12 Kasım 2024 Salı günü akşam saatinde çarşıdan eve adımlarken üç kişiden müteşekkil (kalmış) aile efradını arayarak akşam yemeğini dışarıda yiyelim. Kelle paça içelim dedim.
Onlar evden ben de çarşıdan kavilleştiğimiz çorbacıya doğru adımlarken yollarımız bir yerde kesişti. Birlikte tankın karşısındaki çorbacıya doğru yürüdük.
Çorbacıya varırken tankın bulunduğu kavşağın trafiğini sair günlere göre daha yoğun gördüm. Bir kaza olmalı dedim. Lokantaya girdik. Kavşağı gören bir masaya oturduk.
Önümüze yemek menüsünü getiren gence, karşıda kaza mı var dedim. Bir mobilet süren düşmüş dedi. Küçük bir kaza olmalı dedim.
Bir taraftan çorbamızı beklerken kavşaktaki yoğunluğu izliyorum. Ne olup bittiğini anlamaya çalışıyorum. Buradaki kavşak diğer kavşaklara göre biraz yüksek olduğu için olup biteni tam göremiyorum.
Az sonra ambulans geldi. İyice tıkanan kavşağı açmak için insanımız trafiği düzenledi. Eksik olmasınlar.
Ambulans yaralıyı alıp gitmedi. Epey bir oyalandı. Trafik polisi de geldi bu arada.
Birkaç defa bu kaza bir mobiletçinin düştüğü kaza değil, daha büyük olmalı. Gidip bakayım diye niyetlendim. Nedense yerimden kalkıp gitmedim.
Nice sonra ambulans gitti. Polis arabası uzun süre durdu.
Çorbamızı içip evimize yollandık.
Ertesi gün ne yapayım derken Meram Devlet Hastanesine yürüyeyim. Hem yürüyüşümü yapar hem de oradaki doktor arkadaş müsait ise kısacık bir ziyaret yapayım. Vakti varsa belki yürüyüş de yaparız dedim. Çünkü zaman zaman idari görevi olan bu arkadaşla öğle arası adımlarız.
13.20 gibi hastaneye geldim. Odasına gitmeden telefonla aradım. Cevap vermedi. Mesai başlasın diye bahçede oturup bir şeyler yazmaya koyuldum. Az sonra bahçedeyim. Müsait isen görüşmek isterim mesajı yazdım. Mesaj görülmesine rağmen geri dönüş olmadı. Sanırım müsait değil deyip geldiğim gibi geri döndüm.
Çarşamba pazarına uğradım. Çıkışta oğlan bir mesaj göndermiş: "Baba, bir motorlu bir yayaya çarpmış. Sanırım kaza geçiren sizin arkadaş olmalı. Kırık var sanırım" diye. Baktım bizim arkadaş. Verdiği bilgiye göre kaza, dün akşam benim çorbacıda iken gördüğüm kazadan başkası değildi. Yine oğlanın verdiği bilgiye göre arkadaşın Meram Tıp'a kaldırıldığını öğrendim.
Çarşamba Pazarından Meram Tıp'a yöneldim.
Poliklinikler girişinden danışmaya kazazedenin ismini verdim. Nerede olabilir dedim. Önündeki sisteme bakmadan üçüncü kattaki ortopediye git dedi.
Ortopedi servisindeki görevliye şu isimli bir hastanız var mı dedim. Sisteme baktı. Öyle isimli biri yok dedi.
İndim merdivenlerden. Acil tarafına geçtim. Oradaki sekretere hastanın adını ve babasının adını vererek sordum. Üçüncü kat reanimasyonda dedi.
İlgili yere geldim. Birkaç kişi reanimasyon önündeki bekleme salonunda idi. Onlara doktorun yakınları mısınız dedim. Yeğeni ve kardeşi imiş bekleyenler. Sol ayağında üç kırık olduğu, ameliyat edildiği, durumunun iyi olduğu bilgisini aldım. Geçmiş olsun diyerek yanlarından ayrıldım.
Bu arkadaşa çarpan sürücü 16 yaşında bir çocuk. Arkadaş yaya geçidinden geçerken gelip vurmuş. Çocuğun devlet nezdinde ceza ehliyeti olmadığı gibi ehliyeti de yoktur. Kenarda köşede de sürmüyor bu çocuk. Trafiğin yoğun olduğu cadde, sokak ve kavşakta bu tip çocukları her zaman görmek mümkün.
Önüne gelenin altında mobilet, daha büyüğü, bisiklet var. Trafik kurallarına uyan pek az sayıdaki iki tekerlekli sürücüyü bir tarafa bırakırsak, büyük çoğunluğu için trafikte kurala uymak hak getire. Nereden çıkacakları belli değil. Kah kaldırımda sürerler kah ters yoldan gelirler. Normal bir hızla da sürmüyorlar. Bir de bağırtanlar var.
Olan da bu doktor arkadaşın başına geldiği gibi insanımıza oluyor.
Arkadaşın bu durumuna üzüldüm. Bir an için bu arkadaşın tempolu yürüyüşüne nazar değdim galiba dedim. Çünkü çok teknik yürüyen, yürüyüşü seven biriydi. Nereye giderse önceliği yürümek idi. Birlikte zaman zaman yürürken hiç geri kaldığını görmedim. Hatta ondan geri kalmamak için adımlarımı sıklaştırdığım olur.
Çorbacıda iken birkaç defa niyetlenmeme rağmen kalkıp kaza yerine gitmediğine de pişman oldum. Gitseydim, en azından yere düşmüş telefonunu alır, ailesini bilgilendirirdim. Çünkü başkasının yanlış bilgilenmesiyle hastaya ulaşmak için ailesi epey bir zaman kaybetmiş.
Bu kaza, küçük olsun, büyük olsun, gördüğüm kazaya bigane kalmamam gerektiğini bana göstermiş oldu.
Gelmiş geçmiş olsun. İnşallah en kısa zamanda kazadan bir iz kalmayacak şekilde aramızda görürüz kendisini.
Yorumlar
Yorum Gönder