ittifakıma aldım. Böylece benden kaçanları ortaklarım sayesinde tekrar bana getirttim.

Ekonomi halkın belini büküyordu. Bunun olumsuz etkisini nasıl kırdın?

Beka dedim, terör dedim. Onlara ekonomiyi unutturdum. Ölümü gösterip sıtmaya razı ettim. Siyasetin tencere tava etkisi böylece havlu attı.

Farklı ittifak ortaklarına rağmen birlik görüntüsü verdin. Ortakların talepte bulunmadı mı?

Bulunmaz olur mu? Yanıma çekmek için ne istedilerse verdim. Onlardan tek şey istedim. Bunlar aramızda kalsın. Onlar da buna riayet etti.

Başarında başka neler etkili oldu?

Korku yetti de arttı bile. İnsanımızın çoğu rakibin geçmişinden çok korkar. Bunu da en iyi ben bilirim. Bunu kullandım. Terör vurgusu zaten başlı başına bir kazanım oldu. Din zaten daima yanımdaydı. Hamaset dersen, o biçim. Bir de kesenin ağzını açtım. Verdikçe verdim. Daha önce olmaz değil dediklerimi de verdim. Bizim millet vermeye bayılır.

Başka?

Başka ve en önemlisi, bana başarıyı rakiplerim getirdi. Onlar olduğu müddetçe hiç sırtım yere gelmez. Adeta rakibim değil de bana çalıştılar. Birlik görüntüsü vermediler...

30 Mayıs 2023 Salı

Yenilgi

Yarışa iyi hazırlanmayan,

Rakibini tanımayan, 

Rakibine uygun hamle yapamayan, 

Yarışta ileti çıkamayan ve hep savunmada kalan, 

Karizma lider olmayan,

Toplumu tanımayan,

Toplumun değerlerine yabancı olan, 

Halkın dilinden konuşamayan, 

Toplumu iyi etüt edemeyen, 

Toplumun beklentilerini tespit edip çözüm üretemeyen, 

İkna edici olamayan, 

Güven vermeyen, 

Halkın içinde ve halktan biri olmayan,

Halkın kafasındaki korkuyu yok edemeyen,

Fırsatları değerlendiremeyen ve ganimete çeviremeyen,

Laf ebeliği yapamayan,

Hazır cevap olamayan, 

Algılara teslim olan, 

Pog üzerine pot kıran, 

Yanına yük alanları değil de yük olanları alan, yüz apartman ekiple yola çıkmayan,

Hep kaybettiği halde yenilen güreşçi güreşe doymaz misali yenileceğini bile bile yarışa tekrar çıkan ve benimle olmuyor demeyip yerini yeni bir yüze bırakmayan, 

Sırtında geçmiş müktesebatı taşıyan, onlarla yüzleşmeyen, 

Rakibinin silahıyla silahlanamayan,

Dini ve dinî değerleri kullanamayan, hamaset yapamayan, 

Sonuç alıcı hamleler yapamayan,

Algı oluşturamayıp hakkında oluşturulan algılara teslim olan,

Sofrayı geniş tutacağım diye bir sınır belirleyemeyen...

Kaybetmeye ve hep kaybetmeye mahkumdur.