İnsan olup da hata yapmayanı yoktur. Çünkü insan nisyan ile maluldür.
İlk insan Hz Adem de eşiyle birlikte hata işleyenlerden. Halbuki "Sakın şu ağaca yaklaşma" denmişti. Bu emre rağmen Hz Adem ve eşi söz dinlemeyip ağaca yaklaştı. Çünkü şeytanın, "Eğer bu ağaca yaklaşırsanız ölümsüz olacaksınız" iğvasına nefisleri yenik düşmüştü.
Ölümsüzlük vaadinde bulunarak İblis insanı en zayıf noktasından vurmuştu. Çünkü her bir insan bu dünya ne kadar sıkıntılı olsa da ölmeyi istemez.
Biz Adem ve eşi hata yaptı desek de verilen yasak emrini dinlemeyerek Allah'a isyan bayrağını açmışlardı.
Sonuçta Adem ve Havva hata ve isyanlarını devam ettirmez. "Bizim ne suçumuz vardı. Bizi şeytan kandırdı. Şeytanın yanımızda ne işi vardı" gibi mazeret öne sürmeden tövbe ederek pişmanlıklarını ifade ederler.
Allah da "Ben size yaklaşmayın demedim mi? Çekin cezanızı. Asla affetmem. Bittin sen Adem" demiyor. İkilinin tövbesini kabul ediyor. Onları affetmekle kalmıyor. Hz Adem'i peygamber olarak seçiyor. Ona insanları düzelt görevi veriyor.
Yine Kur'an'da Fatır süresi son ayet mealinde, "...yapıp ettikleri yüzünden Allah cezalandırsaydı, Allah yer üstünde hiçbir canlı bırakmazdı..." denmektedir.
Yine hadis olarak "99 kişiyi öldüren bir kişinin duyduğu pişmanlık sonucu bir daha adam öldürmemek için bulunduğu muhiti terk etmesi sayesinde kurtulduğu" anlatılır.
Yine hutbelerde de okunan bir hadis meali şöyle: "Günahından tövbe eden hiç günah işlememiş gibidir".
Kısaca insan hata ve yanlış yapar. Zira hatasız kul olmaz. Önemli olan aynı hata ve yanlışı tekrarlamamak.
Yine insan için tövbe kapısı ölünceye kadar açıktır.
Hata ve yanlış yapanlara karşı bizim tavrımız nasıldır?
Teamül hale gelmiş bir tavrımızın olmadığını söyleyebilirim. Kısaca adamına göre muamele yapılıyor.
Mesela bazı kişilerin hata ve yanlışı arşı âlâya yükseldiği halde görmüyoruz, görmezden geliyoruz.
Önce terörist diyoruz, örgütünün terör örgütü ilan ediyoruz. Başına ödül koyuyoruz. Sonra bir bakmışsın bu kişi, Suriye’nin Cumhurbaşkanı oluyor ya da yapılıyor. Başına konan ödül kaldırılıyor. Terör örgütü listesinden çıkarılmadığı halde örgütünü terör listesine alan devletler tarafından görüşmeler yapılıyor.
Kırk bin kişinin ölümünden sorumlu tuttuğumuz, yakalandıktan sonra ağırlaştırılmış müebbede mahkum ettiğimiz ve terörist başı dediğimiz kişiyi dışarıya çıkarmanın yollarını arıyoruz.
Cezaevi mahkumlarını kader kurbanı deyip çıkardığımız infaz yasası ile ya ceza indirimine gidiyoruz ya da genel afla salıyoruz.
Hata ve yanlış yapıp da herkes böyle şanslı değil. Kimini içeride tutmaya devam ediyoruz kimini içeri atmanın yollarını arıyoruz.
Yargı yüzü görmeden KHK ile kamudaki görevinden el çektiriyoruz. Yine yargı yüzü görmeden komisyon kararıyla görevine son veriyoruz. Son vermekle kalmıyoruz. Bir süre özel sektörde çalışmasının önüne mani çıkarıyoruz.
KHK ve komisyon kararıyla görevine son vermek için gerekirse geriye dönük suç ihdas ediyoruz. Zamanında suç kabul edilmeyen hareket ve tavırları suç kabul ediyoruz.
Kurtarmak istediğimizi at izi, it izine karıştı deyip kurtarıyoruz. Kurtarmak istemediklerimize ise direniyoruz.
Daha çocuk diyebileceğimiz, okulu yeni bitirmiş, daha sorumluluk almamış genç askerleri emre uyumadılar diye kapının önüne koyuyoruz.
Kısaca kişi pişman mı, değil mi, bu yanlışı bir daha yapar mı bakmıyoruz. Bu kadar ceza kafi demiyoruz. Sen bunu yaptın, asla affetmem deyip kestirip atıyoruz. Kimseyi kazanmak istemiyoruz.
Allah bile tövbe kapısı ile insanı yaşatmaya ve iyi olmaya sevk ederken bu kullarına ne oluyor böyle? Allah her suç işleyen canlıyı öldürmediği halde biz niye insanımızı ölmekten beter yapıyoruz?
Diyelim ki güç bizde. Biz istediğimizi yaparız. Peki, korku dağları oluşturarak, insanları ölmekten beter yapmak ve kamudan ihraç etmek çözüm mü? Niçin bu hata ve yanlış yapanları kazanmaya çalışmıyoruz? Sahi attıklarımız, cezalandırdıklarımız, terör örgütü üyesi diye yaftaladıklarımız, Öcalan’dan ve bugün Cumhurbaşkanı ve Suriye’nin kurtarıcısı muamelesi gören el Şara’dan daha mı kötüler? Kötülerse, canları cehenneme! Ya değillerse... Unutmayalım ki her kişi ikinci bir şansı hak eder.
Yorumlar
Yorum Gönder