Bir insan hep mi konuşur?
Sadece çenesi mi çalışır?
Bu çene hiç mi yorulmaz?
Bu çene hiç mi arızalanmaz?
Bu çenenin hiç mi pili bitmez?
Bu çene yoruldum, biraz dinleneyim de mi demez?
Bu çenenin TV düğmesi gibi bir kapatma düğmesi olmaz mı?
Bu çene, hiç mi benden bu kadar demez?
Bu çeneye destek veren organlar hiç mi yeter deyip isyan etmez?
Bu çene hep mi boş konuşur?
O ağızdan hiç mi faydalı bir şey çıkmaz?
Bu çeneden boş, lüzumsuz ve gereksiz söz mü çıkar hep?
Bu çenenin çene dövmekten başka bir işlevi yok mu?
Hep mi çene dövecek bu çene?
Bu çenenin tek işlevi kafa ütülemek mi hep?
Bu çenenin hiç mi insafı yok?
Bu çene, çenemin zekatı susmaktır, biraz da zekât vereyim demez.
Bu çene, çene çalmaktan ziyade susmanın da bir nimet olduğunu niçin düşünmez?
Bu çene ne yer ne içer de bu kadar yavan konuşur?
Bu çene niçin susma orucuna niyetlenmez?
Bu çenenin niçin çenesi düşük böyle?
Çenenin açılmasına büyük destek veren iki dudak, bu çenenin emellerine alet olmaya daha be kadar devam edecek?
Belli ki bu çene de Allah korkusu yok. Kuldan utanma da mı yok?
Belli ki bu çenede maruz bıraktığına empati uygulama da yok.
İnsan yaşlanınca niçin çeneye verir böyle hep?
Yoksa çene yaşlıların ayakta kalan tek sermayesi, tek koltuk değneği midir?
Yorumlar
Yorum Gönder