Ana içeriğe atla

Problemin Kaynağı Bir Trafik Canavarı

Bir sürücü, bir yakınımın arabasına arkadan vurmuş. Yakınımın arabasında fazla bir hasar yok. Kendisininkinde ise fazla hasar fazla.
Görünür veya görünmez kaza. İnsanlık hali olur böyle şeyler. 
Arkadan vurmuş isen her halükarda suçlusun. 
Suçludan beklenen özür dilemektir. 
Ama bu suçlu başka bir suçlu. Suç bastıran türden. Hem suçlu hem güçlü hem kaba hem saba. İnsanlıktan nasibini almamış bir mahluk. 
Başlar sayıp dökmeye: “Kadın sürücü yüzünden yaptığım bu üçüncü kaza. Bu kadınlar niye böyle? Ben bunların elinden daha ne çekeceğim böyle. Şöyle yapsaydın, ben kaza yapmazdım” türünden had bilmez konuşmalar. Karşıda kadın varmış, biraz nazik olayım gibi nezaket beklemek bu aklı evvelden mümkün değil. Üstelik kadının yanında küçük çocuğu var. Ne kadına saygısı var ne de çocuğa. Çocuk korkmuş umurunda bile değil. Varsa yoksa arabası. 
Suçlu ama güçlü kimsenin bakılır ki susacağı yok. Işıklarda görevli trafik polisi çağrılır. İnsanlıktan nasibini almamış bu insan azmanı polisin yanında da sesini kısmaz. Polis de sessiz bir şekilde dinler. Adama ne diyorsun. Suçlusun, sus bari bile demez. Güya ışıkta görev yapıyor, trafiğin güvenli akmasından sorumlu. Bunu da polis diye kavşağa koymuşlar. Belli ki kalabalık etsin diye bırakmışlar buraya. 
Yakınım laftan ve nezaketten anlamaz bu insan müsveddesi için tutanağa da ihtiyaç duymaz. Uzaklaşır oradan. 
Plakası alınan bu densizin aynı gün ters yola girdiği için 6000 TL ceza yediği tespit edilir. 
Şimdi problemin kaynağı olduğunu kabul etmeyen bu kaba ve saba erkek sürücünün kadın yüzünden yaptığı diğer kazalara da bakmak lazım ama bence yersiz. Çünkü belli ki hatanın kaynağının kendisi olduğunu kavramaktan aciz bir trafik canavarı var karşıda.
Erkek sürücülerde olduğu gibi kadın sürücüler arasında da acemi olan yok mu? Var. Bazen önünde giderken öndeki aracı sürenin kadın olduğu sürüşünden belli olur. İyi bir sürücü, öndeki araca göre takip mesafesini ayarlar. Öndeki sürücünün ikircikli sürüşüne göre tedbirini alır. Hem bunları yapmayacaksın hem de vurduktan sonra vaveylayı koparacaksın. 
Tek kelimeyle insaf... 

Yorumlar

  1. Merhabalar Sayın Hocam.
    Önce trafik kazasına uğrayan yakınınıza geçmiş olsun dileklerimi iletir. Bundan böyle kazasız belasız hayırlı günler dilerim. Hocam trafikte sen istediğin kadar dikkatli ol, kurallara uy; bu kazanın gelmemesine yetmiyor. Trafiğe iştirak eden tüm sürücülerden bu davranış beklenir ki, kazasız belasız bir gün yaşanabilsin. Hele bu kazaya iştirak eden sürücü bir de yobaz, halden anlamaz, ahlaksız bir deyus çıkarsa, yandı gülüm keten helvası. Allah yardım eylesin.

    Diresksiyonun başına geçen her sürücü, kendini en iyi, en doğru sürücü olarak görür. Kontrolsüz kavşakta geçiş önceliği kimin diye sorsan, doğru cevabı veremez! Çünkü bilmez. Döner kavşağa giren sürücüler, kavşak içinde bulunan araçlara yol vermelidir. Döner kavşağa senden önce girmiş bulunan araçların geçiş üstünlüğü vardır.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sağ olun Recep Bey. Bizim yakına denk gelen suçlu da tam dediğiniz gibi kaba ve yobaz biri. En iyi şoförü diyen çoğu kimse bu ülkede çoğu kuralları bilmez. Bilse de uygulamaz. Hele Konya'da dönek kavşak önceliğine riayet yok denecek kadar az. Bu da çoğu kazalara yol açıyor.

      Sil
  2. Merhabalar.
    Gerçiş üstünlüğü ve geçiş önceliği farklı kavramlardır. Ben yorumda bunlardan bahsederken yanlış yaptığımı hatırlayarak aşağıdaki açıklamayı yapmak ihtiyacı hissettim.
    Geçiş üstünlüğü olan araçlar ise şunlardır:
    Acil hasta veya yaralı taşıyan ambulans ve özel araçlar.
    Organ veya doku taşıyan araçlar.
    Olay yerine giden itfaiyeler.
    Kar ya da buz mücadelesi için çalışan araçlar.
    Koruma görevini üstlenmiş kişilerin kullandığı araçlar (polis, jandarma ve benzeri)
    Ben önceki yorumda geçiş önceliği ve geçiş üstünlüğünü karıştırdığımı hatırlayarak geri döndüm. Geçiş önceliği demem gerekirken, geçiş üstünlüğü dedim herhalde.
    Bir de kontrolsüz kavşaklarda dönen araçlar, düz gidene ve sürücü sağ tarafındaki araçlara geçiş önceliği vermesi gerekir.
    Selam ve saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Zaman zaman geçiş önceliği ile geçiş üstünlüğünü ben de karıştırdığım olur. Birbirinin yerine kullanırım.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Sami Hoca

Sami YÜCE İçi nasıldı bilmem ama dışa karşı şen şakrak biri idi.  Bulunduğu ortamlarda insanları güldürmeyi becerirdi. Şaka yapar, şakadan da anlardı. Çağın yaşatan Nasrettin hocasıydı.  Girdiği ortama çabuk intibak sağlar, insanlarla hemen iletişim kurardı.  Uzaktakileri belirli periyotlarla telefonla arayarak hal hatır sorardı.  İnsan canlısı biri idi. Herkesin derdi ile dertlenirdi.  Büyükle büyük, küçükle küçüktü.  Eli açık biriydi. Yedirmekten, izzet ve ikramdan kaçınmazdı. Dinlendik, Avcıtepe, Habiller, Güneysınır İlçe Müftülüğünde, Güneybağ ve Mevlana Mahallesindeki camilerde görev yaptı.  Görevine sadık biri idi. Mesaisi namaz vaktinden namaz vaktine değildi. Namaz harici bile camideydi. Görev yaptığı camileri tertemiz tutar, camlarına varıncaya kadar caminin temizliğini yapardı.  Paraya önem vermediğinden midir para yönünden yüzü pek gülmedi. Paraya ihtiyacı olduğunda kredisi vardı. Kimden borç istese eli boş dönmezdi. Şu gün vereceğim derdi. Borcun günü geldiğinde gerekirse b

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder