21 Nisan 2023 Cuma

Zafer Özlemim

Fakültede öğrenciyim. İmamlık yapan bir arkadaşla Anıt tarafından geliyoruz. Menzilimiz Kayalıpark.

Konya Lisesine gelince Kız Lisesinin oradan sağa sapalım dedi arkadaş. Niye dedim. Şu Zafer'den geçmeyelim. Orada açık saçık bol olur. Oralar bize göre değil. Boşu boşuna günaha girmeyelim dedi. Ara sokaklardan geçerek Arapoğlu Makasının oradan Kayalıpark'a geçtik.

Geçtik ama dini bütün arkadaşımız sayesinde Zafer, içimde ukde kaldı.

Sonrasında fakülte bitti. Gurbete öğretmen gittim.

Yaz dönemi memlekete geldim. Duydum ki imamlık yaparken beni Zafer'den geçirmeyen arkadaşım üç beş kişiye namaz kıldırmak iş değil, bunu herkes yapar diyerek imamlıktan istifa etmiş. Sağda solda büfe açmış. Dikiş tutturamamış. Yurtdışı macerası yaşayıp geri memlekete dönmüş.

Şimdi ne yapıyor dedim. Dediler ki Zafer'de bilet gişesi çalıştırıyor.

Nasıl olur dedim. Soluğu Zafer'de aldım. Baktım ki beni Zafer'den transit geçirmeyen arkadaşım, Camlıköşk’ün yanındaki bilet gişesini çalıştırıyor. Yani Zafer'in göbeğinde iş yapıyor.

Hayırlı olsun dedikten sonra arkadaşım, ne oldu. Zafer'in insan manzarası mı değişti diyeceğim ama görüyorum ki Zafer aynı Zafer. İnsanlar yine benzer. Beni buradan geçirtmeyen sen burada sabahtan gece vaktine kadar iş yaptığına göre o zaman geçmek günah, burada çalışmak ise günah değil dedim ya da sana günah yok bana günah var yoksa tek sapık ben miydim dedim. Dediklerime, abi ben değiştim dedi, güldü. 

Şimdi mi? Zafere yakın bir yerde oturuyorum. Günlük Zafer’in içinden geçip duruyorum. Kah alışveriş yapıyorum kah orada bir yerlerde çay içiyorum. Her geçişimde de geçmişte geçemediğim günleri yad ediyor ve geçmişin özlemini gideriyorum. Geçip giderken de hiç suçluluk psikolojisi çekmiyorum, günah kazandığımı da düşünmüyorum.

Beni bu güzergahtan geçirmeyen arkadaşım da o büfeyi devretmesine rağmen geçmeme bir şey demiyor.

Tüm bunlardan mütevellit oh be dünya varmış diyorum. Nasıl demem. Daha düne kadar yasak bölge idi benim için. Özgürüm artık. Bu özgürlüğü değişmem hiçbir şeye.

Bu arada düne gelinceye kadar yasak olan bu bölge diğer muhitlerden pek farklı değil. Belki de diğer bölgelerden tek farkı canlılığı ve insan yoğunluğu hiç kaybolmuyor. Gecenin geç vakitlerine kadar burada hayat devam ediyor.

Seçim Beyannamem

Siyasilerimizin seçim döneminde verdikleri seçim vaatlerinden esinlenerek bir seçim vaat listesi de ben hazırladım. Bundan iyisi can sağlığı. Bakalım hazırlığım sizden tam puan alabilecek mi? 

1.Çocuğunuz ana karnına düştüğü andan itibaren her türlü hastane, doktor ve eczaneye ödenmesi gereken yüzde yirmi ilaç bedeli dahil her türlü masarif devlet tarafından karşılanacaktır. 

2.Annenin sağlıklı beslenmesi için yiyip içeceği, aşerme dahil her şey devlete aittir. 

3.Çocuğunuz doğduğu andan itibaren bez, ıslak mendil, çiçek ve çikolatası dahil her türlü hastane masrafı; bakım, giyim kuşam, yeme içme vb. harcamaları devlet tarafından giderilecektir. 

4.Evleninceye kadar çocuğunuzun her türlü masrafı, kreş, anasınıfı, ilk, orta, lise ve üniversite masrafı, harçlığı vs. devlet tarafından karşılanacaktır. 

5.Çocuğunuzu evinizde beslemek istemiyorsanız, evleninceye kadar barınma ve ibate imkanına kavuşacaktır. 

6.Oturduğunuz evin kirası, elektrik, su, doğal gaz ve her türlü faturanın ay, yıl ve belirli limit olmayacak şekilde her türlü ödemesini devlet üstlenecektir. 

7.Çocuğuna evde bakmak istemeyenler için devlet gözetiminde uzman bakıcılar nezaretinde bakım hizmeti verilecektir. Siz sadece sevmek istediğiniz zaman gelip sevip gideceksiniz. Çocuğunuzun size baba demesini istemezseniz, devlete baba diyecek.

8.Maaşınız enflasyondan etkilenmeyecek. Maaşınızda bir limit olmayacak. Ne kadar çekmek isterseniz, bankamatiğe yazıp çekeceksiniz. Bankamatiğiniz herhangi bir bankanın bankamatiğine bağlı olmayacak. Direk darphaneden para çekeceksiniz. Para basım ihtiyacını karşılamak için yeteri kadar yeni makine devreye girecektir.

9.Eviniz kira ise kiranızın tamamını devlet ödeyecektir. Eviniz kendinize ait ise devlet size kira yardımı yapacaktır.

10.Dışarıda yapacağınız her türlü alışveriş, yeme, içme devletin size verdiği devlet baba kartından giderilecektir. 

11.Devlet başta çocuğunuz olmak üzere tüm aile fertlerine iş vermekle yükümlüdür. Devlet istihdam edemediği vatandaşa işsizlik parası ödeyecektir. Herkes istediği işte çalışacak, eli sıcak sudan soğuk suya değmeyecek şekilde masa başı iş yapacak. Her türlü hizmet ve ihtiyaçlar ise Suriyeli ve Afgan vatandaşlarımız tarafından verilecektir.

12.Çocuklarınızın evlilik, çeyiz, ev, düğün masrafları yine devlet tarafından giderilecektir.

13.Yaşlandığınız zaman her türlü bakım, yeme, içme ve ibate hizmetleri huzurevleri marifetiyle karşılanacaktır.

14.Öldüğünüz zaman inancınıza göre cenaze işlemleri yapılacak. Cesediniz devlet tarafından daha önce hazır edilen boş mezara gömülecektir.

Kısaca yediğiniz önde, yemediğiniz arkada olacaktır. Aklınıza gelebilecek her şey boş mezarınız dahil devlet tarafından karşılanacaktır. Yani her şey beleş. 

Bu kadar hizmete sizden tek kuruş ücret alınmayacak. Yapacağınız tek şey, bizi iktidara getirmek için oy vermek olacaktır. Oy sizden, hizmet bizden. Haydi göreyim sizi.

Abdulmuttalip'inki de İş mi?

Ebrehe büyük bir ordu ile birlikte Kabe'yi yıkmaya gelir. Ordusunun önünde de filler var. Bundan dolayı Kur'an bu olaya Fil vakası der.

Mekkelilere büyük bir ordunun Kabe'yi yıkmak üzere geldiğini haber alır almaz, bir telaşa kapılır. Ne yapacaklarını bilemezler. Çünkü bu orduya karşı koyacak güçleri yok.

Çaresiz şehri terk edip dağın yamacına çekilmeye karar verirler. Şehirden ayrılmadan önce son kez Kabe'ye gelerek Kabe kapısındaki zincirlere tutunurlar. "Bu Kabe'nin sahibi sensin. Burayı koru" diye Allah'tan yardım isterler. 

Kabe müşrik Mekkeliler için her şeydi. Sayesinde ticaret merkezi idi burası. Yılın belli aylarında büyük panayırlar kurulurdu. Her bir yerden kimi ticaret kimi de Allah'ın evi Kabe'yi ziyaret için gelirdi. Yine Kabe sayesinde Araplar nezdinde bir ayrıcalıkları vardı. Ne de olsa Allah'ın evinin komşusu idiler. 

Kabe'nin sahibi ile araları pek olmasa da zaman zaman çıplak şekilde ıslık çalarak alkış tutarak tavaf ederlerdi. Gözü gibi bakarlardı bu eve. Bu ev olmasa ne yaparlardı? Eskisi gibi ticaret olmaz, ziyarete gelen olmaz, Araplar nezdinde bir itibarları da kalmazdı. 

İş başa düşünce nicedir terk edip yerine putlardan medet bekleseler de putlardan yardım istemeyi bırakıp Allah'a dua edip olup biteni seyretmek üzere dağın yamacına çekilirler. 

Bu arada Ebrehe de boş durmaz. Şehrin etrafına adamlarını göndererek şehri talan ettirir. Vatandaşa ait ne varsa yağmalatır. Yağmalanan malların arasında Peygamberimizin dedesi Abdulmuttalip'e ait 100 deve de vardır. Bu develer sadece dedeye değil, tüm Haşim oğullarına aitti. Ailenin geçim kaynağı idi bu develer. Yokluğu felaket idi. Koca aile ne yiyip ne içecekti sair zamanda. 

Develerin Ebrehe'nin adamları tarafından ele geçirildiğini öğrenen Abdulmuttalip, şansını denemek üzere soluğu Ebrehe'nin kapısında alır. Ebrehe'den görüşme talep eder.

Ebrehe Abdulmuttalip'i huzura kabul eder.

Ne istediğini sorar.

Abdulmuttalip develerimi istiyorum der. 

Ebrehe şaşırır bu isteğe. Şaşkınlığını da dışa vurur. Millet Kabe derdinde, sen ise develerinin peşindesin. Ben sanmıştım ki Kabe'yi yıkma diye ricaya geldin. Aklı sıra dede Abdulmuttalip'i lafıyla ezecek. Abdulmuttalip lafın altında kalır mı? Kaçın kurasıdır. Ben develerin sahibiyim. Onları korumakla yükümlüyüm. Kabe'nin sahibi ise başkası. O orayı koruyacaktır şeklinde cevap verir.

Bu karşılıklı münavele nasıl sonuçlandı bilmiyorum. Bildiğim, Ebrehe'nin ordusu Kabe'ye yaklaşmadan telef olduğudur. Kabe'nin sahibi evini korumuştur. 

Bilmediğim bir şey daha var. Abdulmuttalip’in ailesine ait develerin akıbetinin ne olduğudur.

Burada izninizle dedeyi haddim olmayarak eleştirmek istiyorum. Zira hak etti bu eleştiriyi. Ebrehe ısrarla develeri bırakıp Kabe’ye odaklanması gerektiğini söylemesine rağmen dede develerim de develerim demiş. Bu ise hiç yakışık almamıştır. Öyle ya mevzubahis olan Kabe ise develerin, geçim derdinin, dünyalık malın lafı mı olurdu. Büyükler neye odaklanmamızı istiyorsa, ona odaklanmak lazım.