Toplumumuzda
tuvalet ve banyolarda normalinden fazla oyalanma ve bu mekanlarda konuşma iyi
sayılmaz. Buralarda ölçünün makul bir sürede bu ihtiyaçların giderilip
çıkılmasıdır. Buna rağmen tuvalete ve banyoya girdi mi çıkmak bilmeyen
insanımızın sayısı da az değil. Banyoda fazlaca kalanların çoğunda, acaba
şuramda kuru yer kalmış olabilir mi şüpheciliğinin yattığını, bundan dolayı üç
defa yıkanması yeterli görülen vücut organlarını bu tiplerin dönüp dönüp
sabunlayıp yıkadıklarını düşünüyorum. İyice yıkanmalarına rağmen bu tiplerin
banyodan çıksalar da hala içlerinde bir acaba tereddüdün olduğunu söylersem
abartmış olmam. Bu tür şüpheciliğe düşenlerin psikolojik durumlarının yanında
gusül veya boy abdestini anlatan bazı hocaların da payının olduğu
söyleyebiliriz. Sağ olsun hocalarımız guslü öyle bir anlatıyorlar ki “İğne ucu
kadar dahi kuru bir yer kalmışsa, guslünüz olmaz” diyorlar. Böyle anlatılırken
vücutta kuru yer bırakmayın, adam gibi yıkanın, vücudunuzu güzelce ovun” murat
edilmektedir. Doğru mu, doğru. Çünkü sabun kullanılmazsa, vücut ovulmazsa ve
alelacele su dökünüp çıkılırsa vücutta iğne deliğinden de büyük kuru yerlerin
kalması ihtimal dahilindedir. Ki iyice ovalandığı halde kuru yer kalamaz mı,
kalır. Çünkü vücudun ön tarafı iyice ovulduğu halde özellikle yaşlıların ve
kilo sorunu olanların sırtlarını iyice ovabilmeleri mümkün değil. Burada bir
mazeret söz konusu. Kasıtlı olarak kuru yer bırakılmadığı zaman bu durumun
gusle mani olacağını düşünmüyorum. O yüzden banyoda sürt babam sürt yapan bazı
insanımızın içleri rahat olsun. Ne olur, banyoda fazlaca kalmasınlar. Özellikle
ortak kullanılan ve nüfusu kalabalık kişilerin banyoda durma sürelerini gözden
geçirmelerinde fayda var. Çünkü evde yaşayan diğer fertlerin de banyo
ihtiyaçları söz konusu olabilir. Yok, ben üzerimdeki şüpheciliği atamıyorum
ayrıca banyoda uzun süre kalmaktan zevk alıyorum diyenlere de evde tek
yaşıyorsanız, bir başkasını bekletmiyorsanız, tavsiye etmem ama dilediğiniz
kadar kalın hatta banyoda yatın.
Gelelim tuvalette uzun süre duranlara. Çoğunluğun
ihtiyacını bir hızla giderip terk ettiği bu mekanlarda normalinden fazla
duranların mazeret veya gerekçesi ne olabilir? Kimsenin ne için durduğunu
bilemem ama tasası bana düştü. Ucu da bana dokunmuyor değil. İzninizle tuvaletlerde
niçin uzun kaldıklarını irdelemeye çalışacağım.
-Kabız olanlar kolay kolay ihtiyaçlarını
gideremezler.
-Kabızlık hali geçici değil, sürekli ise kuvvetle muhtemel
hemoroid rahatsızlıkları da vardır. Zorlamadan kaynaklı kanama durumları da söz
konusu olabilir.
-Kimi
sigara ihtiyacını tuvaletlerde gideriyor. Buralarda sigara içmekten zevk alırlar.
Zevk hali de üç beş dakikada bitecek değil ya.
-Kimi
tuvalet ihtiyacını giderdiği halde taharetlenmeye epey bir zaman ayırıyor. Hem su
kullanıyor hem de taharet yapıyor. Acaba tam temizlenmemiş olabilir mi diye sürtünüp
dururlar. Bu tipler WC’de durmaktan pek haz almazlar ama temizlik fobisidir onları
tuvalette tutan. Tuvalete girerken ellerinde peçete ile girerler. Kapı kollarına
çıplak elle dokunmazlar.
Tuvalette
uzun süre vakit geçirenlerin sebepleri her ne ise onlara da söyleyeceğim şudur: Kendilerine ait özel bir tuvaletleri varsa WC’de
diledikleri kadar kalsınlar. Birden fazla kabini olan umum tuvaletlerde de
diledikleri kadar kalsınlar ama umumun kullandığı tek kabin varsa, işte burada
düşünmek lazım. Daha doğrusu dışarıda bekleşenleri düşünmeleri gerekir. Millet saatlerce
onları sırada beklemek zorunda değil.
Hasılı
banyo ve tuvalete girdikleri zaman dışarıda kendilerini bekleyenlere dokuz doğurtan
insanımıza son söz olarak şunu demek isterim. Bu yaptığınız hobi ise Allah rızası
için bu keyfinizden vazgeçin. Tuvalet ve banyo fobiniz varsa, Allah rızası için
bu fobinizi yenin. Bir hastalığınız varsa tedavi olun. Temizlik hastası iseniz,
Allah sizi bildiği gibi yapsın. Çünkü bu hastalığın tedavisi yoktur.
*19. 11. 2022 günü Barbaros Ulu adıyla Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder