Ana içeriğe atla

Aileler Yaşadı

Aile Yılı dolayısıyla devlet, evliliği teşvik etmek ve nüfusun artmasına katkıda bulunmak amacıyla bir dizi teşvik paketi açıkladı. Buna göre;
1.Evlenecek gençlere 48 ay vadeli, 2 yıl ödemesiz ve faizsiz 150 bin lira evlilik desteği verilecek. Bunun için çiftler, e devlet üzerinden başvuru yapabilecek. Başvuru yapabilmek için “başvuru tarihi itibarıyla çiftlerin, 18-29 yaş arasında olmaları, taşınmaz sahibi ya da hissedarı olmamaları, çiftlerin son 6 aylık gelir toplamı ortalamasının ve son aya ait gelirleri toplamının asgari ücretin 2,3 katından fazla olmaması, başvuru tarihi itibarıyla resmi nikah gününe en az 2 ay, en fazla 6 ay kalmış olması şartlarını taşıması gerekiyor”. (Bu durumda bu fona başvuru yapamıyorum. Çünkü yaşım tutmuyor. Oğlum yararlansın istiyorum. Onun da niyeti yok. Bu durumda bahtıma yanayım.)
2. Doğum yardımı desteği de veriliyor. Doğum yardımı alabilmek için 1 Ocak 2025 itibariyle doğacak ilk çocuğa tek seferlik 5000 lira verilecek. (Oğlum evlenmediğine göre bu paradan da nasiplenemiyoruz. Ben ise 2025 öncesi evlendiğinden bu oranda bir paradan yararlanamıyorum. Yeni bir çocuğum olursa diye hanıma bir söyledim. Duvardaki eleği gösterdi. Ne alaka elek dedim. Sen unu eledin, eleği duvara astın dedi. Hasılı bir bardak soğuk suyla hararetimi söndürmeye çalışacağım.)
3 - 1 Ocak 2025'ten sonra ikinci çocuğuna sahip olan bir annenin hesabına her ay 1500 lira yatırılacak. (5 binden geçtim. 1500’den de yararlanamıyorum. Hoş, yararlansam da hanımın hesabına yatacakmış. Hanım bu paradan bana zırnık koklatmazdı.)
4 - İlk ve ikinci çocuğunu 1 Ocak 2025'ten sonra dünyaya getiren bir anneye üç ve üzeri çocuğu dünyaya geldiğinde, 3 çocuk sahibi olan bir annenin hesabına aylık 6 bin 500, 4 çocuklu bir anneye ise aylık 11 bin 500 lira ödeme yapılacak. (Bu durumda 2025 öncesi doğan çocuklar üvey, sonrası doğanlar devletin öz evladı. Aynı şekilde 2025 öncesi doğum yapan kadın üvey anne, sonrası doğum yapan kadın ise öz anne. Hasılı yaşın genç ve 2025’de evlenmek ve çocuk sahibi olmak varmış.)
5. Doğum yardımları, çocuklar beş yaşını dolduruncaya kadar devam edecek. (Anneler yaşadı.)
6. Yardımlarda herhangi bir kriter gözetilmeyecek. (Sanırım, zengine de fakire de bu yardım yapılacak.)
7. Çiftler, 81 ile yaygınlaştırılan Aile ve Gençlik Fonu'na yani 48 ay vadeli ve 2 yıl geri ödemesiz 150 bin lira tutarındaki destek için e devlet üzerinden başvuru yapabilecek. (Bu 150 bin çiftin her birine ayrı ayrı mı verilecek yoksa toplam bu kadar mı? Burası izaha muhtaç. Bir de bu destek 2025 sonrası evlenmek isteyenlere de devam edecek mi? Burası da kapalı. Sanırım 2025’le sınırlı. Şayet böyle ise benim oğlan 2025’den sonra evlenir.)
Hasılı aile yılında aile desteği ve çocuk yardımı bununla sınırlı değil. Devlet çalışan kadını da düşünmüş. O da şu:
8. Kadınların ev ve işleri arasında bir tercih yapmak zorunda kalmamaları için esnek ve uzaktan çalışma modelleri hayata geçirilecek.
9.Halihazırdaki kreşlerin sayısı artırılarak ülke genelinde yaygınlaştırılması sağlanacak.
Haydi gençler, göreyim sizi. Gördüğünüz gibi devlet kesenin ağzını açmış. Sayenizde geriye doğru giden nüfusumuz artacak.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda...

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam ...

Sami Hoca

Sami YÜCE İçi nasıldı bilmem ama dışa karşı şen şakrak biri idi.  Bulunduğu ortamlarda insanları güldürmeyi becerirdi. Şaka yapar, şakadan da anlardı. Çağın yaşatan Nasrettin hocasıydı.  Girdiği ortama çabuk intibak sağlar, insanlarla hemen iletişim kurardı.  Uzaktakileri belirli periyotlarla telefonla arayarak hal hatır sorardı.  İnsan canlısı biri idi. Herkesin derdi ile dertlenirdi.  Büyükle büyük, küçükle küçüktü.  Eli açık biriydi. Yedirmekten, izzet ve ikramdan kaçınmazdı. Dinlendik, Avcıtepe, Habiller, Güneysınır İlçe Müftülüğünde, Güneybağ ve Mevlana Mahallesindeki camilerde görev yaptı.  Görevine sadık biri idi. Mesaisi namaz vaktinden namaz vaktine değildi. Namaz harici bile camideydi. Görev yaptığı camileri tertemiz tutar, camlarına varıncaya kadar caminin temizliğini yapardı.  Paraya önem vermediğinden midir para yönünden yüzü pek gülmedi. Paraya ihtiyacı olduğunda kredisi vardı. Kimden borç istese eli boş dönmezdi. Şu gün vereceğim de...