Bir okul müdürü içeri girmeden önce her
sabah içtima alanında sıraya girmiş öğrencilere, elinde mikrofon konuşma yapar.
Okul müdürü bıkıp usanmadan yaptığı konuşmalar bildik uyarı ve hatırlatmalar. Öğrenciler
de bildik konuşma olunca, öyle zannediyorum, dinler gibi yapıyorlardır. Bir
öğrenci, yanındaki arkadaşına, "Bu ne satıyor?" şeklinde öylesine bir
soru sorar. Arkadaşı da "Bardak satıyor" cevabını yapıştırır.
İki öğrenci
arasında geçen bu anekdot, öğrenciler arasında yayılır. Ardından öğretmenler de
duyar. Bir zaman sonra müdür de haberdar olur. Müdür her mikrofonu eline
aldığında "bardak satacak" demek suretiyle öğrenci ve öğretmenler
arasında gülüşmelere sebep olur. Müdürün bu anekdottan haberi olmasına rağmen öğrenci
deyimiyle müdür yine bardak satmaya devam etmiş. Çünkü yararlı veya yararsız
eline mikrofonu alıp konuşma yapmayı pek severmiş, bunu da görev telakki etmiş.
Öyle zannediyorum, mikrofon aracılığıyla okula yakın evlere de müdürün
konuşması gidiyordur. Mahalle de ne diyeceğini ezberlemiştir.
*
80'li yıllar siyah
beyaz ve tek kanallı yıllardı. Herkesin evinde televizyon yoktu. Bir film
seyretmek için evinde televizyonu olmayanlar komşularına giderek filmlere
birlikte bakarlardı. Televizyonu olmayan bir aile olarak biz de nazımızın
geçtiği akrabaların evine uzun kış günlerinde misafir olurduk. Haberler
dikkatimizi çekmezdi. Aynı şekilde bir ara haberlerden önce sonrasında da
haberlerden sonra Adile Naşit'in sunduğu "Uykudan Önce" programları
da ilgimizi çekmezdi. Nasıl çeksin ve niçin uyuyalım? Çünkü biz buraya film
izlemeye gelmiştik.
Uykudan Önce
programı ilgi alanımıza girmese de elimiz mahkumdu izlemeye. Çünkü tek kanallı
bir dünya vardı. Bu program bitince oh be dünya varmış der, başlayacak filme
biraz daha yaklaştık diye sevinirdik.
Adile Naşit’in ki bir programdı. O da oradan
ekmek yiyordu. Mecburen programını yapacaktı. Benim ilgimi çekmeyen bu program belli
yaş grubundaki çocuklar tarafından öyle zannediyorum, ilgiyle izlenmiştir.
Eskiye oranla okullarda her sabah her törende
konuşma yapmayı en azından çoğu müdür terk etti. Hatta çoğu okullar tören dışında
çocukları her sabah sıraya bile almaz oldu. Yani bir mesafe kat edildi. Kısaca çoğu
müdür bardak satmayı bıraktı.
Nedense, nerede eline bir mikrofon alıp uzun
uzadıya konuşan görsem, “Uykudan Önce” programı ve öğrenci deyimiyle “bardak satan
müdür” gözümün önüne geliyor.
Konuşmalara karşı mıyım? Değilim elbet. Yerinde,
zamanında, kıvamında, yerli yerinde, insanları bilgilendiren, yeni şeyler söyleyen
konuşmalara kim, ne diyebilir? Ama her Allah’ın günü bildik konuşmalar, inanın bezdiriyor.
Olur olmaz yapılan bu tür konuşmalar kişilerin ağırlığını da düşürür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder