26 Ocak 2017 Perşembe
Hoşlanmadığımız kötülüklerle niçin başa çıkamayız?
Belki de Bal Yediğimizdendir *
-Çoktan
unuttuk bizler adabımuaşereti-
Eskiden
okulda şu görgü kuralları öğretilirdi:
1.
Şimdi de öğretiliyor ama öğretmeye çalışanlar -belki de kendilerinde
uygulamadıkları için- sözleri tesir etmiyor...
2.
Sınıfa girerken acele ile birbirini itmeyerek sıra beklemek.
3.
Sıralarda gürültü çıkarmadan sessizce oturmak, sınıftan çıkarken öğretmeni
selamlamak.
4.
Verilen vazifeleri günü gününe hazırlamak. "Haberim yoktu, defterim evde,
arkadaşımda kaldı" gibi mazeretler bulmaya çalışmamak.
5.
Önlüklerin temiz, ütülü olması, eteklerin altından başka renkte elbise
görünmemesi.
6.
İskarpinlerin eski de olsa daima boyalı olması.
7.
Saçların kısa kesilmesi veya siyah kurdele ile bağlanarak yahut arkadan sıkıca
toplanarak dağınıklıktan kurtarılması.
8.
Arkadaşlarla görüşürken hitaplara dikkat etmek. Birbirini "hişt" diye
çağırmamak, kolundan dürtmemek.
9.
Kütüphanede ses çıkarmadan, kendi varlığını hissettirmeden yürümek, başkalarını
rahatsız etmeyerek oturup çalışmak.
10.
Eve ait işlerde anaya yardım etmek, evde hizmetçi de olsa bir genç kızın hususi
işlerini kendisinin görmesi.
11.
Fakir olsa da evin, yemek masasının temiz, tertipli olmasına dikkat etmek,
yalnız da olsa temiz tertipli yemek yemek, sofraya hep birden oturmak.
12.
Gece yatısı misafirliğinin vereceği rahatsızlık düşünülerek davet olunmadan
veya ansızın kardeş evine bile gitmemek.
13.
Tevdi edilen bir sırra hürmet etmek.
14.
Hususi hayatımızdan kimseye bahsetmemek.
15.
Değmez yere iddialara girişerek münakaşaları kavga şekline dökmemek.
Not:
YIL 1939. İstanbul Kız Lisesi/Muaşeret Kaideleri kitabından alıntıdır. 16/01/2013
*28/10/2022 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
İktidar nimetinden faydalanan kesim/ler
Ülkenin değişimine ve gelişmesine hep takoz oldular. Her şeye karşıydılar. Hatta milletin değerlerine bile. Belki de bu yüzden millet onlara bir daha hiç iktidar vermeyerek cezalandırdı. Değişmez muhalefetti onların bu ülkedeki namı diğer adı. Nasıl bir düzen kurdularsa muhalefet olmalarına rağmen devletin kaymağını yine onlar yedi. Onların giyim kuşamı çağdaş idi. İktidar olanlara kök söktürdü, devleti kilitledi. Yine onlar bu vatanın öz evladı idi. Kendilerini birinci sınıf devletin kurucusu olarak görürlerdi. Fikirleri hep iktidardı.
2000'li yıllardan sonra bürokrasideki hakimiyetleri zayıflamaya başladı, fikirleri tartışılır oldu, sözleri pek geçmez oldu. Burjuvazilikleri pek sökmez oldu. İrtica paranoyalarını halk pek yutmaz oldu. Çünkü "Bu halk cahildir güdülmeli...bidon kafalı...karnını kaşıyan adam" diye küçümsedikleri halk taşradan merkeze yürüdü. Artık ne zihniyetleri, ne fikirleri iktidarda idi. Ne de bürokraside varlardı.
Şimdi de bu dönemde iktidarın her türlü icraat ve tasarrufunu acımasızca eleştiren bir kesim var. Fikir ve düşünce olarak iktidardakilerden farklı bir düşünce yapısına sahip değiller. Hükümet atamalarda onları tercih etmesine rağmen ne oy verirler, ne de destek olurlar. Etik olan icraatlarını eleştirdiğin hükümetin özellikle yöneticilik vazifesinde görev almamaktır. Bu konudaki görüşüm belki garip gelebilir, belki isabetli bir görüş olmayabilir ama ben böyle düşünüyorum. 26/01/2017