Kiracıdan dönüş olmayınca evi babasına vermiştim. Nedir durum diye babasını aradım. Bizim kiracı, bir yolunu bulup kaçak yollarla yurtdışına gitmiş. Görüştüğümde söyleyeyim de sizi arasın dedi.
Ertesi gün oğlu aradı. Abi, babamı aramasan iyiydi. Keşke beni arasaydın dedi. İyi olurdu ama sizden dönüş olmayınca, mecbur kaldım. Üstelik sana mesaj gönderdim dedim. O zaman yolda idim. Baktım ama okumadım. Sonra da yazdığınızı sildiniz dedi. Pekala sonradan abi bir şeyler yazıp sildiniz. Müsait değildim. Tekrar gönderebilir misin diyebilirdin dedim. Abi, evden çıkınca helalleşmiştik dedi. Alacak vereceği konuşmadan helalleşme olur mu? Bugün yarın ararsın diye bekledim durdum dedim. Abi, yazdıklarını bir gönder dedi. Gönderdim. Ben müsait olunca bir okuyayım. Dönerim dedi.
Birkaç gün sonra aradı. Abi baktım. Hepsini kalem kalem yazmışsın. Pek alacak verecek yok gibi. Yalnız ben beş ay değil, dört ay oturdum. Dolaplar için ödemeyi ikinci ay başlatmışsın. Daha o zaman dolaplar takılmamıştı dedi. Beş ay oturdun. Aralığın ilk haftası boşalttın. İlk ay temizlik bedelini düşerek bir beş bin verdin. İkinci ay bana 3000 gönderdin. 2500'ünü de mobilya için kiradan düştük dedim. Üçüncü ay kirayı on beşinden beşine çekelim dedin. Çektik. Düğün hediyesi ve mobilyacı parasının düştükten sonra 1166 lira gönderdin. Dekontları çıkartırsan görürsün. Ekim ve kasım kirası, yakıt gideri ve kapıcı aidatları duruyor. 15000 olan dolap parasından ilk beş binini Ağustos ve eylül ayında düştük. Geriye kalan 10 bin dolap parasını da düşersek, 2500 küsur bir alacak kalıyor dedim. Döndü döndü. Daha ağustos ayında dolap yoktu diyor. İlk kiradan sonra dolap yaptıralım dedin. Tamam dedim. Ağustostan itibaren düştüm. Verdin veya vermedin. Toplam 15000 mobilyacı parasından ne aşağı ne yukarı bir rakam. Ne fark eder dedim. Beyefendi, ağustos ayında mobilyacıya para verdin veya vermedin dediğime bozulmuş. Beni mobilyacıya para vermemekle itham ettin dedi. Öyle bir niyetim yok. Ben sadece dolap parasını düştüğümü söylüyorum dedim.
Sonunda, delikanlı, işin parasında değilim. İstedim ki aramızda hak hukuk kalmasın deyince, parasında değilim diyorsun ama her şeyi yazmışsın, hiçbir ayrıntıyı atlamamışsın demez mi? Delikanlı, ayıp ediyorsun. Parasında olsam, sen evden çıkalı bir yıla yaklaştı. Bugüne kadar tek kelime etmedim. Böyle diyerek ayıp ediyorsun. Sonra yazmanın neresi ayıp. Bak sen yazmamışsın. Mobilya parasını bir 11 bin diyorsun, acaba 14 bin miydi diyorsun. Yok 15 bin idi diyorsun. Acaba 16 bin miydi diyorsun. Bak ben yine parasında değilim. İki lafının biri aşağı yukarı alacak verecek yok diyorsun. Hatta ben şunları şunları yaptırdım diyorsun. Şayet benim sana vereceğim kaldı ise ben göndereyim dedi. Bereket, borcun yok dedi.
Delikanlı, borcun var dediğime pişman ettin. Alacak verecek yok. Senin ve babanın telefonlarını engelliyorum. Bundan sonra muhatap değiliz. Yolun açık olsun deyip telefonu kapattım.
Başımdan geçen alavereyi ayrıntıya girerek anlatmaya çalıştım. Gördüğünüz gibi öyle büyük alacak verecek yok. Alacağım 2544 lira beni ne öldürür ne de ondurur. İstedim ki kuruş da olsa kimseye ne borcum kalsın ne de kimsede alacağım.
Bu kiracı normalde böyle biri değildi. Öyle görünüyor ki kafasını hala toparlayamamış. Toparlaması da kolay değil. Allah kimseye vermesin bu durumu. İstedim ki evimden çıktıktan sonra da birbirimizin yüzüne bakacak hukukumuz olsun.
Deseydi bana, abi, hala kendimi toparlayamadım. İnan kuruşa ihtiyacım var. Durumum düzgün olsaydı, arar, ödeme yapardım deseydi, üste para gönderirdim.
Bana, para hesabı yaptığımı söylemesi zoruma gitti. Para hesabı yapsaydım, kira dolayısıyla daha dün tanıdığım kimseye, 500 lira temizlik yardımı, 150 lira düğün hediyesi vermezdim. Beşinde verdiğim evin kirasını on beşinde başlatmazdım. Kira gecikti mi arardım. Mobilya zamanı değil, ben şu kadar masraf ettim. Yaptıramam derdim. Evin salonuna ve yatak odasına matkapla delik açmak suretiyle yıprattığı boyadan dolayı evi boya derdim. Eşi ile kavgalı ayrıldığından dolayı çelik kapıya ve kilidine verdikleri zararı karşılayın derdim. Alacağımı bir sene beklemezdim. Gidip mobilyacıyı bulup dolapları kaça yaptın derdim. Çünkü kah 11, 14, 15, 16.000 lira rakamlarını telaffuz etti. Hasılı kiracının bana verdiği hakı b.kunu kurtarmadı. Doğru dürüst kullanmadığı evi yıprattığına da değmedi. Toru topu kendisinden 9666 lira almış oldum.
Böyle biri için değer miydi yaptıklarım? Düşünüyorum da değmezmiş. İnsanlar iyiyken iyiymiş. Borcunu isteyince kötü oluyormuşsun. Halbuki her görüştüğümüzde, abi, çok iyisin, çok anlayışlısın. Başkası bu kadar iyiliği yapmaz, bu kadar hoşgörülü olmaz derdi. Ne zaman ki kalan borcumu istedim. Para göz olup çıktım.
En iyisi yaptığım iyilikse denize atayım. Görünen o ki denizdeki balık bilmiyor.
Merhabalar.
YanıtlaSil"Kiralık evin mi var? Derdin var" derler. İşte böyle, ben de başka türlülerini yaşadığım kiralık evimi satmak zorunda kaldım. Sayın hocam bu memlekette sadece başını sokacak bir evin olacak, başka kiralık ne evin, ne de dükkanın olacak. Yani kısacası hiç kiracın olmayacak. Kiracısı olmayan kişiler çok mutlu, başları ağrımaz, uykuları kaçmaz. Daha önce de tanıdık biri tarafından vermiştiniz bu evi kiraya. Bu anlattığınız kiracı olayı en son yaşadığınız olay mı?
Sayın hocam siz yine kiracınızla bir yıl sonra da olsa , görüşerek içinizi boşaltmışsınız. Ben kiracıma ulaşamadım ki, içimi boşaltayım. Sayın hocam iyilik gariptir. Bırak bu kiracıyı, elin adamıdır; çekirdek aile fertleri arasında neler yaşanıyor, neler...
Selam ve saygılarımla.
Aynı kiracı ve ilk kiracım. Üst komşu bulmuştu. Vefat etti kendisi. Elbette ne kadar az olursa o kadar rahat edersin. Varsa derdi de büyük oluyor. Bizim ülkede her şeyin sorun olmasının temelinde her işimizi güven esasına dayalı yürütüyoruz. Güven de her defasında yarı yolda bırakıyor. Allah iyilerle karşılaştırsın. Size de geçmiş olsun.
YanıtlaSilMerhabalar Hocam.
SilKonuyu anladım. "Her işimizi güven esasına dayalı yürütüyoruz. Güven de her defasında yarı yolda bırakıyor." sözünüze aynen iştirak ediyorum. Çok güzel ve yerinde bir saptama.
Şimdi ne yapacaksınız, evinizi kiraya vermeye devam edecek misiniz?
Yüce Allah, cümlemizi iyi insanlarla karşılaştırsın.
Selam ve saygılarımla.
Evi ilk kiracının ardından yine üst komşunun referansı ile yani yine güven esasına göre verdim. Referans olan vefat etti. Bu yeni kiracım ilki gibi çıkmadı. Pek dürüst. Çok memnunum. İnşallah böyle devam eder. Evi satma düşüncem var. Alım satımlarda biraz tembelim. Hayırlısı inşallah.
YanıtlaSil