Dün
akşama doğru ortalığı bir duman kapladı. Yangın mı var dedik. Ailecek balkondan
bakıştık.
Komşulardan
birinin bahçesinden geliyordu duman. Mangal yakmış olmalı demeye kalmadan evde
ne kadar açık pencere varsa kapatmak için koşuştuk.
O
an düşündüm de keşke evde fazla aile bireyim olsaydı, aynı anda odalara
dağılır, hızlıca pencereleri kapatırdık.
Fazla
zaman geçmeden duman başta bizim oturduğumuz ev olmak üzere tüm civar evlere
yayıldı ve odalara davetsiz misafir oldu.
Balkonda
otururken burnu koku alanlar burunlarını kapattı ve yüzlerini buruşturdu.
Benimse öyle bir derdim yoktu. Çünkü burnum koku almıyor. Böylesi zamanlarda
burnun koku almaması bir nimetmiş.
Az
sonra burnu koku alanların tespitiyle balık kokusu gelmeye başladığını öğrenmiş
oldum. Boşu boşuna mangal yakıyor diye komşunun günahını almış olduk.
Biz,
duman isi ve balık kokusuyla gıdalanırken, komşumuz bahçede balığını mangalda
pişirdi. Sonrasını bilmiyorum. Herhalde afiyetle yemişlerdir.
Benim
merakım, komşunun hangi balığı pişirdiği. Maalesef bunu tespit edemedim ama bu
ziyafetten en fazla evin kadını memnun kalmıştır:
Akşama
yemek yapma derdi ve telaşesi olmadı.
Bayram
öncesi temizlediği evi balık kokusu ile batmadı.
Güzel
bir keyif çattı.
Allah'tan
daha ne ister?
Keyiflenmeyip rahatsız olanlar çatlasın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder