Ana içeriğe atla

Konya Gar Otoparkı

Bu fotoğrafı ortasından çektim. Arkamda da sağlı sollu yola park edilmiş bir o kadar araç var.
Burada düğün mü var demeyin. Olsa olsa cenaze olabilir demeyin. Saatlik bir etkinlik vardır burada hiç demeyin.
Burası Konya Gar'ının Havzan girişindeki cadde.
Orada İstasyona ait büyükçe bir park var. Bu park varken niye yola park edilmiş demeyin.
Doğrudur. Orada büyük bir park var. Ama bu park, halihazırda araç trafiğine kapatıldı. Araç girmesin diye kapısına kocaman bir kilit vuruldu.
Bu müsait park kapatılınca; yolcu almak, yolcu göndermek isteyenler; İstanbul, Ankara ve Eskişehir'e günübirlik gidip gelenler ise araçlarını yol üzeri iki taraflı park etmek zorunda kaldı.
Aracımı parka koyarım diye gelenler şaşırıyor, gelip geçenler şaşırıyor.
Geçici bir durum mu bu? Hayır.
Parkta çalışma mı yapılıyor? Hayır.
Bu park başka bir amaçla mı kullanılacak? Hayır.
O değil, bu değil. O zaman önemli bir ihtiyacı gideren bu park niçin kapatıldı? Öğrendiğimize göre belki de yüz araçlık büyük park güvenlik amaçlı kapatılmış. Bomba konur endişesiyle emniyet uyarmış. Bu parka ya eleman koyacaksınız ya güvenlik kamerası döşeyeceksiniz ya da boşaltılacak demiş.
İstasyon müdürlüğü de çareyi parkı boşaltmada bulmuş, kapısına bir kilit vurmuş. Bundan sonra koca park atıl bir şekilde bomboş bekletilecek.
Gelen onca araç ise mecburen yol boyu park edilecek.
Bu dar cadde işlek bir cadde. Resimde göründüğü gibi iki taraflı araç konduğuna göre bu demektir ki karşıdan araç gelirken araçlar birbirine yol vermek zorunda.
Bu problem kısa zamanda çözülmezse, Gar yönetimi geri adım atmazsa, emniyet bomba tehlikesi tedbirinden vazgeçmezse, bundan sonra bu yol bu şekilde araç yığını haline gelecek. Park edecek yer bulamayan Gar yolcusu, civardaki meskûn mahallin önüne, daracık sokaklara aracını koymak zorunda kalacak. Yolcu indirecek araç sahibi ise tek şerit olarak işleyen yolda durarak yolcusunun indirmek zorunda kalacak. O yolcusunun indirirken arkasındaki araçlar durmak zorunda kalacak.
Teröristler gelip bu parkta bomba patlatabilir mi? Bu ülkenin terörden epey ağzı yandığına göre parkta bomba patlatmak ihtimal dahilinde. Sadece burada değil, her yerde bu bombalar patlatılabilir. Yalnız bomba patlatılma ihtimali var diye tedbir amaçlı parkı boşaltmak çözüm değil, olsa olsa olmayan yeni bir problem üretmektir.
Yetkililerin tepki çeken bu kararlarını yeniden gözden geçirmelerinde fayda görüyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda...

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam ...

Sami Hoca

Sami YÜCE İçi nasıldı bilmem ama dışa karşı şen şakrak biri idi.  Bulunduğu ortamlarda insanları güldürmeyi becerirdi. Şaka yapar, şakadan da anlardı. Çağın yaşatan Nasrettin hocasıydı.  Girdiği ortama çabuk intibak sağlar, insanlarla hemen iletişim kurardı.  Uzaktakileri belirli periyotlarla telefonla arayarak hal hatır sorardı.  İnsan canlısı biri idi. Herkesin derdi ile dertlenirdi.  Büyükle büyük, küçükle küçüktü.  Eli açık biriydi. Yedirmekten, izzet ve ikramdan kaçınmazdı. Dinlendik, Avcıtepe, Habiller, Güneysınır İlçe Müftülüğünde, Güneybağ ve Mevlana Mahallesindeki camilerde görev yaptı.  Görevine sadık biri idi. Mesaisi namaz vaktinden namaz vaktine değildi. Namaz harici bile camideydi. Görev yaptığı camileri tertemiz tutar, camlarına varıncaya kadar caminin temizliğini yapardı.  Paraya önem vermediğinden midir para yönünden yüzü pek gülmedi. Paraya ihtiyacı olduğunda kredisi vardı. Kimden borç istese eli boş dönmezdi. Şu gün vereceğim de...