Ana içeriğe atla

Seçme Fıkralar (27)

Gıyabi Cenaze Namazı *

Bugün cuma hutbesini dinliyor bir yandan da yanımda hutbeyi dinlemeyip konuşan çocukları, kırmadan nasıl ikaz edeceğimi düşünüyorum. 

Ben onları uyarmaya fırsat kalmadan onlar beni de yanlışlarına ortak ettiler: 

İmam efendi, tespihattan sonra depremzedeler için  gıyabi cenaze namazı kılınacağını söyledi.

Yanımdaki çocuk bana dönerek  "Amca gıyabi cenaze namazı ne demek?" diye sordu.  

Cenaze karşımızda olmadan kılınan namaz, diye cevap verdim.

Ona da yanındaki çocuk sordu "Neymiş neymiş?"

 'Hiç, uzaktan eğitim gibi bir namaz çeşidiymiş." diye cevap verir. (Ali Güngör’ün paylaşımı)

*6 Şubat 2023 günü Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 şiddetindeki iki ayrı depremin ardından ölenler için 17.02.2023 Cuma günü tüm Türkiye'deki camilerde cuma namazının akabinde toplu gıyabi namazı kılınmıştır. 

Tayyare Uçmazsa, Memleket Uçar mı?

“Bir grup profesör uçakla bir toplantıya gideceklerdir.

Uçağa bindikleri sırada pilot yanlarına gelir.

“Değerli hocalarımız hoş geldiniz. Bu uçağımızın ilk uçuşu. Ve size gurur duyacağınız bir haberim var. Bu uçağı sizin öğrencileriniz yaptı.”

Pilotun bu açıklamasını duyan tüm profesörler koşarak uçağı terk ederken biri yerinde oturmaya devam eder.

Pilot merakla sorar.

“Niye kaçtılar?”

Yerinde oturan profesör yanıtlar, “Çünkü öğrencilerimizin yaptığı uçağın düşeceğinden eminler.”

Pilot yine sorar.

“Peki siz düşmeyeceğini mi düşünüyorsunuz?”

Profesör gayet emin biçimde “Hayır! Ben havalanmayacağından eminim. Çünkü biz onları uzaktan eğittik... ” (Fatih Altaylı)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde