Bugün ayaklarım, bir
saatlik yürüyüşle beni Tavus Baba'ya götürdü. Doğa, tüm yeşilliği ve doğallığı
ile kendisini temaşa edenlere seyir zevki verirken aynı zamanda stres de attırıyor.
Oksijeni bol bir yer. Hafif bir rüzgar ortamı serinletiyor. Piknik yapanlar,
oturup çay içenler gündüzün bu vaktinde eksik değil.
Girişteki yoğunluk,
yukarılara doğru çıktıkça yerini gençlere bırakmış. Hepsi sere serpe bir yere
serpilmiş. Kimi kuytu yer olarak ağacın ardına durmuş, kimi belediyenin -bunlar
için- koyduğu banklara yan yana oturarak kumrular gibi birbirlerine sarılmış,
kimi de başını sevdiğinin boynuna yaslamış.
Ortam alabildiğine
sessiz. Herkes kendi aleminde. Belli ki canım, cicim ayları ve sözleri bitmiş,
hal ehli bir durumu yaşıyorlar. Ben yaşamadım ama sanırım hepsi aşkın zirvesini
yaşıyorlar Tavus Baba'nın zirvesinde ve eteklerinde. Çoğu da gelip geçenden pek
rahatsız olmuyor. Belli ki bu konuda epey tecrübe kazanmışlar. Öyle ya, aşk
dediğin bugünden yarına olacak bir şey değil ki...yürek mi dayanır buna. Nikah
memuru olsam bu kısa ve kaçamak birliktelik bu aşkı dindirmez, yazık bu
kumrulara der, gördüğümün nikahını kıyarım herhalde.
İçlerinde, onların bu
doğal ortamını bozan tek şey, yaşına-başına bakmadan; nereye geldim ben, burada
ne işim var demeden, sağına soluna ve önüne bakarak dere tepe yürüyen benden
başkası değil. Huyumdur. Ne edersiniz ki değiştiremem.
Hasılı anne ve babalar!
Çocuğum evden çıkalı ne oldu, daha gelmedi, acaba başına bir şey mi geldi diye
endişe etmeyin. Çocuklarınız Tavus Baba'nın zirvesinde emniyetteler. Merak
etmeyin! Zira akşam evin yolunu bulurlar. Eğer illa endişe edecekseniz
çocuğumun bu gidişatı gidişat değil, şunu bir an evvel baş göz edelim deseniz,
iyi olur. Daha zamanı var ama ne yaptığını, kiminle oturup kalktığını öğrenmek
istiyorum diyorsanız, bu yazım çocuğunuzun akıbeti hakkında bilgi veriyor.
Üstelik bu bilgi için sizden ücret falan talep etmiyorum. Verdiğim bu bilgiyi
yeterli görmez, ne yapıp ne ettiğini, kiminle oturup kalktığını görmeliyim ve
takip etmeliyim, onu bu konuda yönlendirmeliyim. Zira ben bu konuda çok
duyarlıyım diyorsanız, normalde insanlara çip takılmasına karşıyım ama
çocuklarınıza çip taktırın derim. Çünkü çipten başka onları kontrol
edemezsiniz.
Yeri gelmişken belediyeye
de bir sözümüz olsun. Daha doğrusu onlardan bir hizmet isteyelim. Tavus
Baba'nın birçok yerinde bölünmüş, içinde ağaç ve güller olan yerlere belediye
mezarlıktır levhası asmış. Aşıkların arzı endam ettiği yerler bu şekilde
kullanılacaksa buralara "Aşıklar Köşesi" veya "Aşıklar
Bahçesi" tabelası asarak buralara sadece aşıklar girsin. Bu mıntıkalara
giriş, aşık olmayanlara yasaklansın. Benim gibi biri de yanlarından geçip
onları rahatsız etmesin. Gerçi onlar rahatsız olmadı. Rahatsız olan aşk
nedir bilmeyen bendim.
Bu arada yazdıklarımı
üstün körü okuyup "Aşıklar arasında sosyal mesafe var mıydı" derseniz
siz de aşktan anlamıyorsunuz demektir. Zira aşkta sosyal mesafe olmaz, maske hiç
olmaz. Zira aşk bütün engelleri aşar.
Son bir söz de hükümet
için söyleyelim. Yani bir hakkını teslim edelim. Hükümet yetkilileri
koronavirüs tedbirleri çerçevesinde piknik yerlerini de yasaklamıştı. Tüm
yasakların yanında açık hava, bol gıda ve oksijenin olduğu bu yerler bu süreçte
niye yasaklanır demiştim. Bunun sebebi hikmetini de böyle anlamış oldum.
*27/06/2020 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder