16 Kasım 2025 Pazar

Para Alıp Verenlerin İşi Zor Olmalı

Yeğen para göndermiş hesabıma. Dayı, vaktin olursa altın alıver diye.

Altının uygun vaktini bekledim. Haliyle emanet para hesabımda biraz durdu.

Altın biraz düşünce, bankanın farklı şubesi tenhadır deyip parayı çekmek için evime yakın bankaya girdim.

Sıra alır almaz, beklemeden sıram geldi. Nüfus cüzdanımı uzatarak hesabımdaki parayı çekeceğim dedim.

Görevli, “Şubeniz farklı. Buradan çekerseniz, şu kadar ücret alırız” demedi. Farklı şubeden çekince ücret almıyor diyebilirsiniz. Alan bankalar var.

Görevli, para sayma makinesinden saydırarak 55 bin lira deyip uzattı. Uzatılan parayı, saymadan evden çıkarken yanıma aldığım poşetin içine koydum. Doğru kuyumcuya gittim.

Poşetten çıkarıp deste deste parayı kuyumcuya uzattım. Elli beş bin lira olması lazım dedim. O da para sayma makinesiyle parayı saydı. Altınımı alıp çıktım.

Çarşıda biraz oyalanıp evin yolunu tuttum.

Uzun otururken 17.30 sularında telefonum çaldı. Kendisini tanıttı. Para çektiğim banka şubesi idi arayan. “Beyefendi, gündüz şubemizden para çekmiştiniz. Size fazla ödeme yapılmış olabilir mi, fark ettiniz mi” dedi. Parayı saymadan kuyumcuya uzattım. 55 bin olması lazım dedim. Kuyumcu, makineden saydı. Yüzüme baktı. 55 bin tamam dedi. Hesabınızda eksiklik mi var dedim. “Evet efendim” dedi. İnşallah bulursunuz, size kolay gelsin dedim.

Mesai dolmuş. Saat 17.30’u geçmiş. Görevli hesabı denkleştirmeye çalışıyor.

Hesaptaki eksik parayı bulabildi mi bilmiyorum. Öyle zannediyorum, o gün bankadan para çeken kaç kişi varsa hepsini tek tek arayacaktır. Bulamadıysa banka o görevliden bu parayı büyük ihtimalle tahsil eder.

Kolay değil, para alma ve para verme olanların işi. Sabahtan akşama ekrandan işlem yapmak kişinin zihnini ve gözlerini yorar, kişiyi sersemletir. Gözünden ve dikkatinden kaçıp bir de fazla ödeme yaptıysa yandı demektir. Kuruşu kuruşuna kasayı denkleştirmesi gerekir.

Bir de para bizim para olunca, işi para olanların işi daha bir zor. Biraz yüksek meblağlı parayı elle saymak mümkün değil zaten. İmdadımıza para sayma makineleri yetişiyor. Bu makineler de olmasa işi para olanlar sabahtan akşama dönüp dönüp para saymaları gerekir. Tam sayarken sayma işinin sonuna yaklaşınca biri gelip bir şey sormaya kalkarsa, sil baştan yeniden sayması gerek.

Bu sayma işi de en büyük paramız 200 lirayla. Bir de deste 10, 20, 50, 100 lira olsa yandın demektir.

Elimizde para sayma makinesi yoksa deste deste parayı kimse saymıyor. Sayarsa da desteyle sayıyor. Bir desteyi uzatıyor. 10 bin, 20 bin şeklinde sayıyor.

Ev aldığımda poşetin içinde adama parayı uzattım. Sayın dedim. Nasıl sayalım bu kadar parayı. Say say baş olmaz dedi. Ben bu parayı bankadan çektim. Bankaya yatırırken banka görevlisi nasılsa makineyle sayıyor. Eksik çıkarsa öderim dedim. Tamam dedi. Saymadan eline alıp bankanın yolunu tuttu.

Bizim parayı cebe koymak da mesele. Ya poşette ya da çantada taşımak zorundasın.

Gönül ister ki bizim paramız da yabancı para gibi olsun. O zaman cepte de taşınır, makineye ihtiyaç duymadan sayarsın da. Bir gün o günleri görürüz inşallah.

2 yorum:

  1. Merhabalar Sayın Hocam.
    Bu zihniyet değişmediği sürece, biz o günleri daha çok görürüz.
    Selam ve muhabbetlerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de öyle. Ha benimkisi gerçekleşmeyecek bir temenni.

      Sil