Muhammed Âbid el-Câbirî’nin tespiti (özet olarak): 1.Hz. Peygamber ve Sahâbe döneminde, yaşanan Kur’an ahlakına göre - Peygamber ve halifeler dâhil- hak hukuk konularında herkes herkese eşitti. 2.Sonra Emevîler iktidar oldu ve Müslüman yönetimler -çeviriler üzerinden- “kisrâ (İran kralı) değerleri”yle tanıştılar. 3.O değerler sisteminde üç türlü ahlak vardı: a- Sultanın (devleti yönetenin) ahlakı bireysel seçkinlik ve ululuk üzerine kuruluydu. Sultan “halifetullah” (Allah’ın vekili) ve “zıllullah” (Allah’ın gölgesi) idi; ona kimse hesap soramazdı. b- Sultanın özel çevresinin ahlakı; onlar sultana hizmet eder, yanlış yapıp sultanın gazabına uğramaktan sakınırlardı. c-Halkın ahlakı ise itaat etme ve sabırlı olma üzerine kuruluydu.” Câbirî’ye göre bu ahlak tarzları, zamanla Müslüman toplumların kültürü haline geldi. “İslam ülkelerinde bu devlet anlayışı din adını da kullanarak bugüne kadar devam etti” (el-Aklu’l-Ahlâkî el-Arabî, s. 136-139, 169, 194-225, 234,...