Ana içeriğe atla

Dıamond Tema

Dıamond Tema'yı ilk defa Sinan Canan ile bir video programında izlemiştim. 

Agnostik olduğunu söyleyen bu genci, görüşünden ziyade teklemeden altı dolu ve efendice konuşması, bilgi ve birikimi, saldırgan bir tavır göstermemesi ve saygılı bir profil çizmesinden dolayı takdir etmiş ve yazı konusu edinmiştim. 

Daha sonra birkaç videosunu daha izledim. Fazlaca takipçisinin olduğu bir YouTuber idi.

Hz Ayşe'nin evlilik yaşıyla ilgili videosundan dolayı hakkında yakalama kararı çıkarıldığından dolayı ülkeyi terk etmişti. 

Bugün bir arkadaş bir videosunu gönderdi. 27 dakikalık videoyu dinledim. Benim ilk izlediğim, efendiliğine ve saygınlığına hayran kaldığım Dıamond Tema gitmiş. Bir küfürbaz gelmiş ekrana. Baştan sonra küfür ve hakaret içeriyor videosu. Ana avrat küfrediyor. Bir milyonu aşmış takipçisini, dindarını ve dinsizini kovuyor hem de küfrederek. Ağzına aldığı küfürleri burada zikretmeye edebim müsaade etmez. 

Küfürlü videosundan anladığım kadarıyla, hakkında yakalama kararı çıkarılmasının ardından, belli ki videolarının altına bol miktarda eleştiri, hakaret ve küfürler gelmiş. Bu küfürlerden anası ve eşi de nasibini almış. Aklı sıra küfre küfürle karşılık veriyor. 

Burada bu küfürlü videosundan dolayı Tema'yı savunacak durumum yok. Çünkü zehir zemberek çektiği bu video bilinçaltını ortaya koyuyor. Efendiliği ve olgun duruşu, işler iyi giderken ki hali imiş. İşler umduğu gibi gitmeyince içindekileri bu videosunda kusmuş. Dıamond'un bu yüzünü de bu vesileyle görmüş oldum.

Bu durum ya da bu haleti ruhiye nasıl izah edilir bilmem ama kendimce bunu izah etmeye, izah ederken anlamaya çalışacağım. İzah ederken Dıamond'u savunmayacağım. Çünkü savunulacak bir tarafı yok.

Daha önceki videolarından izlediğim kadarıyla Dıamond Tema, agnostik olduğunu söylese de satır aralarında ve çektiği videolarda vermeye çalıştığı imaj, bilinemezcilikten ziyade ateizme daha yakın olduğunu idi. Olabilir. Kişi ateist, deist veya agnostik de olabilir. Bu kendisinin tercihi. Bu görüşünü yaymak için mücadele de edebilir.

Küfürlü videosundan hareketle bu profili anlamaya çalışacağım. Belli ki Tema bu yaşta ve kısa bir zaman diliminde YouTuber fenomeni olmayı kaldıramamış. Şöhret afeti onu yok etmiş.

Bir diğer husus yakalama kararı, yediği küfürler ve maruz kaldığı linç kampanyası psikolojisini bozmuş. Bu bozukluk simasına da sirayet etmiş. Bu görüntüsüyle bir psikologdan destek alması gerekir. Yoksa bu psikoloji ile hem kazandığı şöhreti hem de akıl sağlığını yok eder. Bu psikoloji ile gideceği yer din düşmanlığı, dinlere ve din sahiplerine hakaret, onları cahil ve cühela görmektir.

Dıamond’u bu derece küfürbaz ve düşman yapmada bizim payımız var mı? Bir de buna değineceğim.

Dıamond’u bu duruma düşüren, uğradığı linç kampanyası, dışlanmışlık ve itilmişlik hissi. Eleştirinin yanında küfür ve hakaretlere maruz kalması. Belki de ölüm tehditleri de alıyordur.

Doğru veya yanlış bu tür linç ve dışlama bu sonucu doğurabiliyor. Dün takipçileri tarafından el üstünde tutulurken bugün tu kaka yapılma psikolojisini kaldıramadığından dolayı onu bundan sonra İslam’a ve Müslümana alenen düşman görürsek hiç şaşırmayalım. Bundan sonra onu düşmanca tavırlarla görmek yerine onu yok kabul etmek, görmezden gelmek, görüşlerine altı dolu cevaplar vermek daha iyi olabilirdi.

Yorumlar

  1. Zamansız büyütülen, Zamansız reklam olan Zamansız meşhur olan sizin de belirttiğiniz gibi çok çabuk sıkıntılara girebiliyor. Son durumunun bu hale gelmesinin eleştiren ve linç edenlere fatura edilmesini de biraz ağır buldum. Kendisi bu zamana kadar epey bir Zihni ihval etmişti zaten.

    YanıtlaSil
  2. Son küfürlü videosu da yapılan eleştiri ve küfürlerin, hakkında tutuklama kararı verilmesinin ve linçe maruz bırakılmasının izlerini görmek mümkün. Tutuklanacağım korkusuyla Türkiye'ye girememesini, belli imkanları kaybetmesini de bu meyanda saymak mümkün. Sebep tam budur demiyorum. Sadece örneklerden hareketle anlamaya çalışıyorum. Annesi ve avradına küfürler edilmesini düşüncesi ne olursa olsun kaldıramaz. Bir ilerisine yani eleştiriye dahi tahammül edemez olmuş. Kendisine destek olanlara dahi küfrediyor. Psikolojisi sağlıklı değil, tedaviye ihtiyacı var. Örneklerden hareketle dedim. Örnek vermek gerekirse linçe uğratan Mustafa İslamoğlu ve Mustafa Öztürk'ü örnek verebilirim. Bu ikisinde küfür yoksa da savunma psikolojisine geçmeleri de bunu gösteriyor. Tema'ya gelirsek, düşüncesi belli. Kendi mecrasında, kendi takipçileri arasında kendi düşüncesini yaymaya çalışıyordu. Şöhreti dışarı taşınca, ödül beklerken linçi kaldıramadı bence. Tespitim yanlış olabilir. Ben yine de hakaret olmadan getirilen eleştirilere kim olursa olsun linç uygulanmamasını savunuyorum.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde