Kim, ne derse desin seçmen çok sağduyulu. Öyle körü körüne
oy vermiyor. Bireysel gözü körler vardır ama tüm seçmenin ortak aklı sağduyudan
ibarettir. Kolay kolay yanlışta isabet etmez ve yanlışta ısrar etmez.
Siyasilerden tek istediği, kendilerine niçin oy verilmesi gerektiğine dair
kendilerini ikna etmeleri, güven vermeleri, bir şeyi emsallerine göre daha iyi
yapacağına dair güçlü bir irade ortaya koymaları.
Sağduyulu seçmen derken kastettiğim
seçmen kitlesi, her hâlükârda kendi partisine oy veren, oy rengini hiç
değiştirmeyen seçmen değil. Çünkü bu tür seçmen takım tutar gibi partiye oy
veren kitledir. Bunlara kalsan seçimlerde ne iktidar değişir ne de muhalefet
değişir. Sağduyulu seçmen her seçimde ölçüp biçen, partileri uzaktan izleyen,
söz ve icraatlarına bakan, seçim yaklaşıncaya kadar kime, hangi siyasi partiye
oy vereceğinin kararını vermeyen kesimdir. Bu kitle yüzer gezer, her seçimde
olmasa da birkaç seçimde bir oy rengini değiştiren, muhalefeti iktidara,
iktidarı da muhalefete indiren, yeri geldiği zaman iktidara sarı kart gösteren,
muhalefete de hazır ol talimatı veren kesimdir. Türk siyasetinin ve
demokrasinin önünü açan, umutların tükendiği siyasete yeniden ivme kazandıran
kesimdir. Ne tarafa sırt verirse onu vezir yapar. Ne tarafa sırtını dönerse ona
mağlubiyeti tattırır. Bu kitle, ortada olan maçın sonucuna etki eder ve son
noktayı koyar. Maçı kotaran kişilerdir. Şımaranı ve kibirleneni sevmez,
ideolojik davrananı cezalandırır, hizmet siyasetini önceleyeni baş tacı yapar.
Sağa da verir, sola da. Umut gördüğüne destek verir. Kredi üstüne kredi açar.
Hikayesi biteni kızağa çeker. Yeni hikaye yazacaklar arayışına girer. Bunları
teste tabi tutar. Testi başarıyla geçene al ülkeyi yönet diyerek mührü verir.
Bu şekil yüzer gezer seçmen sevilmese de iyi ki bu tür seçmen var. Çünkü bunlar
sayesinde ülkenin umutları yarınlara taşınıyor. Değilse insanımız başka
arayışlara girer.
Demokrasinin önündeki en büyük engel ise partilerin tapulu malı
olan, her ahval ve şeraitte partisinden ayrılmayan kesimdir. Partilerin kalesi dediğim
kesimdir bunlar. Ülkeyi veya şehrini batırsa da çıkarsa da bunların oy rengi değişmez.
Bunlar, bizden olsun, varsın kötü olsun düşüncesinde olan kişilerdir. Partilerin
elini rahatlatan kesimdir bunlar. Çünkü bu tür seçmenin oyları çantada kekliktir
siyasiler için.
Bu girişten sonra 31 Mart seçimlerine değinelim. Bu seçim sonucu,
2002’den beri oy rengi değişmeyen kesimin sürekli kredi verdiğinden uzaklaşıp umuda
yolculuğa kararın verildiği seçimdir.
Seçmen bunu yaparken ser verdi, sır vermedi. Önceki seçimler
gibi hep seçim konuşmadı. Oy rengini faş etmedi. Loş ışıklı kabinde yapacağım yapacağımı
dedi. Teslim alınmış kaleleri yıktı. Olmaz denileni yaptı. Çaresizlik ezberlerini
bozdu.
Bir kısmı da sandığı protesto ederek oy vermedi. Seçime katılım
oranını düşürdü.
Tabanı olan her partiye az veya çok belediye verdi. Haydi yarışın,
kendinizi gösterin. Belediyede kendini ispat edene ülkeyi teslim ederim dedi. Şimdi
belediye kazanan tüm partiler hizmet yarışında yarışacaklar. Bu da ülkenin lehine
bir durum.
Bu demektir ki demokrasinin gelişmesi için kaleler el değiştirmeli.
Bunu bu seçimde fazlaca yaptı. Bunun bir ileri aşaması, İzmir gibi şehirleri muhafazakar
bir partinin, Konya veya Erzurum gibi şehirleri de sol bir partinin almasıdır. Farklı
el, denetimi ve falso yapmamayı gerektirir. Yoğurt üfleyerek yenir. Rakip partinin
nefesini arkasında hisseder ve hatayı minimuma indirger.
Seçime katılım yüzdesinin daha da düşmesi gerekir. Tıpkı demokrasisi
ilerlemiş, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi. Mevcut % 78 katılım daha da düşmelidir.
Bu da ülkenin hayrına olacaktır.
Kısaca 31 Mart seçim sonuçlarıyla seçmen; siyasetten umudunuzu kesmeyin, benim hakemliğime güvenin. Bakmayın seçim öncesi suskun kaldığıma. Suskunluğum asaletimden dedi. Ben bazen sağ gösterir, sol vururum dedi. İktidara dikkat et, oyun dışına atarım dedi. Muhalefete de al sana bir şans. Kendini göster dedi. Bence seçmenin bu yaptığı, ülkenin geleceğine bir umuttur. Seçmendeki ortak akıldır. Seçmendeki sağduyunun hakim olmasıdır. Seçmen kısaca, sizin kayıkçı kavganıza karnım tok. Çalışacaksınız dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder