16 Nisan 2017 Pazar

Buruk zafer *

Mini anayasa değişikliği ile ilgili referandum sonuçları açıklandı. Yüzde 51'e, 49'luk bir oran ortaya çıktı. Bu sonuca göre seçmen, cumhurbaşkanlığı sistemine geçişe kıl payı da olsa vize vermiş oldu.

Yüzde 60'lara varan bir oranda evet oyu çıkacağı beklentisi vardı. Son anketler de bunu gösteriyordu. İki hafta önce bir arkadaş grubuyla ayaküstü oranlardan bahsetmiştik. Yanımdaki iki arkadaş yüzde 60-65 evet çıkar şeklinde kanaatini beyan ederken acizane, evet oylarının en fazla yüzde 55'i bulabileceğini ifade etmiştim. Sonuçta değişimi isteyenlerin isteği beklentilerin altında kalsa da yarışı önde tamamladı. Bu sonuç, ‘evet’i savunanlar için büyük bir zafer olmaktan ziyade olsa olsa buruk bir sevinç olur. ‘Hayır’ı savunanlar için  yarışı geride tamamlasalar da büyük bir zafer gibi görünmektedir.

Referandum sonuçlarında evet/hayır birbirine yakın olsa da bu sonuca göre Türkiye tercihini değişimden yana kullandı. Artık sistem değişecek. Fakat tarafların aylardır meydanlarda yaptığı propagandanın seçmen tarafından yeterince ikna edici bulunmadığını okuyabiliriz bu sonuçlara göre. Yine bu sonuç, değişime hayır diyenleri bundan sonraki siyasi çalışmalarında daha moralli göreceğiz demektir.

‘Evet’i destekleyenlerin özellikle iktidarın hatta Cumhurbaşkanının bu sonuçları iyi okumasında, iyi bir öz eleştiri yapmasında fayda vardır. İstanbul-Ankara gibi büyükşehirlerde her seçimde yavaş yavaş makas daralırken bu referandumda iktidarın aleyhine, muhalefetin ise lehine döndü. Artık iktidar her seçimde kalesi bildiği şehirleri kaybetmeye başlamıştır. Tedbir almazsa, kendisini yenilemezse, seçmeni ikna edemezse yıllardır kazandığı seçimlerde mağlubiyetler baş gösterebilir.

Bu referandum sonuçları itibariyle ‘evet’çiler için olumlu bir sonucu beraberinde getirmiş olsa da bu sonuç iktidara bir uyarıdır. Seçmen beni çantada keklik görme, istediğini verdim ama şerhim ve çekincem var demiştir. Yüzde 49 oy alan hayırcılar ise bu iş biraz daha gayretle olacak diye düşünebilirler. Fakat bu oran tek başına bir partiye artı bir değer vermez. Çünkü hayırcılar yamalı bohça gibiydi. İçinde CHP'lisi, MHP'lisi, SP'lisi, HDP'lisi, AK Partili’si vardı. Tek blog değildi yani. Bu referandumda oy verenlerin yüzde 5 veya 10'u sistem değişikliğinin faydası ve zararına inanarak oy verdi. Yüzde 90 oranında seçmen ise Erdoğan sevgisi ve nefreti üzerine oy vermiştir. AK Parti ise kendi seçmeninden oy vermeyenlerin eksikliğini MHP'den gelen az sayıdaki evetle telafi etmiştir.

İktidar kendisine çekidüzen vermeli. Yaraları sarmalı, toplumsal barışı sağlayacak kucaklayıcı adımlar atmalı. Toplumdaki kutuplaşma ateşini icraatlarıyla düşürmeli. Şayet böyle yapmazsa kendi eliyle değiştirdiği sistemi 2019 seçimlerinde bir başka partiye altın tepsi içerisinde sunmak zorunda kalabilir.

Seçimin ilk sonuçlarının ardından referandum sonucunu sıcağı sıcağına ben bu şekilde okudum. 16.04.2017

* 19/04/2017 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.


Babasıyla beraber görev yapan çocuklar

Resmi daire ve okullarda pek eksik olmaz çocuğuyla beraber gelenlerin sayısı. Kimi zevkine getirir, kimi de mecburiyetten. Çünkü çocuğuna bakacak kimseyi ayarlamamıştır. Sabah çocuğa ellerden biri bakar, öğleden sonra da öbürü.

Seçim günü de partili üyelerden birinin yanında önce bir çocuğu, ardından ikincisi geldi. Biri biraz durduktan sonra kayboldu. Diğeri ise görevli üyelerle beraber oturdu. Girdi girdi, çıktı dışarı. Bizimle beraber yedi, bizimle beraber içti. Halihazırda saat 15.11 oldu. Çocuk bizimle beraber. Hedef sanırım sayıma katılmak. Baba ise zaten rahat, gidip dolaşıp geliyor. Kimse ne yaptığını da bilmez. Arka arkaya sigara mı içer, yoksa birileriyle muhabbet mi ediyor bilinmez.

Haydi kendisi seçimde görev aldı. Çocuğunun ne işi var ki oy verme yerinde. Yazık değil mi bu çocuğa. Boş sınıfta hiçbir şey yapmadan bekliyor. Sanırım eşi de görev aldı. Bir başka sandıkta görevli. Diğer çocuk kaybolduğuna göre annesinin yanında olmalı. Ailecek buradalar yani. Pazar gün herkes evinde yatarken bu aile çift yevmiye alacak. Hafta içi zaten hastanede görevli. Pazarı da ailecek bu şekilde değerlendirdiğine göre gözü açık biri.

Üzüntüm çocuklarına yevmiye verilmemesi. Aslında böylelerine ailecek yevmiye verilmeli. Çünkü ailecek görev adamı. Siyasete meraklı, görev aşığı ne de olsa. Şimdilik çocukları meccanen bekliyor salonu. Büyüseler hepsi ayrı bir sandıkta görev yapacak, paraya para demeyecek. Her biri aile bütçesine katkıda bulunacak.

Siz evinizde yatın bu tatil günü. Bu görev adamı hepinize örnek olsun. Eğer iş adamı iseniz bu aileyi kaçırmayın derim. 16.04.2017

Edep yoksunu bir mahluk!

Referandum günü oy verme iş ve işleyişlerini hazırlamak için 07.00'den itibaren üyelerle birlikte hummalı bir çalışma yaparken erkenden oy vermeye gelenler oldu. Altlarına sıra vererek oy verme saatinin gelmesini beklemelerini istedik. İçlerinde hasta olanlar vardı. Hastalığını beyan edenlerin sayısı da az değildi. Erken gelip sıkılanlar da vardı, işi olduğunu söyleyenler de eksik değildi.

Oy verme saati geldi, sıradan almaya başladık. Sıra bekleyenlerin önünden geçerek gelen biri oldu 45-50 yaşlarında. Ben görevliyim işe gideceğim dedi. Sırada bekleyenler, beyefendi biz burada bekliyoruz demesine aldırmadı. Kendisine, sıraya geçer misiniz dedikse de; ben görevliyim, infaz memuruyum, görev yazım var, biz öncelikli kullanırız dedi. Görev kağıdını göster dedim. İş yerinde dedi. İş yerinde ne işi var yazının dedim. Hiç utanmadan, sıkılmadan oy vermek için bekledi, sırasına da geçmedi. Arkada bekleyenlere kusura bakmayın da demedi. Oyunu kullandı, gitti.

Ne dersiniz böyle birine? Siz söyleyin, ben yazayım. Ya da ben yazayım, siz ilave edin... Öküz, eşek, hayvan desem hayvanlar alemine hakaret olur. Cahil desem infaz memuru olduğuna göre en az lise mezunu. Özürlü ya da hasta desem değil, sağlam görünüyor. O zaman kim olabilir? Hasta olmaya hasta. Bunun hastalığı beyninde. Maalesef tedavisi yok. Terbiyesiz ve ahlaksızdır. Çünkü başkasının önüne geçiyor. Başkasının hakkını çiğnerken utanmadığına göre haya denen ahlaki duygudan da yoksun. Uyarıya rağmen sıraya geçmediğine göre bu işi sürekli yapmakta ve iyice kaşarlanmış. Toplum içinde akıllı geçiniyor, hakkını aradığını sanıyor. Terbiyesizlik yaptığının farkında değil. Menfaatçi, bencil, egoist biri. İşini çıkardığını sanıyor. Bir kesere sap olup çalışıyor ama adam olamamış.

Her yerde çıkar böyleleri, az da olsa. Gören tiksinir bunlardan. Maalesef böyleleriyle birlikte yaşıyoruz. Bu tiplerin attığı oydan da hayır gelmez. Neredesin ey edep? Ya gel bunlara biraz görün. Ya da Rabbim alsın canlarını böylelerinin. 16.04.2017