5 Ağustos 2020 Çarşamba

Araç Muayene İstasyonlarında Kredi Kartları Niçin Geçerli Değil? *

Kredi kartları nice zamandır hayatımızın bir parçası. Evden bir yere çıkarken cebimizde cüzdanımızın arasında kredi kartımız varsa cebimizde nakit olmasa da aramayız. Nasılsa kredi kartları da nakit gibi hemen hemen her türlü alışverişte kullanılıyor. Bugün çok az sayıda prensip sahibinin dışında en az bir kart  sahibi olmayan yok gibi.
Çeşitli imkanlar sunan, kolaylıklar sağlayan ve hayatımızı kolaylaştıran kredi kartları, yerinde ve zamanında kullanıldığı takdirde bir de aylık ödemenin hepsi, gününde ödendiği zaman pek sorun olmaz. 
*Kredi kartları bazı alışverişlerde taksit imkanı sunuyor.
*Yaptığın alışverişin ödemesini bir ay sonra yapabiliyorsun.
*Elektrik, doğalgaz, su, telefon, vergi gibi ödemeleri, internet aracılığıyla karttan ödeyebiliyorsun. Ayrıca ödeme için kuyruğa girmeye gerek yok.
*Dijital ortamda satılan her şeyi internet yoluyla karttan çektirebiliyorsun. 
*Kartın varsa cebinde nakit bulundurmana, parayı düşürürüm ya da çaldırırım demene gerek yok. Daha maaş almadım. Cebimde param yok. Alışveriş yapamam diyemezsin.
*Herkesin elini sürdüğü dolaşımdaki paralara el sürmeye gerek kalmaz. Paradan mikrop kapar mıyım endişesi taşımazsın...
Niyetim kredi kartlarını övmek değil. Aslında en iyisini bile evine bastırmayacaksın. Paran varsa paran kadar harcayacaksın. Yoksa, olunca harcama yapacaksın. Kredi kartlar bu denli hayatımıza girmese öyle zannediyorum bu denli borçlu olmayız, borçlarımızı ötelemeyiz, limiti aşmayız, bankaların asgarisini öde, gerisini merak etme sen, tuzağına düşüp faize belenmeyiz. Hal böyle olmakla beraber kredi kartı hayatımızın bir parçası. Hemen hemen her yerde kullanıyoruz ama isteyerek ama istemeyerek.
Kredi kartlarının geçmediği belki de tek istisna, araç muayene istasyonlarıdır. Buralarda kredi kartları geçerli değil. Halbuki tek çekim kredi kartları da günümüzde nakit -gibi- kabul ediliyor. Nedense AMİ(Araç Mua. İst.) illa para diyor. Alınan muayene ücreti kayda değer olmasa nakit alsın diyeceğim. Maalesef az-buz para almıyor.
Araç muayene istasyonlarında kredi kartların geçmemesinin hikmeti ne olabilir?
*Nakite çok ihtiyaçları var da tahsilat için 40 gün bekleyecek takatleri mi yok?
*Nakit çalışmak işletmenin olmazsa olmaz prensibi midir?
*Buraların işletmesini devletten alırken sözleşmelerinde "Ödemeler nakit tahsil edilir" maddesi mi var?
*İşletme, nakit tahsilat yaparak günlük kazancı gecelik faizde mi değerlendiriyor?
*İşletme, faiz çekincesinden dolayı bankalarla çalışmak mı istemiyor?
*İşletme, bu faiz hassasiyetinden dolayı vatandaşı faize bulaştırmak mı istemiyor?
*Araç yakıtsız çalışmadığı gibi nakitsiz de mi çalışmaz?
Nedir gerçekten bunun sırrı? Nakit para sevdasının iç yüzünü bilen var mı? Para bir tarafa, hizmet bir tarafa dayatmasının hikmeti ne olabilir? Anlayan, bilen ve çözen varsa Allah lillah aşkına bir söylesin. Bu konuda hiçbir şey yapılamıyorsa, bari sistem üzerinden aynı anda araç muayene istasyonlarının hesabına geçecek şekilde para transferi yapabilmenin yolu açılsın. Böylece AMİ veznesi 342,20 TL'deki 20 kuruşu tahsil edeceğim, bozuk para bulunduracağım derdi ile uğraşmaz. Yine firma, ücret tahsili yapan görevlilere ihtiyaç duymaz. Böylece daha çok kazanmış olur.
Hasılı, kaybetmezsek bulduk bu araç istasyonlarını.

*08/08/2020 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.


Araç Muayene İstasyonunu Nasıl mı Buldum?

Bizi durmadan gözetleyen, peşimizi hiç bırakmayan, nereye girip çıktığımızı takip eden, ardından da bizi nasıl buldun diyen, ardından puan ver diyen ruh ikizimiz telefona, daha araç istasyonundan çıkmadan "Araç istasyonunu nasıl buldun" mesajı geldi. Malumunuz bugün aracımı muayeneye götürmüştüm. Nasıl bulduğumu anlatayım efendim.
1. Muayeneye gitmeden önce aracımın içini, dışını bir güzel temizlemiştim.
2. Sıramatikten sıramı alır almaz sağılma peronunda numaram yandı. Resimde gördüğünüz gibi 342,20 lira bayıldım. Egzozu önce yaptırdığım için egzoza ödediğim 80 lira bu sefer benden çıkmadı. Egzoz bedava gibi geldi.
3. Bir beş dakika geçmeden aracımın ameliyata alınacağı ve ölüm fermanımın yazılacağı 2.perona davet edildim. İsmim iki defa zikredildi. Herkes duydu. İşin sevindirici yanı da bu.
4. Mehmet isimli doktor geldi. Kolay gelsin delikanlı dedim. Aracımı ona emanet ettim. Elindeki sızdırmazlık ölçen aletle aracımı önden ve arkadan bir güzel muayene etti. Yetinmedi. Aracıma binerek bazı testlere tabi tuttu. Kah bağırttırdı kah tekerleri sürttürdü. Sonra altına geçti. Altta ne yaptığını bilmiyorum. Zira meslek sırrı. Sonra aracı çıkış kapısına doğru getirdi. Haritacıların aleti gibi bir aletle aracı hem sağından hem solundan süzdü. Ardından aracı muayene salonundan çıkarttı. Elindeki evrakla geri döndü. Emsalleri müşterisini ve benim ardımdakini göndermesine rağmen bizim Mehmet bir gitti, pir gitti. Bekleye gördüm Mehmet'i. Nice sonra "Nissan kimin" diye geldi. Elime evrakı tutuşturdu. 
5. "Ön fren hortumları sol ve sağ hasarlı", "Bir aya kadar yaptır ve tekrar randevu al" dedi. Ben baka kalırken o başka araçların canını yakmaya koyuldu. Aracın altını didik didik incelerken demek ki hortumlardaki tasarı tespit edebilmiş.
6. Dörtlüleri yanık durumdaki aracı kenara çekip biraz soluklandım.
7. Ardından sürdüm sanayiye.  Durdum bir frencinin önünde. Sol ve sağ hortumlarını değiştirttim. Resmini çekip koyduğum hortumları bükünce hafif yarılma göze çarpıyor. 
8. Ustanın dediğine göre hortumlar daha idare edermiş. Araç sağa ve sola dönerken bükülürmüş. Ama arıza gösterdiklerine göre değiştirmekten başka çare yokmuş. 
9. Sağ ve sol hortumlar nasıl bir şey diyeniniz olur diye resmini çektim. Yarıklar görülsün diye elemana tutturdum. Bu arada çocuğun elleri kirli ve yağlı. Allah sayılarını çoğaltsın. Emeklerini yağlı etsin. 
10. Boşalttıkları hidrolik yağının iyisinden döktüler. Artanı da bana verdiler. 
11. Hortum+tamir ve iyi yağ bedeli olarak bir 170 lira daha bayıldım. Yağın iyisi olunca haliyle fiyat da böyle oluyor.
12. Ayrılırken "Uzman freni nasıl buldun" mesajı geldi yine bizim dikizciden. Nasıl bulayım? Selam verince borçlu çıkıyorum. Allah eksik etmesin.
13. Merak ettiğim, istasyon ve frenciye de "Bu müşteriyi nasıl buldun" mesajı mı geliyor?
14. Araç istasyonuna gelince çay ve kahveleri yoktu. Pek yüzüme bakan olmadı. Önce parama, sonra aracıma baktılar. Bakım da tedavisiz ve masraflı bir bakım oldu. 
15. Sonuç olarak bizim araç ağır kusurlu. Kusurunu gidermiş olsam da resmen hala ağır kusurlu. Bir ay içinde muayene tekrarı randevusu alıp aracım tekrar muayene olacak. 
16. Vizeden geçmeyen aracım bir ay daha kazanmış oldu. Onca çıkan paradan bana kalan da teselli babından bu amorti yani süre oldu.
17. Hasılı muayeneden önce aracımı yıkamam, teşhis koyacak Mehmet'e kolay gelsin demem sökmedi. Zira acımadı bana. Bu durumda nasıl bulabilirim bu araç istasyonunu...
18. Bu arada bugün Siverek'e muayeneye giden Adem Boğa, senden ne haber. Umarım sınavı başarıyla geçmişsindir. Bu arada alacağın olsun.
19. Farlarda sıkıntı yoksa yüzde elli geçersin diyen Mustafa Akçay, diğer yüzde elli beni bitirir demiştim ve öyle de oldu. Senin de alacağın olsun.
20. Farlarda sıkıntı görünüyor diyen Hakan Mertek, farlar sınavı geçti, haberin olsun. Araç başka yönden ikmale kaldı.
21. İnşallah muayeneden geçersin diyen dostların temennileri gerçekleşmedi. Temenniniz için teşekkürler. 
Hasılı bugün benden araç istasyonu kazandı, frenci kazandı. Bir gün ben de kazanacağım elbet.
Bu arada yeni araç muayenesine gidecekler! Lütfen aracınızın altına girerek fren hortumlarını kontrol ediniz ya da kontrol ettiriniz. Hayırlı binişler ve yolculuklar! Sağlıcakla kalın...
Bu da geçer yahu demekten başka ne diyebilir ve ne yapabilirim. 
—Evlat! Bir bardak su getir. Şöyle buz gibi olsun.
—...
—Kesmedi bir daha getir...

Boş Sigara Paketleri

Yürüyüş yaparken tertemiz yol ortasına atılmış sigara paketleri görürüm zaman zaman. Hiç dürülüp bükülmemiş. Sanırsın ki biri cebinden sigara paketini düşürmüş. 

Düşüren adına üzülmekle beraber içi dolu paket buldum diye bir seviniyorum bir seviniyorum. Sormayın. Yazık olmasın, yağmur yağar; ıslanır, bir çocuğun eline geçer; içmeye kalkar, bir araba çiğner, şunu şuradan kaldırayım diyorum. Hemen, ya içi boşsa, diye aklıma geliyor.

Aklıma gelen başıma geliyor. Elimi kirletmeden ayağımla pakete bir vuruyorum. Paket önümden uçarcasına yuvarlanıp gidiyor. Giderken de ses çıkarıyor. Biliriz ki içi boş olan fazla ses çıkarır. Belli ki paketin içi boş ve atan da düşürmemiş, bile bile atmış. Atarken de az sonra bizim sazan gelir, paket buldum diye sevinir. Sevinci de kursağında kalır. Bu kadar sevinç ve ardından gelecek üzüntü, ona da bana da yeter diye düşünüyor olmalı.

Şimdi siz yollara, parklara, bahçelere ve caddelere izmaritler niçin atılıyor, hatta arabanın küllüğü yolun ortasına boşaltılıyor, bir de kocaman paketi güpegündüz insanların gelip geçtiği yerlere atarak çevre kirletiliyor. Biten paketler niçin çöpe atılmaz diyeceksiniz. Bu serzenişinize ve isyanınıza saygı duyarım. Çünkü siz, işe temizlik yönünden bakıyorsunuz ve haklısınız. Dervişin fikri ne ise zikri de o olur.

Siz derviş böyle düşünürken ben derviş böyle düşünmüyorum. Bugüne kadar attığım her tekme, karavana yani boşa kürek çekmek olsa da gördüğüm bükülmemiş paketler, benim için bir umut kaynağı.

Bulduğum paketlere yine tekme atmaya devam edeceğim. Zira pes etmedim. Bir gün biri, düşüp şaşacak ve dolu paketini düşürecek. Böylece bahtım açılacak ve yüzüm gülecek. Ben gülerken o üzülecek.

Doluymuş gibi görünen paketleri yere atanlara bir de şu yönden bakalım. Adam efkârlı. Hem dertten hem de zevkten içiyor. Ne yaptığını kendi biliyor mu sanki. Dertli ve zevkli iken bir de biten paketi mi çöpe atsın. Daha neler... Var mı başka emriniz. Adamın kahyası mısınız yoksa… Çöpe kadar nasıl gitsin sonra. Belediye çöp kutularını belli mesafelere koyuyor. Her yere çöp kutusu koymuyor ki...

Benim boş paketi atanlara kırgınlığım ve kızgınlığım, görüntü kirliliğine değil. Çevreyi şu ya da bu şekilde zaten kirletiyoruz. Beni boşu boşuna heveslendirmeleri ve paketlerine bel bağlamamdır beni kızdıran. Tamam, zamanları yok, yola atacaklar. Bari paketi bükerek atsalar da beni yorup heveslendirmeseler. Bunu yapmaları herhalde pek zor olmasa gerek.

Haydi göreyim sizi tiryakiler! Bu isteğimi herhalde yerine getirirsiniz.