2021 yılının Kasım ayında başımı sokacak bir eve talip
oldum.
Eve bakıp beğendik. Ev eski olsa da
bakımlıydı. Mevkii de iyiydi.
Ev sahibiyle emlakçıda buluştuk. El
sıkıştık. On bin lira kapora verdik. Ara tatil dönüşü de üzerimize almak üzere
kavilleştik.
Tapuyu üzerimize alacağımız günün
öncesinde, emlakçı, parayı tapu dairesinde kameralar önünde elden alacağız, orada
sayacağız dedi.
İyi de bu parayı bankadan çekip
elde nasıl getirecektik? Nasıl elimizde taşıyacaktık?
Oğlanları aldı bir telaş. Biz de
gelelim dediler. Gerek yok, abartmayın, ben hallederim bir şekil dedim.
Parayı çekmeden iki-üç gün
öncesinde bankayı arayarak paramın tümünü şu gün çekeceğim dedim. Belirttiğim
gün, saat 11'de paramı çekebileceğim söylendi.
Gün geldi çattı. İşe gidecek oğlan
işinden izin aldı. Evdeki oğlan ile birlikte arabaya bindik, bankanın yolunu
tuttuk.
Beni bankanın önünde indirdiler.
Benimle beraber oğlanın biri de indi. Diğeri, yol üzeri park sorunu olduğundan
daha ileriye park etti arabayı. Planımız, ben parayı çekeceğim. Diğer oğlan
beni bankanın dışında bekleyecek. Parayı çektiğim an bankadan çıkmayacağım.
Diğer oğlana haydi gel diye telefon açacağım. Araba bankanın önüne gelince ben
bankadan çıkıp hemen arabaya bineceğim. Tüm hesap kapkaççılara karşı tedbir
almaktı. Öyle ya ev alacağız derken eldeki ev parasından da olurduk maazallah.
Bankaya girip sıramatikten sıramı
aldım. Beklemeye koyuldum. Sıram gelince, tüm paramı çekme üzerine işlem
yapıldı. Bir daha da bu banka ile işim olmaz diye hesapları da kapattırdım.
Görevli, paranı arka tarafta verelim deyip beni bankanın iç tarafına götürdü.
Önüme bir yığın para koydu. İçine koyacak çantan var mı dedi. Yok dedim. Bir ya
da iki siyah poşet buldu geldi. İçine doldurduk.
Oğlana telefon açtım. O kapının
önüne arabayı getirince, dışarıda bekleyen çocuğum da bana korumalık yaptı.
Arabaya bindim. Evin yolunu tuttuk.
Öğleden sonra saat dörtte tapuda
olmam gerektiği telefonunu emlakçıdan aldıktan sonra yine oğlan nezaretinde
poşetleri bagaja koyarak tapunun yolunu tuttuk.
Tapuda imza işimiz kısa sürdü.
Çıkıp aşağıya geldik. Poşetleri uzattım eski evin sahibine. Alın sayın dedim.
Karı koca ve emlakçı birbirine baktı. Bu paraları elle saymak saatler alırdı.
Ancak para sayma makinesi gerekirdi. Nasıl sayacağız dediler. Bu paraları şimdi
ne yapacaksınız dedim. Yetiştirebilirsek hemen bankaya yatıracağız dediler. O
zaman oyalanmayın. Zaten ben de paraları bankadan çektim. Bankaya gidince banka
görevlisi sayar. Eksik çıkarsa veririm dedim. Tamam dediler. Hayırlı olsun
deyip vedalaştık. Bereket ikna oldular. Değilse, para saymak için mesai yetmez,
geceye kalırdık.
Olmuş 2024 yılının Mayısı. Bir para çekmem gerekti. Bir günde
çekebileceğim miktar en fazla on bin imiş. Yazdım on bin lira diye. ATM epey saydı
geri planda. Sonra para verme haznesi açıldı. Verdiği para hep yüzlük idi. İki yüzlük
verseydi ne güzel olurdu dedim içimden. Bir ara parayı geri yatırayım istedim. Sonra
vazgeçtim.
Parayı cüzdana koymaya kalktım. Cüzdan bükülmedi. İkiye katlayıp
yan cebime koydum. Burada para var diye bağırıyordu şişkin cebim. Sonunda üşürsem
giyeyim diyerek kolumda taşıdığım yeleğin cebi aklıma geldi. Bir deste parayı oraya
koydum. Koluma atıp çıktım. Allah vere de kolumdan açılıp düşmese. Çarşının ortasında
bir de bununla uğraş endişesi taşımadım değil.
Yolda birkaç şey alıp yüzlüklerden çıkarıp verdim. Ne kadar
harcadığımı bilmiyorum.
Eve geldikten sonra ne kadar kalmış, bir sayayım dedim. İnan,
say say bitmedi. Taşıması zor olduğu gibi sayması da zor. Nasıl aramazsın şimdi
para sayma makinesini dedim içimden. Eskiden para saydıkça çıkan para sesi içimi
açardı. Şimdi ise tiksinti verici geldi.
Eskiden eft yapıp parayı görmeden işimizi hallediyorduk. Şimdi
ise nakit deniyor. İyi de say say bitmiyor elimizin kiri para ve değeri pek bir
anlam ifade etmeyen TL’miz.
Paramızın durumu bu iken hükümet her ne hikmetse hala en büyük
para olarak 200 lira da direniyor. Şu ana kadar beş yüz binlik ve binlik banknotlar
basılıp piyasaya sürülmesi gerekirdi.
Bir ara böyle giderse deste deste TL sayma işi kiloyla tartılmaya
başlayacak yazısı yazayım dedim. Ben daha yazı konusu edinmeden esnaf bir
arkadaş, yakında esnaf, paraları kiloyla tartmaya başlar dedi. Dedim böyle düşünmede
yalnız değilim.
İnan böyle giderse büyük paraların döndüğü alışverişlerde para
makinesi bile iş görmez. Ancak tartı çözer bu işi.
Vah ki vah bize... Vah ki vah paramıza...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder