Pekmez bir zamanlar tahinle aynı fiyattı. Sonra susama gelen zamlarla birlikte tahin pekmezi sollayıp geçti.
Tahin nicedir 200 lira gibi bir rakamda soluklanırken iki senedir pekmez fiyatları tahini geçti. Hele bu sene belki de üzüm azlığından, pekmezin yanına varılmıyor. 400-500 lira aralığında satılıyor.
Piyasada daha uygun fiyatları olsa da pekmez mi, şeker mi diye tereddüt ediyorsun.
Aynı üründeki fiyat aralığı da düşündürücü. Çünkü arada uçurumlar var. Hayat pahalılığından ve aradaki uçurumdan geçtim. Ucuz, pahalı ne yediğimizi bilsek bari.
Gıdanın her türünde olduğu gibi pekmezde de hile yapıldığı konuşuluyor.
Geçen bir akrabam geldi. Konu dönüp dolaşıp bal ve pekmeze geldi. "Üzümüyle meşhur falan bölgeden gelen pekmezi alma sakın. Çünkü pekmez kaynatma sezonunda o bölgeye tırlar dolusu toz şeker gider. Şeker karıştırıp pekmez diye satıyorlar. Yine falan bölgeden gelen ballara da itibar etme. O yöre insanı da arısız bal üretmede meşhur. Tabanca ile peteği dolduruyorlar" dedi.
Akrabamın bu anlattığını ağzım açık dinlesem de şaşırmadım. Çünkü bizim işimiz, hile ve hurda. Gün bugün. Fırsat bu fırsat. Hile yaparak ucuza mal ettiğim ürünü kaç kişiye satarsam kâr mantığı güdülüyor.
Nedense her türlü hile ve hurdanın döndüğü gıda sektöründeki gıda terörüne ne devlet çözüm bulabiliyor ne de vatandaş. Her ne kadar devlet, üründe hile yapanı denetimlerle tespit edip, "Bu firmanın şu ürününde tağşiş tespit edilmiştir" şeklinde kamuoyunu bilgilendirse de ne taklidin önüne geçiliyor ne de tağşişin. Uygulanan cezayı müeyyide caydırıcı olmuyor olmalı ki taklit, tağşiş ve hile tam gaz devam ediyor.
İzin, onay ve ruhsatlı ürünlerdeki hilenin önüne geçilemese de en azından tereklerden aldığın ürünün markası, üretim yeri ve firma adı belli. İzinle üretilen bal ve pekmez de denetlense de pekmez ve bal üretiminde merdiven altı üretim daha çok. Önüne gelen balcılık yapıyor. Bağından üç beş kilo üzüm alan üzüm kaynatmaya kalkıyor. Kendi yiyeceğini ayırdıktan sonra ihtiyaç fazlasını "Kendim kaynattım" diyerek eşine dostuna satıyor ya da "Ben her sene şundan alırım. Kaynattığı yenir. Aile temiz" referansıyla kaynatılan pekmezler bir şekilde piyasada satılıyor. Toplumun büyük çoğunluğu, bir tanıdığının ya da referansla iyi dediği bu şekil pekmez ve balı tüketiyor.
Piyasada satılan bu pekmez ve ballar denetlenmiyor. Ne markası var ne üretim yeri ne de vergiye tabi. Kayıt dışı olmasına rağmen esnafta satılanlarla aynı fiyat. Hatta fiyatı daha yüksek. Çünkü satana göre bal yüzde yüz doğal, pekmezde ise zaten şeker yoktur.
Bir hakkı teslim edeyim. Bal ve pekmezi amatörce kendi ürettiği halde hile ve hurda olmadan çok güzel üretenler de yok değil. Ama bunların sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
Kışın yemek için mutfağına bal ve pekmez alan şeker mi yer, bal ya da pekmez mi yer bilinmez.
Anlaşılan o ki şekerli, şekersiz ya da doğal veya değil, her türlü bal ve pekmez iç piyasada tüketiliyor. Bu alanda bir ihtiyaç var. Yalnız insanımızın ne yediğinin belli olmasında fayda var. Amatörce üretilen ve önüne gelenin bu işi yaptığı bal ve pekmez üretimi hem kayıt altına alınmalı hem vergiye tabi olmalı hem denetlenmeli. Denetlenmeyen hiçbir ürün piyasaya sürülmemeli. Bal ve pekmez işine kalkışana belge alma zorunluluğu mu getirilir, ne yapılır bilmem. Bildiğim, ben anlarım deyip her önüne gelenin kayıtsız, küreksiz ve denetimsiz bal ve pekmez üretim işine kalkıştığı.
Burada antrparantez bir hakkı teslim edeyim. Bal ve pekmezi amatörce kendi ürettiği halde hile ve hurda olmadan çok güzel üretenler de yok değil. Ama bunların sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
Ha kişi ürettiği balı ve kaynattığı pekmezi sadece kendisi tüketecekse no problem. Ama başkasına da satıyorsa, satılan her ürün denetimden geçmeli.
Kısaca bal ve pekmez üretiminde büyük bir boşluk var. Bu boşluk bir şekilde devlet tarafından doldurulmalı. Vatandaş da denetimden geçti diye afiyetle yiyebilmeli. Hoş, izinli, onaylı ve ruhsatlı ürünlerdeki hile ve tağşiş bile önlenemiyor bu ülkede. Bense ne istiyorum.
Bu arada toplum olarak bir çelişkimize işaret edip yazımı nihayete erdirmek istiyorum. İstisnalar hariç, ürettiğimiz her üründe hile ve hurda işine girerken, bunu hiç vicdan azabı çekmeden yapıyorken, kendimiz iyi ve doğal ürün aradığımız da bir gerçek. Çok ararız çok. Unutmayalım ki tencere kapak birbirimizi bulmuşuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder