Banka Adı | Faiz Oranı (%) |
Şekerbank | 13.50 |
Halkbank | 13.75 |
Vakıfbank | 16.00 |
Ziraat Bankası | 17.00 |
Yapı Kredi | 17.25 |
Turkish Bank | 17.50 |
ICBC | 17.75 |
Burgan Bank | 18.75 |
Odeabank, TEB, Fibabanka | 19.00 |
Alternatif Bank | 19.25 |
Akbank, ING Bank | 20.00 |
Bankaların bu farklı
oranlarını görünce, MB’nin belirlediği faiz oranına uygun faiz veren bankaların
Şekerbank ve Halkbank olduğu, diğerlerinin MB’ının faiz oranını sollayıp
geçtiği dikkatinizden kaçmamıştır. Bildiğiniz gibi Merkez Bankası faiz
oranlarını 16 Aralıkta % 14’e indirmişti.
Buradan Merkez Bankası’nın
birkaç aydır periyodik olarak indirdiği faiz oranlarına gelmek istiyorum. Ekonomiden
ve ekonomiye dair olup bitenleri anlamadığım gibi faizin indirilmesini ve
çıkarılmasını da çok anlamış değilim. Anlamasam da bu konuda yazacağım. Olur ya
biriniz bana bu faiz indiriminin künhünü açıklar da cehaletim gider. Yine
niyetim siyaset değil, sadece olup biteni anlamaya çalışıyorum. Bunu da burada
belirtmek isterim.
Bildiğiniz gibi Türkiye “Düşük
faiz, yüksek kur” modelini uyguladı kısa bir süre. Bundan gaye faizle mücadele
etmek, yatırımcının uygun kredi alıp yatırım yapmasının önünü açmak; sıcak paraya
dayalı bir ekonomik modelden üretime dayalı bir ekonomik modele geçmek ve cari
açığı kapatmak için ihracatı parolamız olarak belirlemiştik. Sadece yeni bir
model denemek değil, aynı zamanda bu konuda nas var diye faize savaş açtık ve
bir kurtuluş savaşı başlattık. Her faizi indirdiğimizde döviz fırladı, piyasa
allak bullak oldu. Fiyatlar aldı başını gitti. Döviz her gün bir önceki günün
rekorunu kırdı. Bundan dolayı millet yediden yetmişe dolarizasyon oldu.
Bankalarda yabancı para üzerinden açılan mevduat hesapları yüzde 60’ı geçti. TL’den
kaçan kaçana birkaç ay yaşadık.
“Kur garantili TL” modeli
ile birlikte şu anda devletin kendisi ve bankalar, var gücüyle vatandaşı TL
cinsinden bankalara para yatırmaya teşvik ettiğine, bankalar MB’nin belirlediği
faiz oranlarından yüksek faiz verdiğine göre “Düşük faiz, yüksek kur“ modelinden yani
faizle mücadeleden hızlıca vazgeçtiğimiz ve faizi teşvik ettiğimiz görülüyor.
Faizle kalınsa yine iyi. Bir de kur garantisi veriyoruz. Bunu bir tarafa
bırakalım ve faiz oranlarına bir bakalım:
MB, faiz oranlarını kasım
ayında yüzde 15’e indirdiğinde, basından okuduğumuza göre MB, % 15 ile bankalara
para veriyor. Hazine ise MB’nin % 15 ile verdiği parayı bankalardan yüzde 22-23
ile borçlanıyor. Bu demektir ki devlet
verdiği faizden yüzde yedi daha pahalı borçlanıyor. Aynı bankalar mevduat
sahiplerine yüzde 13.5-20 arasında faiz veriyor. Yine bankalar kredi verirken ihtiyaç
sahiplerine yüzde 27-30 arasında faiz yansıtıyor.
Görüleceği üzere bu faiz
oranlarından kaybedenler, devlet ve kredi çekenler. Kazananlar ise parasını
mevduata yatıranlar ve bunlara faiz yansıtan bankalar. Burada kazanan hep bankalar
oluyor. Her yıl kazanç bakımından bankaların niçin başı çektiği daha iyi
anlaşılıyor. İnsanın banka kurası geliyor.
İşte benim anlamadığım bu
oranlar. Burada faizle mücadele mi ediliyor yoksa yüzde 30’larda dolaşan
oranlar ile faize teşvik mi yapılıyor? Görüntü teşvik edildiği yönünde. Burada
soralım: Mademki yüzde 20’lere varan oranlarla mevduat sahiplerine faiz, yüzde 30’lara
varan oranlarla kredi verilecekse biz MB’nin faizini niçin yüzde 14’e indirdik?
Madem bu noktaya gelecektik. Altı dolu olmayan ve piyasa şartlarına uymayan
faiz indirimiyle niçin dövizi fırlattık? Şimdi ne yapıyoruz? Dövizi kur
garantisiyle indirdik. Dövizin yükselmesiyle beraber çıkan fiyatların aşağıya
indirilmesini bekliyoruz. İner mi? Haydi indirin baskısına rağmen fiyatlar
inmediği gibi çıkmaya devam ediyor. Sonunda bir soru daha sorup bu nahoş yazıyı
sonlandıralım: Sonunda yine başa dönmüş
isek bu kadar acı reçeteyi biz niye içtik? Her şey yine eski tas, eski hamam
ise burada faizle mücadele ve nas nerede?
*31/12/2021 tarihinde Barbaros ULU adıyla Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder