12 Aralık 2022 Pazartesi

Başıboş Köpekler *

Şehirlerimizde yüksek katlı binalar arasında yeşil alanlara ihtiyaç var. Belediyeler imkanlar dahilinde insanımızın nefes alabileceği yeşil alanları yapmaya çalışıyor. Eski stadyumun yeri de Millet Bahçesi adı altında yeşil alan olarak kazandırıldı. Bu alanın alabildiğine yeşil alan olmasını; küçük bir büfe, küçük bir mescit ve WC dışında ayrıca binalara yer verilmese daha iyi olurmuş ama yetkililerimiz böyle uygun görmüş.

Daha açılışı yapılmasa da burası göze ve gönle hitap ediyor. Yürüyüş parkurundan, oturma yerlerine kadar her şey düşünülmüş. Şimdiden birilerinin uğrak yeri olmuş bu bahçe, açılışı yapıldıktan sonra insanların hoşça vakit geçirebileceği yerlerden biri olacağa benziyor. 

*

Bir akşam ne tarafa yürüyeyim derken Anıt-Zafer-Kültür Park güzergahını kafamda çizdim. Tam Millet Bahçesinin önünden geçerken yürüyüş parkuru dikkatimi çekti. Şurada yanı başındayım. Niçin uzaklara gidiyorsun? Niye beni tercih etmiyorsun şeklinde serzenişte bulunduğunu düşündüm. Niye olmasın dedim. Bir yerde yürüme alanı olur da ben orada yürümem mi? Girişte önüme güvenlik geldi. Girebilir miyim dedim. Tabi dedi. Köpekler var mı içeride dedim. Evet dedi. Bir şey yapar mı dedim. Bize bir şey yapmadılar dedi. Bundan cesaret alarak o akşam yürüyüşümü Millet Bahçesinde yaptım. 900 adım saydım parkurun uzunluğunu. Birçok yürüyüş parkuruna göre uzundu ama daha uzun olabilirdi. En azından alanın dört bir tarafına yürüyüş parkuru planlanabilirdi.

*

İşe gitmek için Millet Bahçesinin önü benim güzergahım. Güneşin doğuşunun 8'e yaklaştığı bugünlerde, sabahın karanlığında yollara düşüyorum. Vaktin erken olması, havanın karanlık olması çok da önemli değil benim için. Feridiye Karakolunu geçip Millet Bahçesine doğru giderken içimi bir korku kaplıyor. Acaba yine köpekler var mı diye düşünüyorum. Bugüne kadar sağ olsunlar, dördü-beşi birden hep beni karşıladılar kaldırımın üzerinde. Kah tek tük geçen araçlara koşup havlıyorlar kah yayalara. Sağlı-sollu dinelmiş köpeklerin arasından geçiyorum ama gelin onu bana sorun. Dilim durmadan Ayetel Kürsüyü okuyor, ayaklarımın bağı çözülüyor. Köpek dönüp hav deyiverse yıkılacağım. Şaka falan yapmıyorum, o kadar da değil demeyin. Köpek bir şey yapmaz, belediye bunları kısırlaştırıyor demeyin. Köpek bu. Dişleri var en azından. Paçamdan tuttu mu, dişlerini saat gibi geçiriverir. Sonra da kuduz aşısı yaptırmak için hastanenin yolunu tutmam lazım.

Akşama doğru da güneşin batmasına doğru yolun karşısına geçiyor bu köpekler. Kaldırımın üzerine sere serpe uzanıp yatıyorlar. Karşı kaldırım yaya trafiği yönünden yoğun. Tam geçeceğin yere akşam uykusuna yatmış oluyorlar. Kimi aldırmadan geçip giderken kimi de yola inerek yoluna devam ediyor.

Başıboş köpekler sadece Anıt-Millet Bahçesi bölgesinde mi bulunuyor? Şehrin her yerinde bu şekilde kümelenmiş köpeklere rastlamak mümkün. Öyle zannediyorum, köpekler yiyecek bulabilecekleri yerlere kapağı atıyorlar. Geçen gün yine Millet Bahçesinin önünden geçerken bir hanımefendinin büyükçe poşetin içinde getirdiği kemikleri köpeklere pay ettiğini gördüm. 

Burada anlatmak istediğim, 2021 Aralığında 17 maddelik genelgeye rağmen şehrin merkezinde cirit atan bu başıboş köpekleri ne yapacağız? Alınan onca tedbire rağmen hiç beklemediğimiz yerde karşımıza çıkıyorlar. Bu köpekler zararsız olabilir, insanlara saldırmayabilir ama köpek bunlar. Benim gibi çoğu büyükler bile bu köpeklerden ve havlamasından korkuyorsa, sabah erken saatte okulun yolunu tutan küçük çocukların korkmaması mümkün mü? Hiçbir şey yapamıyorsak bile Millet Bahçesi gibi şehrin göbeğinde bu köpeklerin kümelenmemesi için yetkililerimizden tedbir almasını bekliyoruz.

* 26 Aralık 2022 günü Barbaros Ulu adıyla Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır. 

11 Aralık 2022 Pazar

Başarmanın Sırrı

Gel oğlum, sana hiç yenilmemenin yollarını anlatayım. Uygularsan sırtın hiç yere gelmez. 

Ağzın iyi laf yapsın. 

Demagojiyi hiç elden bırakma. 

Rakiplerini önemse. Fakat bunu belli etme. Onlara hep tepeden bak. Onları hep belden aşağı vur. Daima savunmada kalsınlar. 

Gündemi hep sen belirle. 

Bir dediğin diğer dediğini tutmasın ama bunu bir futbolcunun top çevirmesi gibi yap. Sonra da ben dün ne idiysem, bugün de oyum. Hatta benim kitabımda geri adım atmak yoktur de. 

Etrafında seni uçan kuştan koruyacak, bir işaretinle karşı tarafı bombardımana tutacak beslemeler koy. Onları iyi besle. Yemlendikleri sürece senin kılıcını sallarlar. 

Herkese anladığı dilden konuş. Raconu daima sen kes. Hakaret et. Adına da tespit de. 

Önce bol sayıda dost edin. Düşmanların bu dostlarınla oluşturduğun kardeşliğe gıpta etsinler. Onlarla dostluğunu sözünün üzerine söz söylemedikleri müddetçe devam ettir. Baktın, bu konuda sana ihanet edeceklerse, onları tek tek harca. Yerlerini muti ve söz dinleyenlerle doldur. Onlar senin her sözünde bir hikmet arasınlar. Beraber çalışacağın kimseler ne kadar iyi ve yetenekli olurlarsa olsunlar, seni geçemeyecek kişilerden oluştur. Gören, bir o var, öbürleri boş desin. 

Dostluğun da ileri seviyede olsun, düşmanlığın da. Hep ileri uçlarda oyna ve tehlikeli sularda yüz. Ama hep zarar başkasına gelsin. 

Hiçbir suçu hiçbir şekilde üzerine alma. Hep başkasını hedef göster. Bunu da seni destekleyenlere anlattın mı keyfine diyecek olmaz. Bir müddet  sonra söylediklerine sen de inanırsın. Yeter ki sana şeksiz şüphesiz inanacak bir topluluk olsun. 

Hep sen konuş. Başkasının konuşmasına fırsat verme. 

Dini, dini söylemi, hamaset ve sloganı, ayet ve hadisi dilinden hiç düşürme. Özellikle işler tersine gitmeye başladığında dinle yat, dinle kalk. Çünkü din bu toplumda hep geçer akçedir. Dini söylemlerle karşında kimse ayakta duramaz. 

Hep şaşırtacak çelişkili işlere imza at. Asla başkası ne der deme. Merak etme, etrafında kanıksamış inananların olduğu müddetçe öl de ölürler, vur de, vururlar. Seni asla sorgulamazlar. Yeter ki her şeyiyle seni kanıksamış sevenlerin olsun. Ekmeğini alsan seslerini çıkarmazlar. Yeter ki her başarısızlığa bir kılıf ve mazeret bul. 

Rakip ve düşmanlarına yüzüne bakamayacağın her şeyi söyle. Bunu uzun süre devam ettir. Sonra menfaatin bu rakip ve düşmanlarla olacaksa, ben onun yüzüne bakamam deme. Hiçbir şey yokmuş gibi bir araya gel. Çünkü sende bu mide var. Hayatın içinde olur böyle şeyler de ayrıca. 

Hasılı, gittiğin bu yolda başarı için her yolu mübah gör. Hiç omurgan ve duruşun olmasın. Kimse tutamaz seni. Yeter ki bu canın bu teninde dursun. 

10 Aralık 2022 Cumartesi

Din Nedir, Ne Değildir? *

Bu yazının sadece başlığı bana ait. Gerisi, müellifinin kim olduğunu tespit edemediğim bir alıntıdır:

Din kesinlikle afyon değildir; fakat en kaliteli afyon dinden yapılır.

Din kesinlikle şarap değildir; fakat en çok din ile sarhoş ederler.

Din kesinlikle uyandırmak içindir; fakat en çok din ile uyuturlar.

Din kesinlikle ayıltmak içindir; fakat en çok din ile bayıltırlar.

Din kesinlikle uyarmak içindir; fakat en çok din ile uyuştururlar.

Din kesinlikle harekete geçirmek içindir; fakat en çok din ile felç ederler.

Din kesinlikle yaşatmak içindir; fakat en çok din adına öldürürler.

Din kesinlikle güzeldir; fakat en çok çirkinliği din adına yaparlar.

Din kesinlikle sorunun ve sorgulamanın dostudur; fakat soruların, sorgulamanın celladı olarak en çok dini kullanırlar.

Din kesinlikle özgürlüktür; fakat en çok din adına tutsak ederler.

Din kesinlikle selamdır, selamettir, huzurdur, umuttur; fakat en çok din adına savaştırırlar, din adına daraltırlar, din adına korkuturlar, din adına hayalleri paramparça ederler.

Din kesinlikle adalettir; fakat en çok din adına zulmederler.

Din kesinlikle güzel ahlaktır; fakat en büyük ahlaksızlıkları dindarlık kisvesi altında işlerler.

Din kesinlikle adam olmayı, şahsiyet olmayı emreder; fakat en çok din ile sürüleştirirler.

Din kesinlikle erdemdir, nezakettir, nezahettir; fakat en çok din ile yozlaştırırlar, din ile kabalaştırırlar, din ile çirkefleştirirler.

Din kesinlikle aydınlıktır; fakat en koyu karanlığı din ile kurarlar.

Din kesinlikle hizipleşmeyi yasaklar; fakat en çok din adına hizipleştirirler.

Din kesinlikle putçuluğu yasaklar; fakat en çok putu din adına dikerler.

Din kesinlikle aklı önceler; fakat en çok din ile delirirler, en çok din adına meczup olurlar.

Din kesinlikle sadece Allah'ın koyduğu hükümlerdir ve din sadece Allah'ındır; fakat en çok Allah adına hüküm koyarlar, en çok Allah adına din uydururlar.”

* 21 Aralık 2022 günü Barbaros Ulu adıyla Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.