16 Ocak 2023 Pazartesi

Üzülecek Hale Sevinmek

Kayseri’de okurken bir dersin vizesinden, öğrencilerin çoğu düşük not almıştı. Duyuru sayfasında notunu gören haliyle üzülüyordu. Şakaya vurup belli etmesem de üzülenlerden biri de bendim.

Yanıma, aynı sınıfta olduğum bir hemşerim geldi. Bana “Hemşerim, herkes aldığı düşük puana üzülüyor. Ben ise üzülmediğim gibi seviniyorum” dedi.

Cevap vermeyince bir şey demeyecek misin dercesine yüzüme baktı. Yine tepki vermedim.

Ardından onların yaptığı mı anormal benimki mi dedi. Seninki dedim. Niye dedi. Hemşerim, zayıf not alanların üzülmesi kadar doğal bir şey olamaz. Kim zayıf aldığına sevinebilir ki dedim.

Bu durumda anormal olan ben miyim dedi. Ha şunu bileydin dedim. Gülüştük.

Normali anormal, anormali de normal gören, öyle zannediyorum, sadece bu hemşerim değil. Günümüzden güncel bir örnek verelim: Etkili, yetkili ve önemli bir makamda bulunan medyatik bir zevat, bir kesime söylediği bir söz dolayısıyla yargılanır. Yargılama sonucunda üç yıla yakın hapis cezası ve siyasi yasak kararı veriliyor.

Bu durumda adı geçen şahsın ve o şahsı destekleyen kişilere düşen üzülmek değil mi? Şöyle böyle değil, adı üzerinde bir ceza söz konusu. Verdikleri görüntü, basına yansıdığı kadarıyla bir sevinç bir sevinç. Hem de öyle böyle değil. Adeta coşmuşlar. Halbuki beklemediği olumlu bir habere insan ancak bu kadar sevinebilir. Garip ve ilginç gerçekten. İnsan böyle durumda hiçbir şey yapamasa bile üzülmüş gibi yapar. Gerekirse timsah gözyaşları döker ama sevinir görünmez. Çünkü böylesi durumlarda sevinmek normal karşılanmaz.

Hasılı, sevinecek yerde sevinelim, üzülecek yerde de üzülelim. İnsanın doğumuyla beraber getirdiği teamülleri İkbal beklentisiyle ayaklar altına almayalım. Eski köye yeni adet getirmeyelim. Normal olalım normal. 17.12.2022

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder