Bir aydır eve kapananlar, evde sıkıldık diyenler, bir an düşünün ki koronavirüs dışarıda birbirimizle temas yoluyla değil de kapalı mekanlarda, özellikle evlerde ortaya çıksa, evin bilinemeyen bir köşesinden bulaşmış olsa o zaman yetkililer ve uzmanlar, "evde kalın", yerine "evlere girmeyin", "dışarıda kalın" diyeceklerdi. O zaman ne yapıp ne ederdik? Şimdi sıkılınsa da evlerde yiyip içip yatılıyor. Olur mu öyle şey, olmaz olmaz, demeyin. Ölmez sağ kalırsak bizleri nasıl bir sürpriz bekliyor, göreceğiz.
Dışarı daha iyi demeyin. Bir düşünün ki 7'den 70'e herkes dışarıda ve evlerine girip uyuyamıyor. (Depremleri gözünüzün önüne getirin) Bu durumun belirsiz bir şekilde aylarca sürdüğünü düşünün. Her şeyden geçtim, telefonunuzun şarjı bitse nerede şarz edeceksiniz?
O yüzden beterin beteri var. Oturun, oturduğunuz yerde. Rahatınıza bakın ve sıkılmayın. Sıkıldıkça benim bu olası felaket senaryom, aklınıza gelsin. Ardından oh be, dünya varmış, deyin. Hiç sıkılmayacaksınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder