28 Aralık 2022 Çarşamba

Tercihin Kaymakamlık Olsun! *

—Babacığım, ülkede her alanda bir istihdam sıkıntısı var. Ne yapacağımı şaşırdım. Hangi alana yönelmemi önerirsin? 

—Haklısın evlat. Gidişat tam dediğin gibi. Ama kaymakam olmanı isterim. 

—İyi de baba. Bu ülkede kaç ilçe var? Kaymakamlık bölümleri o kadar çok mezun veriyor. Bana düşürürler mi hiç? 

—O kadar kişinin arasından sıyrılıp kaymakam olmak zor ama Allah yürü ya kulum der, kaymakam olursan, yaşadın demektir. 

—Kaymakam olarak ne yapabilirim ki? İlk başta küçük ilçelere gideceğim. Çoğunun imkanları da sınırlı. Üstelik ben acemiyim. 

—Öyle deme evlat. Küçük ilçeler senin acemiliğini atlatacağın, terör estirip egonu tatmin edeceğin yerlerdir. İmkansızlığı sen değil, ilçen çeker. İlçenin tüm memurları senin emrinde. Makam aracın var. Koruman var. Daha ne istersin. İlgi, alaka, saygı o biçim. 

—Nasıl yani? 

—İlçenin en büyüğüsün. Ne emredersen ama diye bir şey olmaz. Dediğin her şey yapılır. 

—Ama bir şey demezler mi? 

—Kim, ne diyecek evlat. Senin altında sana bağlı çalışan daire amirleri var. Bakma onlara daire amiri dendiğine. Onların her biri senin emir erin sayılır. Sesleri çıkmaz, itiraz etmezler. Kendi kendilerine homurdanır dururlar ama o kadar da olsun. Çok da tın. 

—Tamam, bu kısmı anladım. Kaymakam olmadan önce yapmam gerekenler var. 

—Neymiş onlar? 

—Daha ehliyetim yok. Askerliğimi yapmadım. Evli de değilim. Bu ülkede askerliğini yapmayanı adam yerine koymazlar. Evli değilsen, çoluk çocuk derler. 

—Hiç gerek yok. Şimdi ehliyet almak zorlaştı. Kaymakam olunca ilçede daha kolay alırsın. Askerliği de o zaman yaparsın. Evliliğe gelince, makamın itibariyle aday adayların çoğalır. Bence acele etme. Sen kısa yoldan kaymakam olmaya bak. 

—İyi de kaymakam olmak kolay mı? 

—Diğer rakiplerine göre 1-0 öndesin. Çünkü Karadenizlisin. Unutma bunu. 

—Tamam, kaymakam oldum. Sadece emir vermek yeterli mi?  Biliyorsun, deli dolu biriyim. Macerayı severim. Egom da kaymakamlıkla birlikte tavan yapacak. Egomu nasıl tatmin edeceğim? 

—Bu da senin maharetine kalmış. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır ama yine de sana yol göstereyim.  Göreve başlayacağın gün tüm daire amirleri kaymakamlığın önünde ip gibi dizilecek. Kaymakamım hoş geldin diyerek seni çiçekle karşılayacak. Bu manzara görülmeye değer. Bugüne kadar seni kim karşıladı böyle. Evli olsan, eşin karşılamaz seni. Üstelik amirlerin baban mesabesinde. Tanışmak için makamına al bunları. Karşılamada olmayan var mı diye tek tek göz at. İçlerinden karşılamaya gelmeyen birini tespit edersen, seni aşağıda göremedim de. O da geciktim desin. Bu durumda; olur, insanlık hali falan deme. Seni ayakta bekleyen görevline, not et bunu de. Bundan sonra o ve diğerleri geciksin de göreyim. 

Makamına inip çıkarken herkesin kullandığı yolu kullanma. Sana malzeme çıkacak tali yolları kullan. Oralarda sigara içen amir ve memurları görürsün. Onlara başlarım sigaranıza de. 

İlçenin dışına çık. Piknik yapan çocukları yakala. Kimsin, necisin sorgula. Bunlar öğrencidir muhakkak. İzin onayları var mı yok mu sor ki pikniklerini berbat et. 

Canın sıkıldıkça soluğu hastanede al. Başhekim nerede, hastane müdürü nerede, hani güvenliğiniz diyerek çalışanları tedirgin et. 

Olmadı aracına bin. Önünden giden mobileti o önden kaçsın, sen arkadan kovala. 

Ertesi gün polislere görev ver. Ne kadar mobilet varsa toplayın de. Bundan sonrasını mobiletini kaptıran çocuk ve ailesi düşünsün. 

Makamına çıkar çıkmaz, tüm daire amirlerini toplantıya çağır. Geciken amirleri not ettir ve onlara de ki personelinizden mesaiye uymayanlar varsa, isimlerini getirin talimatı ver. 

Sabah makamına gelir gelmez, bir daire amirini çağır. Sekreterin, efendim bize not bıraktı. İlçe sınırları içerisinde falan yere gitti derse, gelince yanıma gelsin deme. Nasıl gider benden habersiz, ben neyim burada?  Hemen gelsin de. Gelince de mesai saatleri içerisinde görev yerini niçin terk ettiğinin hesabını sor. Özür dilerim, bir daha olmaz demezse, savunmanı yaz gel de. O da tamam derse, çıktıktan sonra sekreterine geri çağırt. Bu defalık affettim. Bir daha olmasın de. 

Daire amirin yıllık iznini kullanmaya kalkarsa, noter gibi hemen tasdikleme. İzin için beni mi beklerdin lafı sokuştur. Bir daha izin almaya gelsin de göreyim. İznini yakar, yine gelmez huzuruna. 

Hasılı evlat, ormancı kadar değilsen de ilçende varlığını göster. Herkes nasıl bir kaymakam ile karşılaştığını bilsin. Kedinin ayaklarını ilk günden ayır. Terör estir. Deli doluluğunu pardon idealistliğini burada boşalt. Herkes fırsat buldukça senden konuşsun. Şanın yürüsün. Egonu da böylece tatmin etmiş olursun. Ben de kaymakam babasıyım diye buralarda caka satar dururum. 23.09.2022

* 24/09/2022 tarihinde Barbaros ULU ismiyle Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır. 

Ne Oldum Delisi Tipler

Kendisini mükemmel bir yaratılışta gören; akıl, zeka ve yaptıklarına kendisini inandırmış, hasbelkader bir makama gelen bazı zevat ile ilgili değerlendirmem: 

Kibir budalasıdır. 

Ne oldum delisidir. 

Kendisinden başka kimseye güvenmezler. 

Bir şeyin ve her şeyin en iyisini kendisinin yaptığını sanırlar. 

Devletin imkanlarını hoyratça kullanırlar. 

Başkasının eksik ve yanlışını bulmak için azami gayret gösterirler. Buldular mı egoları tavan yapar. Sevinçlerine diyecek yoktur. 

Olur olmaz her şeye karışırlar. Yani burunlarını sokarlar. Buna her şeye maydanoz olma diyoruz. 

Sabırsızdırlar. Büyük bir ihtimalle dokuz aylık değildirler. 

Kendilerini bulunmaz Hint kumaşı ve Allah vergisi görürler.

Dediğim dedikçidirler. Dedikleri aynı anda olmazsa ve yapılmazsa kıyameti koparırlar. Dedikleri amasız, fakatsız yerine getirilecektir. Nasıl ki ağanın p.kunun üzerine p.k yapılmazsa bunların lafının üzerine laf konmaz. Koymaya kalkan olursa da had bildirilir. 

Günde dört mevsim yaşarlar. Bir bakarsın şeker gibi az sonra terör estiren bir terörist olabiliyorlar. İçindeki fırtına dışa vuruveriyor. 

Makamdan aldıkları güçle egolarını tatmin ederler. 

Kolay kolay kimseyle geçinemezler. Evlilik yapamazlar. Evlenirlerse de geçinemezler. 

Başkasına güvensizliğin temelinde çocukluğunda yaşadıkları en büyük etkendir. 

Geçmişte her türlü halta imza attıkları, tüm kaçak yolları bildikleri için karşısındaki herkesi öyle bilirler. 

Aşırı kincidirler. Gücü yetiyorsa kendileri kelle alır, gücü yetmiyorsa başkalarının eliyle sonuca giderler.

Soruşturma hastasıdırlar. Soruşturmayı her şeyin ilacı bilirler.

Makama güç katsın verdikleri gücü makamlarına alarak Çingene beyliği yapmaktan büyük zevk alırlar.

Bir Allah var bir de kendileri. Dünyanın kendi etrafında döndüğüne inanırlar.

Elindeki imkanları güce dönüştürürken gücünün yetmediklerine de bir secdeye kapanmadıkları kalır.

27 Aralık 2022 Salı

Çağı Okuyamayan Bir Kesim

Haber izlemem, gündemi de takip etmem. Türkiye ve dünya gündeminde ne var ne yok diye ara ara sosyal medyayı takip ederim. Yoğunlukla bir konu paylaşılıyorsa, Türkiye'nin gündemi bu derim. O konunun aslı nedir diye gazetelerin dijital sayfalarına göz atarım. Göz atarken de - pek kalmasa da- ortada olan İnternet sayfalarına bakarım. Trol seviyesinde tarafgir ve muhalif olanları hiç okumam. Bir konunun aslının ne olduğunu öğrenmek için de tek İnternet gazetesiyle yetinmem. Hiç ortada olan yani haberi olduğu gibi veren yoksa iki tarafın yazılarına bakarım. İki tarafın fazlalıklarını atarak ortası benim için doğru olandır derim. Toplumsal infiale sebebiyet veren bir haber oldu mu, algı olabilir mi diye az beklerim. Yani gördüğüm her haberi ilk etapta acaba şüphesiyle karşılarım. Hakkında gerek sosyal medyada paylaştığım gerek köşe yazısı olarak yazdığım tüm yazılar kendime özgüdür. Kendi üslubumca ifade ederim. 

İlginç bir paylaşım bulabilir miyim diye bazen sosyal medyada öylesine gezinirim. Gezinirken de paylaşımcıdan ziyade paylaşıma bakarım. Öyle paylaşımlar önüme gelir ki paylaşımcıya bakmadan paylaşımın kime ait olduğunu tahmin ederim. Sağlamasını yapmak için profile baktığımda % 90 o kişi, o değilse aynı zihniyetten beslenen başka kişi olduğu gözümden kaçmaz.

Kimsenin hangi konuda ne paylaştığına karışacak değilim elbet. Dervişin fikri ne ise zikri de odur. İsteyen istediğini paylaşırsa da aynı zihniyetten beslenen bu kişiler hakkında bir değerlendirmede bulunacağım. Bu tiplerin içlerinde istisnaları olmakla beraber çoğu değerlendirmemin içerisinde yer alır.

Çoğunluğu trollük yapıyor. Ya bir parti lehine ya da bir başka parti aleyhine bu paylaşımlar. Gören de bir partinin maaşlı elemanı sanır. Para alsalar, ekmek kapısı diyeceğim. Trollük yaparken kendi özgün fikriyle bir paylaşım yapsalar, düşüncesidir deyip saygı duyacağım. Bir başkasının hazırlayıp servis ettiği paylaşımları paylaşıyorlar. Az biraz kafa yorsalar, bu profilin sahte, içeriğin de olgudan ziyade algı oluşturmaya yönelik olduğunu görürler. Hiçbir zihin yormadan gözü kapalı paylaşıyorlar. Sorsan partilerini seviyorlar. Bence partilerini varsın sevsinler. Gidip sandıkta oylarını da versinler. Yalnız birilerine trollüğünü göstermek, bak ben sizin için kelle koltukta mücadele ediyorum mesajı veren bu tipler bilsinler ki partilerine en büyük zararı veriyorlar.

Çoğu makam ve mevki sevdalısıdır. Bileğinin hakkıyla alamadığı bu makam kazanımının ayağının altından kayıp gitmesinden pek korkarlar. 

Güce yaslanırlar, güçten beslenirler. Korkusuz korkaklıkta üstlerine yoktur. Asarlar, keserler, meydan okurlar. Bir araya geldiklerinde mangalda kül bırakmazlar. Had bildirelim, anladıkları dilden konuşalım derler. Ağızlarını bozarlar ve galiz küfürler ederler. Yetinmezler. Gerekirse suç duyurusunda bulunurlar. Dün pek sesleri çıkmayan bu ucuz mücahitler, yaptıklarının kahramanlık olduğuna kendilerini inandırmışlardır. En ufak bir tehlikeyi gördükleri zaman ortalıktan sıvışıverirler. Süt dökmüş kediye dönerler. 

Beslendikleri kaynak dindir. Söylemleri hep dini içeriktir. Ayet ve hadisi dillerinden düşürmez iseler de söylem ve eylem çelişkisi yaşadıklarından kendileri dışında herkes haberdardır. Bunlara göre en iyi Müslüman kendileridir. 

Dün devletin üvey evladı muamelesi gören bu kesim bugün hiç olmadığı kadar devletçidir ve devleti kutsamaktadır. Devlete yön verenlerin her yaptığında bir hikmet görürler ve "Devletimin yanındayım" paylaşımlarında üstlerine yoktur. Devlet elbette hepimizin devleti. Hepimizin hizmetini görmek için vardır. Bir tüzel kişiliktir. Ayrıca kutsallığı yoktur halbuki. 

Bu kesim hiç olmadığı kadar siyasete angaje olmuştur. Kazanımların kaybolmaması için durmadan trol paylaşımları yaparlar. Kendilerinin yanında olmayanları nankörlükle suçlarlar. Bu suçlamayı da tespit olarak görürler. Siyaseti de dinle bağdaştırırlar.

Bunlar dünün mağduru, bugünün mağrurudur. 

Çağı okuma gibi bir dertleri ve kapasiteleri yoktur. 

Zamanın ruhuna uygun hareket edemiyorlar.

Kendi dünyaları içerisinde yaşayıp giden ve her konuda söz söyleyen bu grubun, kendileri dışında topluma maalesef verebilecekleri özellikle dine mesafe koyan gençliğe söyleyebilecekleri ve ikna edebilecek bir şeyleri yoktur. Ayakları altına aldıkları kutsal değerler de cabası.