Ana içeriğe atla

Terörist mi İlan Edildin?

Terörist mi ilan edildin? Kurduğun örgüt terör örgütü kapsamına mı alındı?

Üzülme! Zira dünyanın sonu değil.

Yeter ki azmi elden bırakma. Mücadeleye devam et. Kınayanın kınamasına aldırma.

Varsın sana terörist desinler. Varsın senin örgütünü terör örgütü ilan etsinler. Varsın senin kellene ödül koysunlar. Çok da tın.

Pes etme. Zira gün ola harman ola.

Taktiği de elden bırakma.

Örgütünün adını bir daha bir daha değiştir. Örgütüm ve ben değiştim de. Onlar seni terörist ilan ettikçe yeni isimle duyur ismini ve örgütünü. Kılık kıyafetini, şekil ve şemailini de değiştir. Hatta adını da değiştir.

Sakın kellem gider diye üzülme. Dedim ya gün ola harman ola.

Unutma ki kellene ödül konması sana değer verildiği anlamına gelir. Çünkü kellene ne kadar yüksek ödül konursa bir o kadar değerin artar. Seni kolay kolay öldürmezler, öldürtmezler. Çünkü sen ve örgütünle herkesi korkutmaya devam ederler. Böylece şanın yürür.

Öyle bir zaman gelir ki sen ve örgütün terör görevini yaptıktan sonra sana yeni görev verirler.

Hiç ummadığın bir zamanda sana bir zalimin saltanatına son verdirirler ve kurtarıcı olursun. Yine şanın yürür.

Başına konan para kaldırılır.

Yeter mi? Yetmez. Cumhurbaşkanı bile yaparlar.

Örgütün terör kapsamından çıkarılmadan seni terörist ilan edenler, tükürdüklerini yalayarak seninle görüşme kuyruğuna girerler.

Ülke ziyaretleri yaparsın. Cumhurbaşkanı gibi karşılanırsın.

Umreye bile gidersin.

Nicelerinin dostu ve kardeşi olursun.

Hasılı senin için yükselmenin sınırı yoktur.

Bu demek değildir ki tüm terör başlarını cumhurbaşkanı yaparlar. Bil ki hepinizin ödülü farklı. Seni cumhurbaşkanı yaparlarken bir başkasını dört tarafı nazır güvenilir ve korunaklı bir adaya koyarlar. Yedikleri önünde, yemediği arkasında olur. Hasılı terörist başlarının ödülleri büyük olur. Çünkü büyük oynatmak büyük ödülü kapar.

Bu demek değildir ki her terörist böyle ödüllendirilir. Unutma! Baş teröristlerin başımız üstünde yeri vardır. Senin veya adı sanı duyulmamış terör örgütü peşinden gidenlerin veya terör örgütü üyesi ya da sempatizanı ilan edilenlerin canı cehenneme. Onlar için her türlü ceza azdır zira. Çünkü küçük teröristtir onlar. Aynı şekilde büyük çalanlar toplumda el üstünde tutulur ama küçük ve değersiz şeyi çalan küçük hırsızlar adi suçlu muamelesi görür.

Yorumlar


  1. Cahilliğimi bağışla, kusuruma bakma sayın hocam, konuyu tam anlayamadım. Anlamadan da işe karışmak istemedim.

    YanıtlaSil
  2. Şimdiki yeni adı Ahmet el Şara, önceki adı Colani olan Suriye'nin yeni cumhurbaşkanını işlemeye çalıştım. El Kaide, En Nusra, HTŞ oldu. Bizde bile örgütü terör listesinde. Kellesini ödül kondu. Şimdi ise Cumhurbaşkanı oldu. Öcalan da dört tarafı deniz adada sefasını sürüyor. Bunları işlemeye çalıştım.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda...

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam ...

Sami Hoca

Sami YÜCE İçi nasıldı bilmem ama dışa karşı şen şakrak biri idi.  Bulunduğu ortamlarda insanları güldürmeyi becerirdi. Şaka yapar, şakadan da anlardı. Çağın yaşatan Nasrettin hocasıydı.  Girdiği ortama çabuk intibak sağlar, insanlarla hemen iletişim kurardı.  Uzaktakileri belirli periyotlarla telefonla arayarak hal hatır sorardı.  İnsan canlısı biri idi. Herkesin derdi ile dertlenirdi.  Büyükle büyük, küçükle küçüktü.  Eli açık biriydi. Yedirmekten, izzet ve ikramdan kaçınmazdı. Dinlendik, Avcıtepe, Habiller, Güneysınır İlçe Müftülüğünde, Güneybağ ve Mevlana Mahallesindeki camilerde görev yaptı.  Görevine sadık biri idi. Mesaisi namaz vaktinden namaz vaktine değildi. Namaz harici bile camideydi. Görev yaptığı camileri tertemiz tutar, camlarına varıncaya kadar caminin temizliğini yapardı.  Paraya önem vermediğinden midir para yönünden yüzü pek gülmedi. Paraya ihtiyacı olduğunda kredisi vardı. Kimden borç istese eli boş dönmezdi. Şu gün vereceğim de...