Tabaka
Birisi koşarak hocaya gelir. Hocaya sorar ve aralarında şu konuşma
geçer:
— Hocam, tütün tabakam tuvalete düştü, bir şey olur mu?
—Ağzı açılmış mı?
—Hayır, hocam
—İyi tuvalet kirlenmez o zaman.
Hoşaf
Hiç hoşlanmadığı biri hocaya yemekli misafir gelmek ister. Hoca
gönülsüz de olsa yemeğe kabul eder.
O gün evinde sadece hoşaf vardır. Onu koyar misafirinin önüne.
Misafir:
—Hocam, aslında ben hoşafı pek sevmem, der. İyice morali bozulan hoca,
bu misafire haddini bildirmek ister:
—Benim eşek de sevmez, der.
Kim Cennetlik?
Bir papazla bir maliyeci ölürler. Münker Nekir hesaba çektikten
sonra papazın cehenneme, maliyecinin de cennete gitmeye hak kazandığı söylenir.
Bu duruma papaz itiraz eder:
—Ama bu haksızlık. Zira ben bunca yıl kilisede hizmet ettim. Esas cennete ben gitmeliyim.
Maliyeci değil. Bu itiraza melekler:
—Bunda bir haksızlık yok. Sen kilisede dua ederken gelenleri hep uyuturdun.
Maliyeci ise herhangi bir işyerine girdiği zaman bildikleri tüm duaları esnafa okuturdu,
derler.
Utanmıyor artık
30 yaşlarında yatağa işeyen bir adam, utana sıkıla uzman bir
doktora müracaat eder. Doktor bütün tahlil ve tetkiklerden sonra gerekli
reçeteyi yazar.
Uzun süre değişik tedaviler uygulamasına rağmen doktor başarılı
olamaz. Sonunda hastasına bir de bir psikolojik danışmana gitmesinin faydalı
olabileceğini söyler.
Aylar sonra eski hastasıyla
karşılaşır doktor. “Nasılsın iyi misin, hastalığın geçti mi diye sorar. Hastası,
iyi olduğunu söyler. Psikolojik danışmanın nasıl tedavi ettiğini merak eder ve sorar.
Hasta, psikolojik danışmanın da tedavi edemediğini, yine yatağa işemeye devam ettiğini
ama artık utanmadığını söyler.
Yorumlar
Yorum Gönder