Bazen sosyal medyada aklıma gelen bir konuda yazmaya başlarım. Niyetim,
konuyu çok uzatmadan sadede gelmek. Yazmaya başlayınca durur muyum hiç. Bir bakmışsın
epey yazıp paylaşmışım. Sanırım kısa yazma özürlüyüm. Be edersiniz ki kelamı kibar değilim.
Paylaşımın ardından bu paylaşımım
aynı zamanda bloğumda da yer alsın deyip yazıyı bloğa aktarırım. Bazen de aktarmadığım
paylaşımlarım gözüme çarpar. Böyle gözden kaçan yazıları da sosyal medya anı sayfası, seneyi devriyesinde hatırlatınca, geriye dönük de olsa yazı arşivine aktarıyorum.
İşte o yazılardan biri de aşağıda. Aradan iki yıl geçmiş. Sanırım temiz
siyasetçilere günümüzde ne çok ihtiyacımız olduğuna dair bir temenniyi barındırıyor
yazı. Yazıda da zamanın Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’e yer vermişim:
“Recep Tayyip Erdoğan, okuduğu bir şiir
yüzünden mahkumiyet kararı alınca, İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığından
alınıp cezaevine gönderilmişti.
TBMM'de Erdoğan'ın
lehine olacak bir kanun teklifi ya da tasarısı görüşülecekti. Şu anda içeriğini
hatırlamıyorum. Sanırım 312. maddenin esnetilmesi yönünde bir kanun değişikliği
teklifi idi.
Bu kanunla Erdoğan’ın siyasi
yasağı kalkacaktı kısaca.
Bu kanun teklifi
Meclise geldi mi, gelmedi mi onu da hatırlamıyorum.
Hatırladığım, Meclis
kürsüsünden Refah Partili biri, zamanın DSP'li Adalet Bakanı Hikmet Sami
Türk'ün cevaplaması üzerine bir soru sorduğudur.
Soruda, "Askerlerin, bu kanun
teklifini/tasarısını görüşmeyin. Biz Erdoğan'ın siyasi hayatını bitireceğiz
deyip demediği ve baskı uygulayıp uygulamadığı" şeklinde idi.
Sorunun ardından
kürsüye çıkan Sayın Türk, "Aynen dediğiniz gibi bir görüşme olduğunu teyit
ederim" açıklamasını yaptı. Sözü uzatmadan, kem küm etmeden kürsüden indi.
Hikmet Sami Türk
sanırım vefat etmedi. Kulakları çınlasın.
Hangi partiden olursa olsun, doğru siyaset yapan siyasetçilere bu ülkenin ne çok ihtiyacı var. 10.04.2022
Not: Kaç kişi ya da kaç siyasetçi böyle bir soruda asker bize baskı yaptı diye açıklama yapar? Zinhar yalan ve iftira deriz. Helal olsun Bakan'a. Zira böyle dürüstlük bize çok yabancı. Bakanken bile efendiliğini, duruşunu, tevazuunu, nazik ve kibar konuşmasını, devlet adamı ciddiyetini hiç değiştirmedi. Nazarımda makamın kendini değiştiremediği kişilerdendi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder